06.30:
Soğuk bedenimi sıcak su altında bıraktığımda nefesime bir rahatlama gelmişti. Uykumu en iyi açan şey buydu tıpkı küçükken annemin aldırdığı duşlar gibiydi. O zamanlar yardımcımız idil abla beni yıkarken zorlanırdı annem ise "Tamam idilciğim bu küçük hanım beni istiyor" derdi. Ne kadar güzel günlerdi tahmin bile edemezlerdi.-señora le han dejado un correo
Bana bir posta bırakıldığından söz ediyordu.
-quien es el remitente?
Kimdi bu bırakan bunu merak etmiştim ve sormuştum.
-no puedo leer Estás en la ducha así que no te molesto, lo dejo aquí.
-De acuerdo.
Okuyamadığını ve duşta olduğum için çok rahatsız etmek istemediğini söylemişti ben ise onaylamıştım.
Duştan çıkıp diğer kapıdan odama geçtiğimde gelen mektuba bakmıştım kimin gönderdiğini merak ediyordum. Bir yıldır burdaydım ve asla gelen bi posta olmuyordu.
Mektubu açmıştım.
~Sevgili Kızım Ahu;
Seni ne kadar özlediğimizi tahmin bile edemezsin. İyi olduğunu şirket sayesinde öğrensemde telefonlarıma ve mesajlarıma çıkmaman beni hep üzüyor bebeğim bunu lütfen unutma. Burdan giderken beni bizi terk ettiğinin farkındaydım. Ama bir şey diyemezdim çünkü beter bir durumdaydın. Şimdi ise senden bir isteğim var. Bebeğim ailemiz için bazı şeyler ne kadar önemli biliyorsun. Haberin olmasa da kuzenin Meriç evleniyor. Kendine denk bir ailenin kızıyla... Düğün çok göz önünde olacak yine ve daha fazla basın burda olacak burda olmaman çok dikkat çeker. Annenin ölümü üzerine özellikle. Şunu unutma bebeğim annen basının önünde korkak gibi kaçmazdı hep dimdik dururdu. Şimdi sana da yakışan o çünkü sen annenin aynısısın bunu asla unutma bebeğim. Seni seviyorum. Her ihtimale karşı uçak biletini aldım. Haftaya burda olman dileğiyle.
Baban Aydın..."Yüzsüz herif bide bana mektup göndermiş. Annemin ölümünü sır gibi saklayan şerefsizler hepsi. Hiçbirini umursamam. Annem basına çok eyvallah çekerdi ama bunu kendisi için değil sülaleye boyun eğmek istemediği için yapardı. Ama ben umursamıyorum. İspanyada güzel bi yaşamamım var ve onlarla bir araya gelmem. Hemde annemin ölüm yıl dönümünde bunu asla yapmam.
-5 GÜN SONRA-
Bilgisayarın başına geçip annemin resimlerini açmıştım. Annemi çok özelmiştim. Aynı yüzü gibi parlaktı. Onu gören sude hanım diye tebessüme boğulurdu. Soylu ailesi hariç.
Bilgisayarda gizli galeri kısmı vardı bunu bilmiyordum bile şifreliydi ve şifresini çözmeye çalışıyordum. Şifreden emindim. "05.06.00"annemin özgürlüğe kavuştuğu an.
Annemin bi videosu çıkmıştı bu zamana kadar bunu görmemiştim doğal olarak. Videoyu açıp dinlemeye başlamıştım. Ve kendimi tutamayıp ağlamıştım.
"Canım kızım meleğim her şeyim... Bu videoyu öylesine koyuyorum buraya. Gün gelirde biri beni duyar kurtarır diye bırakıyorum. Hayatım o kadar beter ki lüks çantalar kıyafetler ve markalar kesinlikle bir hiçmiş. Benim asıl her şeyim sen oldun. 24 temmuz gecesi her şeyim değişti çünkü artık her şey sendin. Hep dimdik dur bebeğim asla ama asla onlara boyun eğme! Onlar ezmeyi yukardan bakmayı severler sen onlara hep bir gıcık yüz ifadesiyle gülümse hep onlardan üstün ol bebeğim bu potansiyeli sende her zaman gördüm. Onlardan kaçarsan asıl onlara mahkum olursun. Seni çok seviyorum bebeğim."-Anastasia!
-dama?(Hanım efendi)
-Empaca mi maleta(Bavulumu hazırla)
-en seguida, señorita(Hemen hanım efendi)
O kadar çok bağırmıştım ki kadın korkudan ölmüştü. Kararımda kesindim dönecektim. Mektubun arkasında olan uçak bilgilerini görmüştüm. Kararlıydım o düğüne katılıp geri gelecektim ama orda olduğum süre boyunca o sülaleyi daha da yıkacaktım. Annemi çok seviyordum her dediğine uyardım ama tek uymayacağım şey orda hep kalmak olacaktı.
—————
Sabah olduğunda kalkıp hazırlanmıştım.Bu kombini giyip özel uçağım için yola çıkmıştım. Bavullarım oldukça ağırdı. En şık ve siyah kıyafetlerimi koymuştum.
Uçağa bindiğimde yemeğimi yiyip kulaklığı takıp dizi izlemiştim bir yandan da uykulu olmam devam ettiğinden uykuya dalmıştım.
-Ahu hanım, Ahu hanım?
-Vardık mı?
-Evet efendim istanbuldayız ana vatanınıza hoşgeldiniz inişiniz gerçekleşiyor.
-Teşekkürler.
Etrafa bakmıştım ilk gittiğimde de böyle bakıyordum etrafa.
İndiğimde taksiye binmiştim.
-Merhaba Soylu konağına lütfen
-Ahu soylu?
-Evet ama lütfen basına bunu yansıtmayın:/
-Yok yok ben diğerleri gibi değilimdir merakımdan sordum. Abicim sen ne biçim büyümüşsün ya gittiğinde daha dünki bebeydin. Kaç yaşındasın bari?
-17 yaşındayım yazın 18 olacağım:)
-Yaza girdik zaten. Baya büyümüşsün maşallah hatırlar mısın bilmem ama sen giderkende ben götürmüştüm.
-O gün fazlasıyla ağlıyordum bana peçete veren sizdiniz o zaman?
-Evet. Annenizin sır gibi saklanan ölümü yüzünden beter haldeydiniz. Ama ona çok benzemişsiniz.
-Bu bir iltifat:)
-Evet öyle neyse ben sizi hızlıca götüreyim.
-Fazla hıza gerek yok çok hevesliyimdir bilirsiniz.d
-Hahahaha bilmem mii:))
İstanbulda annemi gerçekten seven biri daha...
Konağın önüne geldiğimizde üstümde türk lirası yoktu. Euro çıkartıyordum.
-Hayır hayır lütfen buralara kadar yeni gelmişsin olur böyle şeyler bu sefer ki bizden olsun
-Tamam ama çok teşekkür ederim bunu asla unutmam:)
Arabadan çıkıp konağın önüne geldiğimde. Nefes nefese kalmıştım. Burdaki günlerim gelmişti aklıma. Ne beter günlerdi aklım almıyor.
Ve konağa doğru adımımı atmıştım. Tüm ışıklar yanıyordu. Artık sönük olacaktı.
-SON-