2. Bölüm = Patronun Oğlu

101 11 0
                                    

Ya sanırım öldüm . Önlüğümü takar takmaz ''Capicino'' yaptım. Hâlâ inanamıyorum ya ben bugün nasıl uyuya kaldım . Hemen kahve yi aldım ve yukarıya çıktım . Onun odasına . İçimde bir korku var . Biraz da rüyamın etlisiyle bir garip gülümseme yüzümde. Mutlu olmamın rüyamla alakası olduğundan eminim çünkü rüyamda...

"Suu... Suuu..." Nisa ' nın bağırmasıyla düşüncelerimden uzaklaştım.

"Efendim " dedim dalgın ses tonumla

"Pirana kafvesini istiyo nerde kaldın."dedi şaşkın bir ifadeyle. Tamamen unutmuştum....

"Hassss. Ben onu tamamamen unuttum.". dedim buruk sesimle.

"Ama Gece..." ahhhhh bu kızız zamanlarla bi sorunu mu var?  geceye daha çok var ?¿?¿

"Uff geceye daha çok var. Benim Pirana ya kafve götürmem lazım."dedim ... Gerçekten anlamıyorum. Eğer biraz daha geç kalırsam bir daha asla bu kahveyi götüremiycem.

Arkadamdan bağırdı...

"Ama Su akşamdan sonraki gece deil Ge..."

"Ya sonra..." dedim artık sinirlenmeye başlıyodum. Kovulmak üzereyim ve o hala bana gece ne yapacağını anlatmaya çalışıyo...

Odasının önüne geldiğimde kapısını tıklamadan öcne üstümü düzelttim. Sonra kapısını tıklattım.

Tık...Tık...Tık...

"Gir." Dedi her zamanki kaba sesiyle.

"Özür dilerim efendim ben... biraz geciktim.." dedim.

"Kahvemi masama bıraka bilirsin " dedi önlüğümümün adım yazan yerine gözlerini kaydırdı ve ekledi " Su"

Çıktım odasından ama ağlamak üzereyim gözle.....

"Ahhh... Seni manda öküz cahil köpek... Önüne ... önüne..." Diye bağırıyorum Cafenin ortasında önümde duran yakışıklıyo. Yakışıklı mı dedim¿ Pardon hayatımda böylesini görmediğim TAŞ gibi yaratığa.

"Ewet" dedi o sakin pürüzsüz sesiyle.

Beni benden çoktan almış olan gözlerine bakarken sesin titredi.

"E..e..e...evet" diyebildim istemsizce göerimi kırpıştırırken...

"Bişey diyodun ." dedi mükemmelliğini korurken.

"Ben şey... şey... yani... Ufffff ben diyodum ki önüne baksana " dedim kekelemediğimi umarak.... ama nafile kekelemistim ve bu onun hoşuna gitmişti.

"Peki... tamam benim arkam dönük seni görmedim çarptım senin gözün yokmu bu yakışıklıyı görmedin ?" dedi uklaca ve saçlarını savurarak.

"Allah Allah daldın olamazmıyım." dedim tek kaşımı kaldırıp.

Sonrasında kendimi kocaman tebrik ettim. O saçların bana doğru esen rüzgarından sonra bir daha hiç konuşamam sanmıştım.

"Oğlumm..." diye seslendi arkadan tanıdık bir ses. Sesin geldiği yere Aman Tanrım diyrek döndüğümde onu gördüm...

"Baba..." dedi ve beni dalgın düşüncelerimden ayıp.

"Neee...." diye bağırdım şaşkın çıkan sesimle.

"Kızım ben sana işinin başına dön demedim mi? " dedi bana sert ve soğuk sesiyle. Hep böyleydi bizim patronumuz. Sert ve soğuk...

"Ama...ama ... Pir...beyfendi." diye bildim şaşkınlığım bedenimi ele geçirirken.

"Pardon ?" dedi soğuk nevale patronum.

Bir Orta Şekerli Aşk Alabilirmiyim ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin