bir kadının idam cezası

3

Yine dışarı çıkmak üzere hazırlandım saçımı düzelttim makyajımı yaptım ve çantamı koluma takarak dışarı çıktım kapıyı açtığımda beni selamlayan bir güneş ve önümde çok güzel kaldırımlar duruyordu keşke dış güzellik kadar hiç güzellik de mümkün olabilseydi sokakta yürümeye başladım bir yandan da dudağımın kenarına taşmış rujumu temizliyordum bugün hiç kimsenin beni üzmesine izin vermeyecektim ne yayınlamak istenmeyen makaleler ne de iğrenç Alman askerleri mutlu bir şekilde sokakta yürüyordum ve küçük bir işletmenin önünden geçtim dayanamayıp hemen içeri daldım içinde insanı büyüleyebilecek bir sürü şey vardı tabii benim gözüm pahalı şeylerde değildi iplerden yapılmış bileklikler gördüm aynı büyük annemin bana yaptıkları gibiydi turkuaz renginde bir bileklik aldım  hemen koluma taktım kolumda çok ince durmuştu çok naifti kasaya  doğru yöneldim  yaşlı adama bilekliği uzattım yüzüme gülümseyerek onu küçük bir kutuya koydu hemen yaşlı adamın elinden alıp  dışarıda koluma taktım o kadar güzeldi ki bir anda bana sıcak yuvamı hatırlattı yürümeye devam ettim ve kaldırım kenarında birkaç Alman askeri sigara içip insanlarla dalga geçip güldüklerini gördüm aşırı sinir bozucuydular başımı önüme eğdim ve yürümeye başladım bir Alman askeri yanındaki uzun boylu sarışın bir askeri dürterek bu o dedi bu sözüne fazla anlam getiremedim ve gülmeye başladılar yanlarına uzun boylu siyah saçlı ve kahverengi gözlü bir adam gelerek hepsini dağıttı arkama döndüğümde beni herkesin içinde küçük düşüren o askerdi o küçük işletmeden  çıkan yaşlı adam askerin elini sıkarak hoş geldiniz albayım dedi asker yaşlı adamı tersleyerek herkesin içinde onu mahcup etmişti aslında dün aynısını bana da yapmıştı askerin yanından geçmekten bile korkuyordum yaşlı adamın yanından ayrılınca beni farketti  hırçın bakışları adeta bana vuracakmış gibiydi hiçbir şey demeden oracıkta yanımdan ayrıldı kendimi gerçekten çok değersiz hissettim konuşulmayacak ya da bakılmaya değmiyecek kadar kötü mü görünüyordum? mesele aslında bunlar değildi bir günümün daha berbat geçmiş olmasıydı.