Artık gerçekten bomboştu, hiçbir şey hissetmiyordu, hissedemiyordu Taehyung. Susturamadı kafasındaki sesleri. Gecenin bir yarısı yürüye yürüye sahile gelmişti. Burası Jeonla tanıştıkları, ilk öpüştükleri sahildi. İkisi için de çok anlamı vardı bu sahilin. İlk bu sahilde tanıştılar, bu sahilde öpüştüler, bu sahilde Taehyung Jeona teklif etti. Sadece sevgili olmayı değil, onların aşkı bu tarz kelimelerle sınırlandırılamaz, bu tarz kalıplara sokulamaz. Şu koca dünyada herkes birini bulur, onlar ise birbirlerini bulan iki ruhtular. Farklı bedenlerde, farklı isimlerde aynı kişiydiler. Jungkook, Taehyung için çok özeldi çünkü Taehyung ne zaman zorda olsa, ne zaman kötü hissetse Jungkook oradaydı. Bazen Taehyungun söylemesine bile gerek kalmazdı, Jungkook hissederdi. Hissediyordu onun üzüldüğünü, onun için atan minik kalbin atışlarının değiştiğini hissedebiliyordu, anlıyordu. Taehyung dıştan ne kadar buzsa içten de o kadar ateşti. Ne olursa olsun hislerini belli edemezdi, etmek de istemezdi. Ailesinden her kaçmak istediğinde bu sahile gelirdi. Huzur verirdi burası ona. Çok düşünürse buraya gelir, denizi seyrederdi. Jungkook bunu da hissederdi, ne zaman Taehyung sahile iner, evinin boş olduğunu gören Jungkook da hemen Taehyungun arkasında belirirdi, yine öyle oldu.
Jungkook sessizce geldi ve arkasından Taehyunga sarıldı.“neredeymiş benim sevgilim”
Taehyung sakince arkasını döndü, sevgilisinin gözlerinin önüne düşmüş olan bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırdı ve kalbine doğru parmağını uzattı.
“işte burada”
Fondaki hafif deniz sesi, küçük masum gülüşmeler, tatlı dokunuşlar, minik öpücükler...
“Biz taehyung, biz birbirimiz için gönderildik. Ben senin, sen de benim diğer yarımsın. Beni tamamlayan tek şeysin..”
“Dudaklarımın diğer yarısını tamamlamaya ne dersin sevgilim”
Belkide ikisi de farkında değildi son eğlenmeleri, son gülümsemeleri, son gülüşleri olduğunun. İkisi de peri masalını andıran hikayelerinin sona ermek üzere olduğunun farkında değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Somewhere Only We Know | Tk
FanfictionOh, simple thing, where have you gone? I'm gettin' old, and I need something to rely on.