-chapter 1

295 37 55
                                    

"beomgyu ile nasıl gidiyor?" karina'nın ning'e yönelttiği soruyla gitarımın akorlarını ayarlamayı bırakıp başımı kaldırdım. ning kararsız bir ifadeyle elindeki mikrofonu bırakıp yanımıza oturmuştu. "pek iyi değil. ayrılmanın eşiğindeyiz resmen!" uzun bir süredir tartışıp durduklarından anlamıştım zaten.
karina dudak büzüp başını salladığında ning de iç geçirip kenarda sigara içen aeri'ye baktı. aeri baterisinin koltuğuna oturmuş sigarasını içerken epey keyifliydi, hiçbir şey ilgisini çekmiyormuşçasına tamamı boş seyirci koltuklarına bakıyordu. sonrasında bana da uzattığında parmaklarım arasına aldığım dalı çakmağımla yaktım. karina' da aynısını yapıyordu. ning sigara içmezdi, grubumuzun solistiydi, bu yüzden sesine zarar verecek hiçbir şey yapmazdı. zaten kokusuna dahi tahammül edemezdi. bizden birkaç adım uzaklaştı. karina da kendi gitarını boynuna astı. gitarla gerçekten büyüleyici gözüküyordu. onu hep kıskanırdım, ikimiz de grubun gitaristleriyken genelde o daha çok dikkat çekerdi. bunun büyüleyici aurasından kaynaklandığını düşünüyordum. gece gibi karanlık saçları, masmavi kedi gözleri ve pembe dudaklarıyla güzellik kelimesini baştan yaratıyordu âdeta. ona bakarken her zaman iç geçiriyordum. ne? hayır lezbiyen falan değilim ama çevrenizde böylesine güzel arkadaşlarınız olunca anlarsınız beni. dış görünüşü gibi soğuk bit yapısı vardı onun, en azından bana karşı öyleydi. diğerleriyle epey yakındı gerçi. grubumuzun bir nevi lideriydi. çünkü hepimizden yaşça büyük olmasının yanı sıra epey deneyimliydi sahnede. bu grubu kurmadan önce birçok kez sahneye çıkmıştı. ayrıca aşk hayatında her zaman başarısız olan ning ve hâlâ kendini atarlı bir ergen sanan aeri'ye göre en olgunumuz oydu. ben mi? ben hiçbir şeydim. tek yeteneğim şu elimde tuttuğum elektronik gitarı çalabilmekti. onda da benden daha iyiydi. üstelik kendisi bas gitaristi.  hadi ama tanrı aşkına bas gitar çalmasına rağmen nasıl oluyordu da benim alanımda benden daha iyi olabiliyordu? her neyse.

new york city'deyiz. iki gün sonra, şu an pratik yaptığımız sahnede konser verecektik. ilk dünya turumuz olduğu için hepimizdeki heyecan belli oluyordu. ünümüz epey çabuk yayılmıştı. henüz üç yıllık bir rock grubu olmamıza rağmen yeni jenerasyon tarafından büyük övgü aldık. yaşlarımızın çok büyük olmayışı ve dış görünüşlerimiz insanların dikkatini çekmişti.

sigara faslını bitirip, hepimiz enstrümanlarımızı hazırladıktan sonra yeniden pratiğe başlamıştık. şimdi, grubumuzun en sevdiğim şarkısını çalacaktık. şarkıyı karina yazıp bestelemiş olsa da favorimdi.

birkaç saat sonra, provalarımız bitince yorulduğumu fark edip gitarımı bıraktım ve yere uzandım. neyseki hava sıcaktı, yoksa saatlerce bu açık alanda kalmak beni hasta ederdi. giselle ning'in onunla alay etmesine göz devirip sigarasını içerken menajerimiz gelmişti. bay lee hepimize baktığında doğrulmak zorunda kaldım. "kızlar, yorulmuş olmalısınız. otele dönüyoruz." genç adam gülümseyip eşyalarımızı toplamamıza yardımcı oldu. bay lee'yi severdim. otuzlarının ortalarında olan bu adamın üzerimizde çok emeği vardı. özellikle bana karşı ayrı ilgiliydi. sanırım geçmişimden haberdar, bana acıyordu. yanıma geldi ve elimdeki çantalarımı aldı. taşıyabileceğimi söylediğimde tepki bile vermeden elindekilerle uzaktaki karavana gitti.

akşam olduğunda hepimiz otel odalarımızdaydık. ikili kalıyorduk ve ben kura sonucu karina ile kalacaktım. zaten oldukça sıkıldığım bir ortamken bayan buzlar kraliçesi canımı iyice sıkacaktı. her şeyime kızıp sinir olacağından emindim. uyumak için hazırlanırken o banyoda şarkı söyleyerek dişlerini fırçalıyordu. ancak sesi çok yüksekti ve uyumama engel oluyordu. ayağa kalkıp hızlı adımlarla banyonun kapısını açtım.

"biraz sessiz olabilir misin? uyumakta güçlük çekiyorum." bu dediklerim üzerine durup boş boş suratıma bakmıştı. ağzındaki köpükleri tükürüp kaşlarını çattı. "o zaman kulaklık tak. duymazsın beni." göz devirdim. "öyle değil, kulaklıkla nasıl uyuyayım? şarkı söyleme işte ne olacak?" dediklerimden sonra yüzüme öyle bir bakış atmıştı ki ben bile tırsıp susmam gerektiğini anlayarak yatağıma geri döndüm. gözlerimi sımsıkı kapayarak susmasını beklemekten başka çarem yoktu.

sabah gözlerimi kolumdan dürtülmemle açtım. karina çoktan uyanmış, giselle ile mutfak kısmında bir şeyler fısıldaşıyorlardı. beni uyandıran ning ise yüzümü inceliyordu. "sonunda jeong! yemin ederim bir anlığına öldüğünü düşünmüştüm." kolumdan tutarak beni kaldırdığında yüzümü buruşturdum. "neden bu kadar erken uyandırdın ki beni?" mızmızlanıp ayaktaykrn gözlerimi kapadım. "saat öğlen üçe geliyor aptal. provaya gitmemiz gerek." yarın sahnemiz olduğunu hatırlayınca gözlerimi hızlıca açtım ve bavulumdan gömleğimle bol pantolonumu kaptım. üzerimi direkt çıkarıp giyindim. "kahvaltını yapmadın minjeong." karina mırıldandığında omuz silktim. "önemli değil rina, yolda atıştırırım. gidelim hadi."

son provalarımızı almış, günü böyle bitirmiştik. bugün gece geç saatlere kadar prova almamızdan ötürü yarın konsere kadar dinlenecektik. akşam dördümüz bizim odada toplandık. yine üçümüz sigaralarımızı yakmışız, ning ise sıcak çayını yudumluyor. "sikeyim jeong, parmak uçların kanıyor." aeri elimi elleri arasına alıp akan kanları silmeye çalıştı, farkında bile değildim. gitarın tellerinden ötürü kanıyordu. "yara bandı ister misin min?" ning ayağa kalktığında başımı salladım ve gidip getirdi. bantları parmaklarıma sardıktan sonra iç çektim. karina'nın bakışlarını üzerimde hissediyordum.

artık ning ve aeri de kendi odalarına gittiklerinde uyumaya karar vermiştik. tam yatağıma girmiş yanımdaki komodinde açık olan abajuru kapatacağım sırada karina başımda dikildi. elimi elleri arasına alıp yavaşça okşadı. ne olduğunu anlayamadan parmaklarıma uzun öpücükler bırakıp hiçbir şey olmamışçasına yatağına döndü. o parmaklarımı öperken şoktan ötürü kalbim delicesine çarpıyordu. o çoktan uyuduğunda bile tüm gece bunu düşünüp durmuştum. bana ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

&

yoo karina

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

yoo karina

kim minjeong

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


kim minjeong

sunsetz | winrinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin