beni ancak ben yenebilirim¹²

132 9 74
                                    

"Takımlar sahaya çıkıyor! İşte Bayern Munich ve takımın önündeki prens; Kaptan Jun Misugi. Karşı takım ise..."

Spiker, konuşuyor, ben, dinlemiyordum. Ne dediği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Karşı takımın kim olduğu hakkında da aynı şekilde.

Ben, Karl Heinz Schneider, Jun Misugi ile birlikte sahanın ortasına geçmiş, kadroların sayılmasını ve yazı tura atılmasını bekliyorduk. As oyuncular bizdik ancak Jun fazla oynayamazdı, biliyordum. Yedek kulübesi ise bomboştu.

Spiker, kadroları saymaya başladı. Ben ise kendimi maça odaklamaya.

"İlk önce, beyaz formalı takım, Bayern Munich. 4-2-2-2 dizilmişler."

Sıra, oyuncularımızda.

"Kaleci; 1 numara, Deuter Muller."

"Defanslar; 4 numara, Minba; 5 numara, Coleman; 6 numara, Kevin ve 7 numara, Eric."

"Orta saha oyuncuları; 9 numara, Manfred Margus; 10 numara, Franz Schester; 12 numara, Stefan Levin; 16 numara, Xiao Junguang."

"Son olarak, orada, 2 forvetimiz var. 11 numara, Karl Heinz Schneider ve 41 numara, Jun Misugi."

"Ayrıca Schester ve Levin yardımcı forvet rolü de oynayacak gibi görünüyor."

Derin bir nefes verdim, şimdi sıra rakibimizdeydi. Hakkında hiçbir şey bilmediğim rakibimiz.

"Karşıda ise, yeşil formalı takım Hamburg. Onlar da aynı şekilde, 4-2-2-2 dizilmişler."

Sıra, rakiplerimizde.

"Kaleci; 1 numara, Genzo Wakabayashi."

Ne?

Duyduğum ses ile kafamı kaldırdım. Gerçekten, orada, kalede duruyordu. Bu ismi duymam her yerimden terler süzülmesine yetiyordu. Onu bekliyordum, evet ama bu kadar erken beklemiyordum. Hazır mıydım onu bilmiyordum.

Ne zaman onunla ilgili bir şey duysam, o gün geliyordu aklıma. Ağlayacak gibi hissediyordum kendimi. Yumruklarımı sıkıyor, dudaklarımı dişliyordum. Şu an olduğu gibi ama hayır, bu sefer ağlamayacaktım. Önümde sırıtarak duran forvetin, rakibimin karşısında asla ağlamayacaktım.

"Defanslar; 4 numara, Ryo Ishizaki; 6 numara, Hiroshi Jito; 7 numara, Makoto Soda; 23 numara, Hanji Urabe."

"Orta saha oyuncuları; 5 numara, Hermann Kaltz; 8 numara, Mamoru Izawa; 11 numara, Taro Misaki; 36 numara, Hikaru Matsuyama."

"İşte sıra o muhteşem forvetlerde. 9 numara, Kojiro Hyuga ve 10 numara, Tsubasa Ozora."

Her gelen isimde, biraz daha şoka uğruyordum. Yanımdaki Jun Misugi'de öyleydi. Arkamda duran bütün takımda, biliyordum.

"Yedekler ise... Bir dakika, Bayern Munich'in yedek kulübesi bomboş?! Hamburg'a gelecek olursak, yedek kulübesinde, as oyunculardan Ken Wakashimazu oturuyor. Onu bilirsiniz, hem kaleci hem forvet olabilir."

İki forvet de önümüzde, pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. O sırada, beklemediğim bir şekilde Hikaru yanımıza gelmişti.

"Seni bu sünepeyle burada görmeyi beklemiyordum, Jun."

Yalan söylüyordu. Kesinlikle bekliyordu. Kesinlikle bu takıma girdiğimi biliyorlardı. Hepsi çok iyi rol yapıyordu.

Ben hiçbirine onun kadar kapılmamıştım.

"İyi olan kazansın, Hikaru." demişti, Jun. İlk defa suratında bu kadar rekabetçi bir ifade görebiliyordum.

Hikaru yerine gitmiş, hakem yanımıza gelmişti.

captain gen ✰ schneigenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin