do i really have to tell you how he brought me back to life?

225 23 193
                                    

i

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

i.

Oda Sakunosuke'nin öldüğü gün hava soğuk değildir.

Buna rağmen Dazai Osamu'nun eli ayağı sanki kışı yaşıyormuş gibi buz kesmiş ve bir köprüye yürürken bedeni fırtınaya karşı direnmeye ve dalına bağlı kalmaya çalışan ağaç yaprağı gibi tir tir titriyor. Kendi bedenini şimdiye kadar tanıdığı kadarıyla, içinden bir ses yarını görürse hasta olacağını söylüyor. Yine de sorun değil çünkü Dazai yarını görmeyi planlamıyor.

Köprünün ortasında duruyor, kanla kaplı ellerini yavaşça korkuluklara bastırıyor. Mafya ona birkaç arkadaş vermiş olsa da asıl istediğini veremedi. Dazai belki, belki Oda ve Ango için yaşamaya devam edebilirdi ama bu artık söz konusu değil. Ango bir hain ve Oda yalnızca saatler önce öldü. Dazai hem onu kurtarmak için hem de son sözlerine kulak verebilmek için fazla gecikmişti. Onu kaybetmenin acısı bir yana ne söyleyebileceğini asla bilemeyecek olmak da var içinde.

Birazdan bunların hiçbir önemi olmayacak, Dazai titreyen kollarıyla bedenini yukarı çekerken düşünüyor. Korkuluğun üstüne çıkıyor, kendini nehre atmadan önce bir saniye tereddüt etmiyor. Düşerken Mori'nin ona verdiği ceket omuzlarından ayrılıyor, tıpkı Oda'nın can veren bedenine koştuğu sırada olduğu gibi.

Suya çarptığında Dazai refleks olarak bile nefesini tutmaz. Belki de kendini daha önceki boğma girişimleri ile buna alıştırmıştır. Suyun ciğerlerine dolmasına ve onu yavaş yavaş öldürmesine izin verirken sızlayan gözlerini hiç olmadığı kadar huzurla kapatıyor. Nabzı hemen kulaklarında atarken daha önce titreyen uzuvları uyuşmaya başlıyor. Süreç boyunca Dazai bir kez olsun çırpınmıyor. Göğüs kafesindeki baskı gittikçe ağırlaşır, Dazai son kalp atışlarını dinler.

Geciktiğim için üzgünüm Odasaku. Oraya geldiğimde ne söyleyeceksen tekrar yapabilir misin?

Nabzını son kez dinledikten sonra bilincini yitirir...

ii.

Kunikida Doppo'nun o günkü programı oldukça sıradandı. Her zamanki gibi sabah altıda kalk; altı buçuğa kadar duş al, iş için giyinip hazırlan ve kahvaltı yap; tam yedide ajans binasında olmak için evden çık... Bugün okulda ders vermesi gerektiğinden ajanstaki mesaisinden yarım saat erken çıkmış ve iki buçuk saat daha çalışmıştı. Hiçbir aksaklık çıkmazsa, yürüyüş hızına da bağlı olarak tam sekiz buçukta evde olacak.

Ama bir aksaklık çıkıyor. Nehrin kenarından yürürken bir yabancıyı köprüden nehre düşerken görüyor. Neden olduğuyla ilgili iki seçenek mevcut: Bir kaza ya da intihar girişimi.

Her halükarda sonuç değişmez. Kunikida iş çantasını kenara atıyor ve hemen sonra nefesini tuttuğu gibi nehre dalıyor. Diğerine ulaşana kadar biraz yüzerek ilerler. Pis nehir suyunda onu hareketsiz şekilde bulduğunda uzanıp gömleğinin önünden yakalıyor ve kendine çekiyor.

pulseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin