ABD ordusunun eski pilotlarindan biri olan John N. ,bana ikinci Dünya Savaşı sırasında bindiği uçağın bir uçak savar tarafından vurulup hasar aldığını anlattı.
Yeni Gine'nin ormanlarla kaplı dağlarından kurtulması gerekmişti.Elbette çok korkmuştu ama korkunun normla ve anormal olmak üzere iki türü olduğunu biliyordu.
Anormal olan ve onun ele geçirmeye çalışan korku paniğin yakın bir akrabasıydı.
Hemen korkusuyla ilgili birşey yapmaya karar verdi.
Kendisiyle konuşarak, "John, korkuna teslim olamazsın.Hissettiğin korku,aslında senin güvende ve emniyette olmana dair isteğin ve çıkış yolundur," dedi.
Açıklık bir küçük alanın ortasında durup sakin sakin
nefes alıp verneye başladı.Panik hissinin ilk belirtilerini
dindirdi.kendisini daha rahat hissettiği anda,"Gezegenleri yörüngelerinde tutan Sonsuz Zeka,şu anda bu ortamdan çıkıp emniyette olmam için bana yol gösteriyor ve bana rehberlik ediyor,"demeye başladı.Bunun on dakika ya da daha uzun bir süre yüksek sesle söylemeye devam etti.
"Birden içimde bir şeyin kıpırdadığını hissettim," dedi bana.
"Bu bir özgüven ve inanç haliydi.Açıklığın bir tarafına doğru çekildiğimi hissediyordum.Orada bir panikanın izlerini görüp yürümeye başladım.Iki gün sonra, mucizevi bir şekilde insanların dost olduğu ufak bir köye vardım.Karnımı doyurdular ve beni ormanın bir kurtarma uçağının bulunduğu tarafina götürdüler."
John'un değişen ruh hali onu kurtarmıştı.Öznel bilgeliğe ve güce olan güveni ve inancı,sorusuna bir çözüm bulmuştu.
"Kaderimize sızlanıp korkularıma teslim olsaydım,korku canavarı beni ele geçirirdi.Muhtemelen,korkudan ve açlıktan ölürdüm,"dedi.