night

908 87 29
                                    

Hiçbir şekilde uyuyamıyordum. Birkaç dakika uyuyor ardından rüyamda minho'yu görüyordum ve uyanıyordum. Sinirimi bozmaya başlamıştı artık.

Özellikle uygunsuz pozisyonumuz olan rüyalardan ibaretti.

Sonunda elimi penisime atıp minho'nun dokunuşlarını üzerimde hissetmeye çalıştım. Elim bana yetmiyordu ve deliğimin etrafı yanıyordu.

Yatağa yüz üstü uzandım ve biraz kalçalarımı kaldırarak iki parmağımı yaladım ve deliğime ittim.

İlk saniyeler kendimi boşlukta hissetmem de parmaklarımı hareket ettirmeye başladım ve içimde gel gitleri her saniye hızlandırdım.

Parmak uçlarına kadar hissettiğim haz ile minho'nun adını kullanarak inlemeye başladım.

"M-ah minho!"

Kendimi bir yandan çekiyor bir yandan parmaklarımı delecek gibi sokuyordum.

Gerçekten parmaklarım bana yetecek gibi değildi.

Sırt üstü yatağa yatarak bacaklarımı iki yana açtım ve şimdi belimi gergin bir pozisyonda tutarak kendimi parmaklamaya başladım.

Bu pozisyon cidden işe yarıyor gibiydi, yakına geldiğini hissedebiliyordum. Son bir çığlıkla minho'nun adını inleyerek boşaldım.

"Ya siktir ama ya ben bunu her gün yaşayacak mıyım?"

Ağlar gibi sesler çıkardım yanımdaki yastığı alarak yüzüme kapattım.

Minho yüzünden cinsel açlığım güçlenmişti ve kendimi durduramaz hale gelmiştim. Her gün mastürbasyon yaparak kendimi rahatlatırsam erken boşalma sorunu yaşayacaktım. Siktir ya.

Uyuyamayacağımı anladığımda kalkıp masamdaki bilgisayardan öğlene kadar olan bütün işlerimi bitirdim.

Saat 6 olmuştu sonunda ve kalkıp üzerime çok severek aldığım ama asla giymediğim o takımı giydim.
(Fotoğrafları sona bırakıyorum)

Şirkete giderken hava yeni aydınlanıyordu ve çok halsiz hissettiğim için yeni açılan bir cafe'den sert bir kahve aldım.

Normalde asla sert kahve sevmem ancak uykusuzluk üzerine malum sebepten halsizdim. 

Şirkete girdiğimde az da olsa insanlar vardı. Odama çıkarken herkes erken geldiğim için beni izliyordu. Onları umursamadan asansöre bindim.

Kahvemi azar azar içmeye çalışırken odama girdiğimde korkuyla ağzımdaki kahveyi püskürttüm.

"Ne işin var burada? Korkuttun beni!!"

"Supriz yapmak istedim ancak bu şekilde beklemezdim."

korkumu üstümden atarak masama ilerledim ve çantamdan bir peçete çıkarıp elime dökülen kahveyi sildim.

"Neden buradasın?"

"Burası artık benim de şirketim sayılır hm?"

"Doğru."

Bana gülümseyen adama dönerek yanına ilerledim ve yüzüne yaklaşıp dudaklarına baktım...

"Zamanım var... Ne yaparak değerlendirsem diye düşünüyordum..."

Dilim ile karşısımdaki adamın dudaklarını ıslattım ve geri çekilip masama oturdum.

Minho donup kalmıştı, kendine geldiğinde yutkunarak bana ilerledi. Üzerime eğilerek elini kalçalarıma geçirdi.

"Önümde yürürken dikkat etmen gerekecek bu saatten sonra."

"Neden?"  minho'nun her kelimesinde daha fazla gülerken dudaklarına bakmayı ihmal etmiyordum.

"Çünkü dilimi kalçanda ve deliğinde gezinmekten çekinmem...ve çevremdeki kişileri umursamayan bir insanım. Bu benim için zor olmasa da kendini düşünsen iyi olur."

Kelimesi kelimesine beni şaşırtıyordu ve ben bu konuda savunmasız kalmak istemiyordum.

"Penisini boğazıma kadar almak, insan içinde çok umursayacağım birşey değil."

"Penisim ağzındayken ne kadar kusursuz bir görüntü sergilediğinin farkında mısın? Bunu cidden benden başkası görmemeli."

Dilini ısırıp boynuma eğildi ve kısa bir süre aynı bölgeyi emerek geri çekildi.

"Emmek istersen diye söyleyeyim... Zaman veya işler umurumda olmaz. İstediğinde hazırım bebeğim."

"Neden zamanımız varken şimdi değerlendirmiyoruz ki?"

Birden kalçalarımdaki elini genişleterek bacaklarımı tutup kucağına aldı beni.

Birbirimize şimdi doğrudan temas ediyorduk. Dudağımı yalayıp bilinçli şekilde ısırırken ona isteyerek kendimi bastırdım.

"Ah...h..han"
Sesi çok güzeldi delirmek üzereyim.
Bu sesi duymak için bu adamı daha fazla mı inletmem gerekiyor?

Artık yazamıyorum ya her bölüm kötü oluyor kafayı yemeden size söyleyim dedim...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
not without incident Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin