(kaybettiğim) kendime,
bir his var içimde, sheila. ve elimde de, üzerinde o hisler kadar ağır tozlar yuvalanan bir fotoğraf albümü. gecelerce çıkmazından kurtulamadığım bu hissi tarif etmemi istersen o eski albüme cesaretsizliğim yüzünden dokunamamam ama yerinden koparıp atmayı da içimin hiç götürmemesi gibi büyük bir acizlik bu.
sen gittiğinden beri yanlış geceleri yaşıyorum. ölümüm düştüğüm uykulara girmiş beni beklerken, ruhumla yalnızca yokuşlardan yuvarlanıyoruz ve ulaşamıyoruz o sonsuzluğa.kırıklığımın sebebi de bu, senin yerinde esen yellerle uzak diyarlara savruluyor, düğüm düğüm oluyorum.
dünyanın hakikatlerine göz yumsaydın, çürük bedenler kokan çukurların tepesine yürümeseydin her seferinde; ben de bu kadar korkak olmazdım.
saatlerce bir kuşun konmasını beklemezdim camıma,
ve ağlaşmazdım sınırı aşan o göçmen kuşlarıyla.
kayıp bir ruhu taşımanın anlamını biliyor musun? zannedersem hayır sevgili sheila, sevgili ben. ve işte, sen bunun ne demek olduğunu bilseydin, ben kalemimin çiçeklere bezeyeceğini sanarak yanıldığım bu sayfalarda kayıp olmazdım.geçmişin çamuruna batmışken kendisinin tenime sürdüğü yangıyı bu basit ve eskimiş kelimelerle anlattığımdan dolayı üzgün değilim. çünkü sen benim, elimdeki eski albümün yanık ve de yırtık fotoğraflarına bakarken gördüğüm rüsfalık, geçmişin pişmanlığı ile geleceğin korkusunun arasında kalırken kaybettiğim bensin.
bense artık o denli yorgunum ki, sana geri dönmek için parmağımı bile kıpırdat(a)mayacak kadar yeise büründüm.
sende kaybettiğim tek şey ismim olacak artık. korkularım her doluştuğunda göğüs kafesime, açtığım yeni sayfalara ışıldamaya çalışacağım. ve olmayan ışığımı tükettiğimde kendime yeni bir isim bulacağım. ben boşa kürek çekmekten, sen de dudağımın ucunda doğan ufak tebessümleri kanatmaktan bıkmayacaksın.—moony
ocak, 2018(eski çizikler)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eski bir albüm, kaybettiğim ben
Historia Cortai'm gonna drive you through the night down the hills