nightmare

1.5K 118 106
                                    

"Seni o kadar çok seviyorum ki."

Çıkan güzel ses Harry'nin kulağını okşayınca omega gülümseyip arkasını döndü. Döndüğü gibi önünde duran beden kollarını onun ince beline sardı. Harry bir tek onun tişörtünün sıyrıldığı yerden bembeyaz tenini görebiliyordu. Elini yavaşça oraya doğru çıkarttı. Onu o kadar net hissedebiliyordu ki, kalbinin atışları hızlanmıştı.

"Ben de seni." cümlesi döküldü dudaklarından, yüzünü kaldırmadan. Bu cümle karşısındakini sevindirmiş olacak ki iyice yakınlaştırdı kendisine Harry'i. "Öyle mi?" diye sorduğunda Harry'nin gülümsemesi büyüdü. Kollarını boynuna sardığı gibi "Evet." diye yanıtladı onu.

Sesi öyle baskındı ki, sevgisi vücudunu öyle ele geçirmişti ki Harry cevap vermek için duraksamamıştı bile.

"Biliyordum zaten." cevabını aldı karşısındakinden, yavaşça kendisini havaya kaldırırken. "Sen bunu bana çok önceden belli etmiştin."

Harry bacaklarını onun beline doladığı gibi onunla aynı hizaya geldi. Gördüğü yüzle birlikte anında gülümsemesi dondu. Elleri birden titremeye başlayınca ise "Hayır." dedi hemen kendi kendine gözlerini kapatarak. "Hayır."

"Hayır!" Harry terler içinde uyandığında şok içinde etrafını inceledi. Sonra nefes almaya çalıştı. Nafileydi. Gördüğü şeyin geleceğe dair bir mesaj içeren rüya olmaması gerekiyordu.

"İyi misin canım?" Annesi kapıyı açıp içeri girdiğinde Harry hemen ona döndü. "Bilmiyorum. Çok mu ses çıkardım?"

"Biraz. Baban uyuyor ama, merak etme." Lily ona gülümseyip yanına çöktüğünde Harry minnetle annesine baktı. "Üzgünüm." dedi kısık bir sesle.

"Kötü bir rüya mıydı?" Lily oğlunu kendine çekerek sarıldıktan sonra sorunca Harry sarılışına karşılık vererek "En kötüsüydü." dedi hemen. Hâlâ ürperiyordu.

"İstersen hemen kahvaltı hazırlayabilirim. Sevdiklerinden yapabilirim."

Harry geri çekilip annesine gülümsedikten sonra aşağıya birlikte kahvaltı hazırlamaya indiler. Harry bu süreçte içindeki sıkıntı geçer sanıyordu. Babası da indiğinde ve kahvaltı ettiklerinde bile kötü hissetmeye devam etmişti. Bu yüzden biraz daha oturduktan sonra kendisini dışarı atmıştı.

Yürüye yürüye Hermione ile buluşmak için anlaştıkları kafenin önüne geldi. İçeri girdiği gibi gözlerine ona gülümseyen arkadaşı çarpınca ise hafifçe tebessüm ederek onun karşısına oturdu.

"İyi misin?" Hermione'nin sorusuyla Harry yutkundu. "Pek değil. Sen?"

"İyiyim. Yani senin başına bir şey gelmediyse. Yine Draco mu bulaştı sana?"

"Hayır." Harry onun adını duymasıyla bile midesinin bulandığını fark etti. Öyle gergindi ki. Kahverengi kazağının kolunu çekiştirdikten sonra "Bir rüya gördüm." diye konuşmaya başladı. "Kabustu daha doğrusu. Umarım."

"Bir şey alır mıydınız?" Harry onlara gülümseyen omega kızdan bir kahve rica ettikten sonra Hermione de aynısından istedi. Kız uzaklaşır uzaklaşmaz da arkadaşına döndü.

"Harry! Anlatacak mısın artık? Meraktan ölmemi mi istiyorsun?" sorusuyla da Harry boğazını temizleyerek "Rüya güzel başlamıştı." diyerek anlatmaya başladı. "Hem de her şey çok güzeldi. O kadar iyi hissettiriyordu ki. Ben de çok aşık gibi hissediyordum ve mutluydum. Ruh eşimi gördüğümü sandım."

"Sonra," Harry derin bi nefes verdikten sonrasında bakışlarını kaçırdı. "Sonra onun yüzünü gördüm. Rüyamdaki kişinin yani."

"Kimdi?"

𝐃𝐨𝐧'𝐭 𝐁𝐥𝐚𝐦𝐞 𝐌𝐞 | 𝐃𝐫𝐚𝐫𝐫𝐲 [𝐎𝐦𝐞𝐠𝐚𝐯𝐞𝐫𝐬𝐞]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin