Sinir küpü

28 2 0
                                    

Multi medya murat

İYİ OKUMALAR UMARIM SIKICI GİTMİYORUMDUR

NOT:Bundan sonraki bölümlerde pozitif gidebilir.

Ben bu denileni duyunca ani bir tepkiyle
"Sen nedediğinin farkında mısın?nasıl olur ya bir gün önce ailemi öldürüyorsunuz sonra beni kaçırıyorsunuz bide gelmiş oğlumla evlenceksin diyosun biz hangi devirde yaşıyoruz da bunları yaptırabiliyorsunuz?"

Kemal aptalı biliyorum her ismini söylediğimde sonunda illa bir uygunsuz kelime olması lazım napiyim adama yakışıyo neyse bunları geçelim adam biraz düşünürmüş gibi yaptı ardından konuşmaya başladı

"Bu konu bitmiştir iki hafta da nasıl bir hazırlık yapıcaksan yap,düğün bahçede olucak bence gayet uygun bir yer hem büyük ve geniş ayrıca havuzu da var neyse nişan üç gün sonra kına da on gün artık gerisini sen düşün"

Bir şey demeden adamın elinden kurtuldum ve odaya çıktım bu nasıl bi dünya yatağıma yatıp cenin pozisyonu aldım ailemi,bu savaş denilen salağı,bu işe nasıl karıştığımı hepsi üst üstte geldiğinden içimdekileri boşaltmaya yani ağlama başladım kapı tıklanınca hemen göz yaşlarımı sildim ve gir dedim
Kapı açılınca bir kadın girdi biraz inceledim sanırım buranın yardımcılarındandı

"Merhaba deniz hanım ben ayşe yani buranın hizmetçisiyim size kahvaltı getirmiştim nereye bırakmamı istersiniz"

Kadının suratındaki sevimli gülümsemesi kanımın ısınmasına neden oldu bilmiyorum ama bu ayşe teyzeyle iyi anlaşacağıza benziyordu

"Teşekkür ederim ayşe teyze ama sizin bana sizli bizli hitap etmenizi istemiyorum siz benden büyüksünüz olmaz öyle şey ben size ayşe teyze diye hitap ediyim sizde bana istediğinizi söyleyebilirsin"

"Peki kızım nereye bırakım tepsiyi?"

"Bana verebilirsin yine teşekkür ederim"

"Önemli değil yavrum ne demek işimiz"
Dedikten sonra odadan çıktı bende kahvaltımı yapmaya başladım o kadar acıkmışım ki tabaktakilerin hepsini bitirmiştim yorganı çekip terliklerimi giydim tepsiyi ellerime alıp kapıya doğru yürüdüm saçlarım açıktı aslında toplayabilirdim ama üşeniyordum bir yandanda,kapıyı zor bela açtığımda kolumu kopartacak dercede çeken adam karşımdaydı

"Elindekini bırak ve aşağı salona gel konuşulcaklar var"

Hiç umursamadan yanından geçtim mutfağa doğru yürümeye başladım ama nerde olduğunu bilmediğimden her odaya girip çıktım ama iki tane daha vardı bir tanesi koridorun tam karşısındaydı diğeri ise koridoru geçerkendi,ben tam karşısındakini boşverip diğerini seçtim diğeri belki banyo olabilirdi kapıyı açtığımda

Kum torbası

Üstsüz bir adet savaş

Ve arnından akan su damlacıkları

Bunları görünce gözlerim yerinden çıkacakmış gibi oldu nasıl akıl edemezsin kapı çalmayı savaş bey bana iki saniye bakıp işine geri döndü bende sertçe kapıyı çektim.
O açmadığım kapıyı açtığımda mutfakla karşı karşıya geldim neden bunu denemediysem artık bulaşıkları makineye yerleştirip salonu aramaya koyuldum Allahtan hemen karşıma çıktı içeri girince sadece o kolumu kopartacak adam vardı koltuğa oturdum ve konuşmasını bekledim ama o sadece yere bakarak bi şeyler düşünüyordu neden konuşmuyorsa bende etrafa bakmak için kafamı kaldırdığımda kapıda savaşı gördüm yeni duş almışa benziyordu ve bana bakıyordu niye öyle bakıyorsa hiç böyle şeylere alışık değilim ben, önüme döndüm oda zaten o adamın yanına oturdu ben onlara bakarken adam

"Evet ben konuşmaya başlıyorum ben savaşın abisi murat isim yeterli senin için neyse asıl konuya geçelim"

Adam derin bir nefes aldı bu sırada gözüm savaşa kaydı elinde telefonla ilgileniyordu

"Bizim babamız yani kemal güngörü tanıyorsundur işte bu evlilik olayını babam ayarladı üç ay önce babama akciğer kanseri teşhisi konuldu bu yüzden ölmeden önce savaşın evliliğini görmek istediği için seni beğenmiş seçmiş ama şöyle bir şey daha var bu evlilik fazla uzun sürmeyecek gibi gözüküyor anlıcağın babamın fazla zamanı yok evliliği bu yüzden erkene aldık babam öldükten sonra boşanabilirsiniz"

Bunları derken ruhsuz bir şekilde söyledi babasının ölümünü bile demek abisiymiş

"Ben çıkıyorum"
Bunu söyleyen savaştı salondan çıktıktan sonra kapı kapanma sesi duyuldu ben de hiç birşey demeden odama çıktım yatağıma girip uyumaya çalıştım bunları düşünürken uyuya kaldım

SAVAŞ'dan

Mekana gelince köşeme geçtim tabiki oturur oturmaz başıma kız üşüştü bi tanesi kucağıma oturmaya çalıştı hemen sertçe ittirdim bugün pek havamda değildim garsonu çağırıp iki üç şişe viski istedim
"Savaş bey ağır gelmesin"

"Sen benim dediklerimi getir"
Başını sallayıp gitti bende cebimden telefonumu çıkardım o kız yani denizin fotoğrafını çekmiştim hemen fotoğraflara girdim ve incelemeye başladım aslında fena kız değildi ama kriterlerime uygun değildi resmi silip telefonu cebime koydum viskide gelince ard arda içmeye koyuldum saate baktığımda üçe geliyordu zaten başımda ağrımaya başlayınca ayağı kalktım ardından arabaya yürümeye başladım biner binmez jet hızıyla sürmeye başladım eve vardığımda aradaki zaman sadece on beş dakikaydı arabayı korumalardan birine verdim ve eve doğru yürümeye çalıştım içeri girince merdivenlere yöneldim çıkarken nerdeyse düşücektim sadece beş şişe içmiştim çıkınca bir kapının aralık olduğunu gördüm kapatmaya giderken buranın denizin odası olduğunu anladım bakmakta sakıncası yoktur herhalde içeri geçince denizin atleti yarıya çıkmıştı altında da sadece iç çamaşırı duruyordu içimdeki canavar ortaya çıkmadan önce o odadan çıkmayı başardım kendi odama girdim ardından soğuk bir duş alıp yattım.

DENİZ'den
Sabah kapının tıklanmasıyla uyandım yorganı boynuma kadar çekip gel diye seslendim içeri ayşe teyze girince rahatladım.

"Kızım kemal bey seni aşağıya çağırdı"
Ayşe teyzeye kafamı olumlu anlamda salladım oda odadan çıkınca banyoya geçip yüzümü yıkadım ardından üstümü giyip aşağı indim herkes masada oturmuş sanki beni bekliyorlardı
Sanki çok umursuyorlar beni ya!

Masaya yani murat beyin karşısına geçtim öyle bomboş etrafa bakarken bana bakan bir çift kahve gözle karşılaştım o önüne dönünce bende önüme döndüm

"Evet deniz kızım artık iki gün kaldı nişana o yüzden bugün alışverişe çıkmanı istiyorum tabi korumalarla istersen yanına ayşe hanımıda alabilirsin?"
Bu adam bana ricada mı bulunmuştu bende kısa,soğuk ve net bir şekilde konuştum
"Ayrıca para konusunuda dert etme"

"Ayşe teyzeyi alırım,gideriz"
Bunu diyince kemal şerefsizi bana bakıp ardından tabağıma bakıyordu sanırım kahvaltı yap gibisinden işaret veriyordu bende tabağıma peynir domates ve zeytin alıp ekmeğide unutmamıştım yemeğimi yedikten sonra tam kalkacağım sırada sadece ismini bildiğim adam yani savaş konuşmuştu

"Babam kalkmadan kalkamayız"
Ne bu şimdi bi tür kural mı? Neyse uyalım bakalım itiraz etmeden oturdum bi on dakika geçtikten sonra kemal bey!bastonuyla kalkınca bende jet hızıyla kalkıp odama çıktım burda hiç kıyafetim olmadığı için biran önce evden çıkmak istiyordum.Aradan bir saat geçtikten sonra hazırlanıp aşağı indim bu geçen zamanda da ayşe teyzeye durumu anlatmıştım onuda hazır görünce yüzümde küçük bir tebessüm oluştu onun yanına varınca
"Hadi çıkalım artık"
Kapının kolunu tam açıyordum ki ayşe teyze durdurdu beni arkamı döndüğümde salondan çıkan savaşı gördüm

ODA MI BİZLE GELİYO
Yok sanmam ya kızların arasında napsın dime canım
"Beni beklemeden mi gidiyorsun deniz"
Umursamayarak kapıya doğru döndüm ve çıktım nerden gideceğimi bilmediğim için durdum onları bekledim ayşe teyze yanıma gelince soğuktan dolayı koluna girdim,arabaya bindiğimizde araba sıcaktı ayşe teyze önde ikimiz arkadaydık camdan dışarı bakarken üstümde bi ağırlık vardı kafamı yana çevirdiğimde savaş bana bakıyordu bu adam bi tuhaftı ilk ben önüme dönünce oda döndüğünü hissettim çünkü üstümde bakma hissi yoktu.
Acaba ileriki zamanlarda nolcaktı benim için

DİĞER BÖLÜM YAKIN BİR ZAMANDA YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUM

Sev de görHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin