Dokuz

53 6 34
                                    

Felix çok sinirliydi. Haklıydı. Hyunjin'in o'ndan haz etmediğini biliyordu ama bu ağır olmuştu. Felix kendine küçük bir çanta hazırlamıştı ve Soobin'e mesaj atmıştı. Soobin'in evinin önüne geldiğinde tereddüt etmeden zili çaldı. Soobin kapıyı açtığında endişeli görünüyordu. Felix bir kaç saniye Soobin'in gözlerinin içine baktı ve o'na sarıldı. Şu anda buna çok ihtiyacı vardı.

"Felix...iyi misin?"

"İyiyim, Soobin sana da rahatsızlık verdim kusura bakma."

"Rahatsızlık falan vermedin lix geç içeri, hadi."

"Ne oldu anlat bana. Dudağın kötü görünüyor, krem getireyim bekle."

Soobin banyoya gitti, elinde bir krem ile geri döndü. Çok endişeliydi, Felix gözlerinden anlamıştı endişeli olduğunu bu yüzden gülümsedi.

Soobin, Felix'in yüzüne eğildi ve kremi sürdü, ardından Felix'e sarıldı. Hâlâ sarılıyorken konuştu Soobin. "Kim yaptı bunu lixie..." Felix ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu. Hyunjin kimseye 'üvey kardeş' olduğumuzu söylemem gerektiğini söylemişti. Soobin, Hyunjin'i tanıyıp tanımadığını bilmiyordu bu yüzden yalan söyledi. "Önemli bir şey değil Soobin, bir arkadaş ile kavga ettim onunla ev arkadaşıyız. Bu gün kafamı dinlemek istiyorum sende bu yüzden kalmak istedim. Yarın eve giderim." Felix ucuz kurtulmuştu.

"Yarın cumartesi, hafta sonu bende kalamaz mısın? Tek başıma yaşıyorum sorun olmaz benim için." Felix, Hyunjin'in yüzünü görmeye tahammül edemezdi bu yüzden kabul etti.

"Saat çok geç sende yorgunsun, sen benim yatağımda yat bende koltukta yatarım." Felix başını olumsuz anlamda salladı. "Hayır, hayır! Sana zaten rahatsızlık verdim sen kendi yatağında yat."

Felix'in ısrarları ile anlaşmıştılar. Felix koltukta, Soobin ise yatağında yatacaktı. Felix yorgun olduğundan uyumuştu, Soobin o'nu örttükten sonra yatmaya gitti.

————————————————————————

Hyunjin sabah kalktığında kendini yerde kanlar içinde bulmuştu. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Tek hatırladığı Chan'lar ile içmeye gittiğiydi, gerisini hatırlamıyordu. Korkmuştu. Felix'in ne olduğunu bildiğini düşündü ve odasına çıktı. Kapıyı tıklattı fakat ses yoktu. Hyunjin tekrar kapıyı tıklattı ama yine aynı sessizlik vardı. En sonunda odaya girdi. Hyunjin dağınık bi oda ile karşılaştı, fakat Felix yoktu. Hyunjin iyice korkmaya başlamıştı çünkü bu gün okul yoktu. Hyunjin panikledi, telefonunu aldı ve Felix'i aradı. Telefon açılmayınca sinirle telefonunu yere çarptı. (Her yazdığım Fic'te hyunjin telefonun anasını ağlatmasa olmuyor wşdğmfğvöeü)

Hyunjin o zaman fark etmişti, Felix yokken kendini yalnız ve boşlukta hissediyordu. Onun varlığı Hyunjin'e huzur getirmişti. Hyunjin ağlamak üzereydi. 'Belki eve hırsız girdi' diye düşündü siyah saçlı çocuk. Hyunjin arkadaşlarına haber verdi ama kimse o'nu görmemişti. Gidecek bir yeri olmadığını düşünüyordu Hyunjin. Son umudu annesini aramaktı. Hyunjin telefonu kulağına götürdü.

"Oğlum! Nasılsın? Çok özledik seni."

"Bende sizi. Anne Felix eve geldi mi?"

"Gelmedi oğlum, bir şey mi oldu?"

"Ha, hayır anne evde değilde belki size gelmiştir diye sordum. Arkadaşına gitmiştir bakayım ben."

"Tamam oğlum kendinize dikkat edin."

"Görüşürüz anne."

Hyunjin kafayı yemek üzereydi. Annesine yalan söylemişti, ayrıca Felix'ten hâlâ bir haber yoktu. Hyunjin pes etmiş eve gitmişti. Geri döneceğini umarak uyudu.

————————————————————————

Sabah Hyunjin yine boşluk hissi ile uyandı. Ruh gibi evin içinde dolaştı ama Felix hâlâ yoktu. Hyunjin kendine yemin etti, bir daha asla bu kadar alkol almayacaktı.

Ve bir günü daha Felix olmadan sıkıcı geçmişti

Ve bir günü daha Felix olmadan sıkıcı geçmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yarın cb geliyo ağağağağa ve ertesi gün doğum günüm yuppiiii ♥️♥️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yarın cb geliyo ağağağağa ve ertesi gün doğum günüm yuppiiii ♥️♥️

Brother? -Hyunlix-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin