Soğuktu... Diğer taraftan yağmur çiselemeye başlamıştı. Üşüyen parmaklarını ve yüzünü hissetmez duruma gelmişti. Kapşonunu kafasına iyice geçirdi. Ve dizlerini göğsüne daha sıkı bastırmıştı. Saatine baktı. Vakit iyice geceye dönmüştü. Çantasını alıp, bisikletine bindi. Ve şehrin kalabalığına doğru sürdü. Her gece gelmeye çalışırdı buraya. Nedense huzur veriyordu O deniz kıyısındaki küçük tepeciğin üzerindeki elma ağacının altında Ay'ı seyretmek...
Kayra, 19 yaşında ve kimsesizdi. Annesi babası ve küçük kız kardeşini 11 yıl önce yangın da kaybetmişti. Sonrasında çocukluğu yetimhane de geçti. Şimdi ise üniversitesiteli olmuştu. Eski bir bodrum katında hafta sonları bir mekanda garsonluk yaparak hayatını geçiriyordu. Ailesini kaybettikten sonra insanlarla konuşmaz olmuştu. İçine kapanık sessiz bir çocuğa dönüşmüştü. Bundan dolayı olsa gerek hiç arkadaşı yoktu. Yalnızdı...
Resim yapmak bir miktar da olsun onu mutlu ederdi.Yolun kenarına bisikleti bıraktıktan sonra aşağıdaki, yaşadığı mekana indi. Küçük bir yerde eski bir yatak ve masa vardı. Çantasını bir köşeye fırlattı ve sırt üstü yatağa attı kendini. Bomboş tavanı izliyordu. Onlar (ailesi) olsaydı böyle olmazdı. Herkes gibi harika bir hayatı olabilirdi. Güçlü olmak istiyordu. İnsanlar arasındaki en güçlü varlık Ve bu dünyadan intikamını almak istiyordu. Ne çok acı yaşatmıştı Dünya ona çünkü...
Uykusu gelmişti. Gözleri kapanmaya başlamıştı. Bu gecede Ailesini rüyasında görmek için dua etti. Ve gözleri sonunda kapandı. Gelecekte hayatında olacak olan büyük değişiklikleri bilmeden...
