"Çanlar benim için çalıyor."

1.8K 203 187
                                    


Bu fic Mary Kubica'nın İYİ KIZ romanından esinlenerek yazılmıştır.


harmless boy: zararsız oğlan


yorumlarınızı ve düşüncelerinizi merakla bekliyorum💓

*


YOONGİ


Başım ağrıyor, hem de çok şiddetli bir şekilde. Dünkü son kadehi içmeyecektim. Ama ayyaşlığıma söz geçiremiyorum. Kimse ayyaş bir başkomiserle çalışmak istemez, bu yüzden karım beni terk ettiği için alkole sığındığım gerçeğini herkesten saklıyorum. Hiçbir şeye yenilmeyen güçlü bir başkomiser gibi durmalıyım. Rol yapmaya devam etmeliyim.

Biri kapıyı tıklatıyor. Komiserlerden biri olmalı. Gözlerimi son kez ovalayıp kendime geldiğimden emin olunca girmesi için komut veriyorum. Kapı açılıyor. Henüz birkaç ay önce mesleğe başlamış olan Tzuyu, ürkek bir şekilde bana bakıyor. Acaba dışarıdan nasıl görünüyorum diye düşünmeden edemiyorum. Yılların getirdiği ciddiyetle karşımdaki genç kızın konuşmasını bekliyorum, başını eğerek beni selamlıyor. Meslekte en sevdiğim şeylerden biri de insanların bana oldukça saygı duyması. Kibirli bir şerefsiz olduğumu biliyorum. Karımdan bu cümleyi çok duymuştum.

"Efendim, sizinle görüşmek isteyen bir kadın var." diyor. Çok kısa bir anlığına görüşmek isteyen kadının karım olduğunu düşünüyorum ama yanıldığımı anlamam çok kısa sürüyor. Çünkü beni görmek için hiçbir zaman emniyete gelmediğini hatırlıyorum.

"Çağır gelsin." diyorum. Kim olduğunu dahi sormadan. İşte dün akşamın bir yan etkisi daha. Oysaki öncesinde genç kıza beni görmek isteyenin kim olduğunu sormalıyım ama ben o an bunu düşünemiyorum. Ve bu beni hafiften kızdırıyor.

"Buyrun Efendim, Başkomiser Min, sizi bekliyor." diyerek eliyle içeriyi işaret ediyor, Tzuyu. Benimle hemen hemen aynı yaşlarda olan kadın içeri giriyor. Üzerinde beyaz bir blazer ceket ve uzun, dizlerinin bir tık altında biten beyaz bir etek... Sarı saçları o kadar sıkı bir şekilde topuz yapılmış ki despot ve disiplinli biri olduğu metrelerce öteden bile belli olacak bu kadının mesleğinin ne olduğunu merak ediyorum. Okul müdüresi gibi bir havası var. Ama küçük ve oldukça pahalı olduğu epey öteden bile belli olan çantasıyla bu kadının müdire olmadığı epey açık. Devlete bağlı hiçbir memur bu kadar zengin olamaz.

Kadın, ciddiyetinden ödün vermez bir tavırla bakışlarını üzerime dikmiş. Sorununun ne olduğunu sormadan önce elimle masanın sağındaki kahverengi tekli koltuğu gösteriyorum. Deri kaplama koltuklarımız, en az on yıllık olabilir ama çakma okul müdiresi kadının iğrenen bakışlar atacağı kadar da eski durmuyorlar. "Buyrun," diyorum. "Sorununuz nedir?"

Tereddütle bana baktıktan sonra bakışları Tzuyu'yu buluyor. O an kadının bana bir yerlerden tanıdık geldiğini hissediyorum ama nereden tanıdığıma dair hiçbir fikrim yok. Televizyonda görmüş olabilir miyim?

Kadın bir süre daha genç kızı izledikten sonra ağzından tek bir cümle dökülüyor: "Sizinle yalnız konuşmak istiyorum." Kadının isteğini geri çevirmeyerek Tzuyu'ya çıkabileceğini söylüyorum. Ama öncesinde Bayan'a ve bana içecek bir şeyler getirmeli. Kadına bir şeyler içmek isteyip istemediğini sorduğumda ciddi ama bir o kadar da nazik şekilde teklifimi reddediyor. Tzuyu'dan kadına su, bana da filtre kahve getirmesini istiyorum. Genç kız başıyla onaylayarak odadan çıkıyor. Kızın odadan çıkmasıyla birlikte hala adını öğrenemediğim Kadın az önce ona oturması için işaret ettiğim koltuğa yerleşiyor.

harmless boy | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin