Başlangıç

23 2 5
                                    

Ben Alina Parlak. İzmir'de yaşıyorum. 19 yaşındayım. Biraz bulundugum ortamdan söz edeyim. Bir bina da dairede yaşıyoruz. Annem ben çok küçükken ölmüş. Babam benim yanımda. Pazar da bahçeden topladıgı meyveleri sebzeleri satıyor. Durumumuz ne çok iyi ne çok kötü. Meyve ve sebzelerin satışına göre değişiyor. Annem terziymiş babamın dediğine göre. Kanserden ölmüş. Ailede yaygınmış. Anneannem hala yaşıyor. Çok tatlı bir yün dükkanı var. Kirasını ödeyemeyecegi kapatacagını söylemişti. Babamdan yardım istiyor. Babam ise "Anne, ben Alina'yla bana zor yettiriyorum" diyor. Halbuki çok ta bi'şey istemem. Babam eve dönünce ilk yaptıgı sey. Odama gelip. Meyve ve sebzenin renklendirdigi elleriyle bana "Ellerimi yıkayıp gelecegim" olurdu. Bazen eve geldiğine odama girmezse tergin olup hemen babamı ararım. Ya, ellerini yıkıyordur ya da satamadığı sebzelerden yemek yapmak için tezgahı hazırlardı.
Okulum buralarda bir üniversite. Güzel imsanlarla dolu. Seni kırmayan , mükemmel, dürüst insanlarla dolu. Buraları çok seviyorum. İzmir'in kokusu, insanları vazgeçilmez. Eşsiz bir yer. Her neyse. Okulumda beğendiğim yakışıklı kimse yok. Yani varda o benim en yakınım. Ve çok ta tipim değil. Bir de kız bir kankam var adı Sıla. Dünyanın en iyisi. Bugün günlerden Pazar ve yarın okul var. Güzel hissettigimi söyleyemiycem. Ama yine de bu güzel pazarın tadını çıkarmalıyım. Sıla'yı arıyayım bari. Babamın sesini duydum "Alina, ben pazara gidiyorum kızım."dedi. "Tamam baba, eğer sıla gelebilirse dışarı çıkacağım" dedim. Para vermesini beklerken. Odaya girip "50 tl yeter mi? " derken. Lafını bölüp "Tabi , yeter babacım" dedim. Komidinin üzerine 50 tl bırakıp çıktı. Arkasından " İyi işler babacıgım " dedim. O da bana doğru dönüp gülümsedi. Bu sağol anlamıydı. Eve koşup telefonumu elime aldım. Rehbere basıp Sılacığım adlı kişiyi seçtim. Çalıyordu. O an pijamı çıkarıyordum o yüzden hoparlörü açtım. Sıla nın sesini duydum. "Efendim, Alina" demişti yumuşacık ses tonuyla. Ben ise;
"Sıla, bugünü seninle geçirmek istiyorum. Kankacığımla dışarda. Selfielerle dolu bir gün " dedim
Sıla yanıt olarak umutsuz bir ses ile;
"Üzgünüm Alina"
Hayır! Meşguldu. Üzgündü. O olmadan zaman nasıl geçicekti ki? Bir tane kankam vardı zaten
Sözlerine yine umutsuz sözü ile devam etti;
"Alina, tabii ki se gelecegim" dedi. Bana rol yapmıştı.
- Sıla yarım saat sonra bizim eve gel. Babam 50 tl bıraktı.
-Tamam, ben de 70 tl alıcagım. Çarşıya ineriz.
-Babama da uğrarız değil mi?
-Tabii ki Alina. Her zaman uğrarız.
-Teşekkürler sıla iyiki seni tanımışım canım.
-Bebiş
-Lolipop um
- Alina kapatmam lazım. Makyaj, saç, kıyafet çok iş var. Madem gezmeye gidiyoruz kanka. O zaman hazırlanıyım.
-Tamam Sılacık. Ben de yapiyim hazırlık bari.
-30 dk sonra görüşürüz kanka
-Bayy.
Diyip telefonu kapattım. Minion rush oynadım. İnstagrama baktım. Daha sonra yapcak bişey olmayınca. Tuvalete girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Makyaj malzemelerimi aldım. Eyeliner,parlatıcı,fondöten, bronzer derken makyajım tastamam dı. Dolabımı açtım. Bir elbise baktım. Çok hanım hanımcık ve tatlıydı. Onu giydim. Askılı, beyaz renk olan elbise yi üzerime geçirdim. Diz kapagım daydı boyu. Üst kısımları beyaz alta doğru mavileşiyordu. En alt kısmı en sevdiğim renk olan deniz mavisiydi. Saçımı açık bıraktım. Sılayı bekledim.......

Mavimsi KalplerimizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin