Ahhhhh!!!! (Ağlama sesleri) Burda neler olmuştu böyle? 25'li yaşlarda bir kadın gözlerimin önünde; bağırıyor , ağlıyor ve saçını yoluyordu. Gerçekten neler oluyordu burda? " Beyza, o ölen kişinin 15 yıllık yakın bir arkadaşıymış. Olayı ondan dinleyeceğiz." Dedi kadına dik dik baktığımı gören Bulut. "Aa peki, ö zaman ilk önce kadını susturun başım ağrıdı." Bu tepkime sinirlenen kadın bana kalpsiz ve ruhsuz diye bağırmaya başladı. "KALPSİZ , VİCDANSIZ! BUNU NASIL DİYEBİLİRSİN!" Sanki cinayeti ben işlemiş gibiydim. Bu kadar duygusuz olmak benim suçum değildi. "Daha sonra özel merkezimize götürün, bu iş uzun sürecek gibi." Diye devam ettim. "Özel merkez mi? Ciddi misin? Sence bu bukadar önemli bir olay mı?" Sorusuna başımı onaylayarak cevap verdim. Önemli bir olaydı , hemde çok önemli.
(Merkezde)
"Tamam şimdi olayı bize en baştan anlat." Dedi Bulut ve bende onu onayladığımı gösterecek şekilde başımı salladım. "Arkadaşım 10 yıldan fazladır bahçesinde beyaz gül yetiştiriyordu. Ama ailesi yaşladındiğından güllere bakamıyordu bu yüzden bu iş gittikçe zorlaşmaya başlamıştı. Bu yüzden bende onla birlikte yetiştirmeye başlamıştım. Bu sabah yine gülleri sulamak için evine gittiğimde bazı güllerin kırmızı olduğunu gördüm. Ona bir kaç hafta önce kırmızı veya pembe gülde ekmesini tavsiye etmiş ve böylece daha güzel görüneceğini söylemiştim. Bu fikire kesinlikle karşıydı ama beni kırmamak için olur dedi. Bu yüzden ilk önce belki de beni kırmamak için ekmiştir diye düşünmüştüm. Ama ileriye doğru baktığımda onun cesedini gördüm ve anladım. Bu güller kesinlikle kırmızı gül değildi.Üstüne kan bulaşmış güllerdi. Olayın şokuyla ağlamaya başladım. Neden? Neden ölmüştü ki? Kimseye bir zararı ya da kini yoktu. Ölmemeliydi. 27 yaşında ölmemeliydi." -Tüh 2 yaş az söylemişim 27 yaşındaymış- "Bulut ekibi topla bir cinayet vakamız var. Ve cesedi otopsi raporu için ceset incelemeleri bölümüne götürsünler." Bulut onayladı ve telefonla hemen bir arama yaptı. Bende hemen bahçeye göz atmak için yola koyuldum. Tabi bu sırada kadına da zihinsel destek için psikoloji bölümüne gönderdik. Olay yerine geldiğimde güllerin çokluğunu görüp iğrenmiş bir bakış yaptım. Kendimi bildim bileli çiçeklerden nefret ederdim. Bulut bana bakıp kahkaha attı. "Hiç değişmemişsin, hem de hiç." Dedi. Bulut 6 yaşımda yetimhanede tanıştığım ve hala birlikte olduğum tek arkadaşımdı. O benim ailemdi. Güldüm ve sende hiç değişmemişsin diyerek saçını gösterdim. Her zaman ki gibi yine saçı dağınıktı. Ona yaklaştım ve saçını düzelttim. "Böyle daha iyi oldu." Dedim. Büyülenmiş gibi bana bakıp "Evlenelim mi?" Diye sordu. Bu soru karşısında afalladım. "Şaka yapıyorum şapşal. Gerçi belki bu soruşturmadan sonra olur." Dedi. -Ona gerçekten çok aşıktım- "Çok beklersin." Dedim ama yüreğim evet, nolur diye bağırıyordu. Güldü, güldüm. Ama o an aklıma bir şey takıldı neden çok beklersin dediğimde üzgün görünüyordu. Belkide fazla düşünüyordum. Evet kesinlikle fazla düşünüyordum. Güllere bakmaya devam ettim. Ama bir gariplik vardı güllerde ki kan lekesi rastgele değildi. Bir şey anlatmaya çalışıyordu. Buluta "Beni kucağına al ve yukarı kaldır." Dedim. Afalladı, çapkın çapkın gülümsedi ve beni kucağına alıp yukarı kaldırdı. "Tam düşündüğüm gibi!" Diye bağırdım. Sorgulayıcı bakışlarını görünce bekle dedim ve cebimden telefonumu alıp güllerin fotoğrafını çektim. Kanlar ilerideki kulübeyi işaret edecek şekilde yayılmıştı. Fotoğrafı gösterdiğimde bana bunu nasıl anladın dermişcesine bir bakış attı. O gözlerde hayranlık vardı. Omzumu silktim ve çok zekiyim dedim. Kulübeye gittiğimizde duvarda kocaman kanla yazılmış bir yazı vardı. Kanla yazılmış olan yazıyı okumaya başladım;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz Gülün Ardındaki Sır
Teen Fiction"Gittim çünkü yalnızdım ve hiçbir şeyim yoktu. Üzüntümü bir kenara atıp güçlünmüş gibi davrandım."