1. BÖLÜM "BÜYÜK ÇARPIŞMA"

95 12 18
                                    

Mulltii: BURAK ARGAN.

Multileri çok iyi yapıyormuyum bilmiyorum.Bu işlerle ilgilenen biri varsa bana mesaj atabilir:D


.... 1. BÖLÜM ....

Okulun son haftalarıydı. Bir yılı daha geride bırakacaktım. 11. Sınıfı da bitirecektim. Koridordaki adımlarımı kantin yönüne doğru hızlandırırken öğrencilerin okullar kapanacağı için pek de mutsuz olmadıklarını gördüm. 'Peki ya neden?' diye sordum kendi kendime. 'Neden herkes bu kadar mutluyken ben mutsuzdum?' Kendime sorduğum sorunun cevabını ararken omzuma çarpan kolla -veya kas yığınıyla mı demeliyim bilmiyorum- çarpıştığımda yüz üstü yere yığıldım. Yere yapıştığımda kırılmadık yerimin kalmayacağını bildiğimden ellerimi koruma amaçlı yere bıraktım. Ama durun bir dakika, yere düşmemiştim. Bu hissettiğim şey yer olamayacak kadar rahhattı ama en yakın arkadaşım Buse'nin son model kırmızı arabasının koltuğundan daha rahat olmadığını kabul etmeliydim. Karşılaşacağım şeyin ne olduğunu bilmediğimden gözlerimi kısarak yavaş yavaş açmayı denedim. OMG! O da ne..

Bu, okulun en yakışıklı, en zengin, en populer ve en önemlisi en kaslı çocuğu BURAK ARGAN.

Hey hey hey hey bi saniye. Tamam vazgeçtim bana 5 dakika verin. Bu olanları anlamam benim en az 5 dakikamı alacaktı. Okulun koridorunda o kadar kızın erkeğin içinde Burak Argan bana mı çarpmıştı? Ve ben Burak Arganın üzerindeydim.

BURAK.

ARGANIN.

ÜZERİNDEYDİM.

Ben şaşkınlığımı üzerimden atmaya çalışırken -daha doğrusu mal mal kas yığınına bakarken- o karşımda durmuş bütün ihtişamıyla sırıtıyordu. Ve bu benim kendime gelmemi daha da geciktiriyordu.

" Şe-şey pardon.". Pardon mu? Ne pardonu dedim ya kendi kemdime. Kendine gel Ada!! Sana çarpan oydu. Sen masumsun. Sen öldürmedin tamam mı? Sen yapmadın. Sen daha gencecikken ömrünü dört duvar arasında keşlerin içinde geçiremezsin. Sen suçsussun. Ne saçmalıyorum ben ya. Hala kendimde değilim. Tabii ki kendimde olamam. Şu anda açık kahverengi gözlerinin aldığı tüm tutkulu renklerle beni etkisi altına alan bir Burak Argan duruyordu karşımda.

Kendime geldiğime emin olduğumda Burak'ın üstünden kalkmaya çalıştım. Ama heyecandan elim ayağıma dolaştığı için bu sefer üzerine tamamen yapışmıştım. Şu anda dışarıdan nasıl gözüktüğümüzü tahmin bile edemiyordum. Resmen tek vücut olmuştuk. Nefes alış verişlerim hızlı olduğu kadar düzensizdi. Ama o çok rahattı. Tabbi ki rahat olacak aptal Ada. Karşındaki çocuk günde en az 2 kişiyle yatan bir çocuktu. Ne bekliyordun ki...

Onun etkisi altından kurtulmaya çalışırken başaramayacağımı anlayıp onun kalkmaya çalışmasını bekledim. Ama o bu durumdan çok memnun görünüyordu. Birkaç saniye sonra neredeyse okulun tamamının etrafımızda toplandığını görünce ayaklandı. Bana ne mi oldu? Anlayın artık olum ömrüm boyunca bu şokta çıkamayacaktım...

Ayağa kalktığında bana döndü be tatlı tatlı sırıttı. Bana doğru eğildiğinde elimi uzattım ama,

" Tekrar görüşeceğiz güzellik." Deyip arkasına bakmadan çetesine doğru ilerledi. Bense elim havada mal mal kas yığınının arkasından bakıyordum.

"Önüne baksana kas yığını." Diye cırladım. Bana dönüp ' yine görüşücez' bakışı attıktan sonra çıkışa doğru ilerlemeye başladı. Bense etrafımda bana bakan kıskanç gözlere ' sikerim ' bakışı attıktan sonra etrafıdaki sürtükleri süzmeye başladım.

ADA'NIN RENKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin