1

9 0 0
                                    

"zor bir çocukluk geçirdim," dedi kahvesini yudumlarken. "ama buna rağmen toparlanabilmeyi başardım. tabii, buna toparlanmak denirse." diyerek gülmüştü sanki tüm bunlar onun için önemsizmiş gibi. içten içe acı çektiğini biliyordum, varoluşsal bazı şüpheler içinde kıvrandığını biliyordum ama ben sadece on dokuz yaşında bir çocuktum ve tesellisini yapacak kişi ben değildim.

ama benmişim gibi hissettiriyordu.

son cümlesinden sonra epey bir sessizlik olmuştu. cevap vermemi bekliyordu ama ben tıkanmıştım. duymamı sağlayacak kadar sesli bir şekilde nefes verdiğinde ise bakışlarım utanç içinde bacaklarıma gitmişti. hiçbir şey diyemiyordum. stres altında hissettiğim için yutkundum. ne diyebilirdim ki? çok güzel bir çocukluk geçirmiştim, evimde şiddet yoktu, kavga gürültü hiç yoktu. onun empatisini kurmamı sağlayacak hiçbir şey yaşamamıştım, oysa empatiyi çok rahat kurabilen birisiydim. "ailen de senin gibi çocukluklarında travmalar yaşamış olabilir," yutkundum, bakışlarımı kaçırıyordum. "yani bu tarz travmatik olaylarda suçlu aramak mantık-"

"sence mantıklı düşünecek halde miyim?" sustum. sessizce limonatamı yudumluyordum. arkadaşlarım orta yaşlı bir adamla kafamızın uyuşmayacağını söylemişlerdi. inanmamıştım ki hala inanmıyordum. sadece biraz alışmam yeterliydi.

onu ben iyileştirecektim.

"unut gitsin, bunları seninle konuşmakla hata yaptım zaten." sesimi çıkarmadım. gerginliğine veriyordum, böyle dönemlerde onu alttan almam gerektiğini öğrenmiştim. sonra yine eski romantik haline dönüyordu. ne de özlemiştim o hallerini. "limonatanı bitirdiysen kalkalım." bakışlarımız buluşmuştu. manasız sorusuyla o da utanmış olmalıydı ki, gözlerini benden kaçırdı. oysa limonatam daha yarısına bile gelmemişti. sıkıldığını anlamıştım.

tamam dedim, kalktık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

silentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin