1. Bölüm

13 1 0
                                    

6 Mayıs 2023

"Kızım sen hala kalkmadın mı?" diyerek odama giren annemin beni masa başında görmeyi planlamadığına adım gibi emindim. Halbuki alışmış olması gerekmez miydi? "Anne daha kaç sabah aynı diyalogu yaşayacağız?" Annem yanıma yaklaşıp masadaki kitaplara baktı. "Biliyorsun sınavlarım başlayacak. Çalışmak için erken kalkıyorum." "Ay ne bileyim kızım ben onu anlık bir heves sanmıştım. Alışık değiliz seni masa başında görmeye." "Alışsanız iyi edersiniz. Ne de olsa büyük sınav yaklaşıyor öyle değil mi?" Bunu söyledikten sonra duraksadım. Cidden üniversite sınavı her geçen gün daha da yaklaşıyordu. Ve ben hala ne yapacağımı bilmiyordum. ama şu anlık bu sınavdan çok okulda gireceğim son yazılılarıma odaklanmam gerekiyordu. tam sınırda kalan ortalamamı yükseltmem lazımdı. geçen sene bu zamanlarda dersleri bıraktığım için teşekkür belgesi almıştım. ve bu benim hayatımda aldığım ilk teşekkür belgemdi. ailemden çok bunu kendime ben yedirememiştim. ve bu bir daha yaşanmasın diye var gücümle çalışmaya başlamıştım.

"doğru haklısın. peki işin ne zaman biter? kahvaltı hazırlıyorum gel yardım et bana." "şu test bitsin geliyorum." "tamam mutfaktayım ben." son 2 soru.. kimya.. asit ve bazlar..  Ara tatilde büyük kuzenimin yanına gidip yaklaşık 10 gün falan kalmıştım. Kendisi mesleğini eline almış ve kendi evine çıkmış bir kızdı. Sanırım benim ondan öğrenecek çok şeyim vardı. Onun yanından geldiğimde ise okul açılalı 3 gün olmuştu. haliyle konunun başını kaçırınca devamı da pek parlak gelişmedi. bir sonraki hafta kimya dersimin olduğu gün diş randevum vardı ondan sonraki hafta ise dersin birinde başka bir hocanın yanındaydım. kaçırdığım konular biriktikçe birikti ve bende tenezzül edip o konuları tamamlamadım. şimdi ise sınava bir hafta kalmış ve ben oturmuş tüm üniteyi baştan çalışıyorum. perşembe günü kimya cuma günü ise fizik yazılım var. Fiziği günü gününe çalıştığım için rahatım ama kimya.. 

kalan 2 sorumu da çözüp mutfağa gittim. annem kahvaltılıkları hazırlıyordu ben gelince bıraktı ve patates soymaya gitti. bu da 'gel bu işe sen devam et' demekti annemin dilinde. aynen öyle yapıp kahvaltılıkları ayarladım. bardakları çatal bıçakları balkona götürüp masayı kurdum. Mutfağa girdiğimde saate baktım. 9 u geçiyordu. Kalkamamın üzerinden 3 saat geçmiş, ben bu üç saatin iki saatini kimya çalışmıştım geriye kalan 1 saatin yarım saatinde dinlenmek adına ktiap okumuştum. Kalan yarım saat ise ayılmak ile geçmişti.

Bugün haftasonunun ilk günüydü ve evde kalırsam günümün verimsiz geçeceğinden emindim. Ama simdilik bu konuyu kahvaltıdan sonra düsünmeye karar verdim. Sofra neredeyse hazırdı. Haftasonuna özel daha da bir özenilmişti bu sofraya. Çünkü ailecek sadece haftasonları buluşup kahvaltı yapabiliyorduk. O da eğer annem nöbette değilse oluyordu.

Ben bunları farkında olmadan aklımdan geçirirken, ki artık alışkanlığımın bir parçası olmuş vaziyette bu düşünceler, hızlı bir kapı çarpma sesi ile irkildim. Gelen Kaandı ve yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Kim bilir yine ne olmuştu. Kaan benden bir yaş küçük kardeşimdi
Ve bu hayatta ki en iyi arkadaşımdı. Beraber büyümüştük ve her şeyi beraber öğrenmiştik. Annemler evlendikten sonra uzun bir süre cocuk düsünmemisler. Ve 6 yılın ardından pat diye ben olmuşum. Kaanla da aramda çok yaş farkı olsun istememişler galiba. Ama bence o bir yanlışlık ile dünyaya geldi. Bu düsünceler yüzümde ufak bir sırıtış meydana getirdi. Tam kaana dönecektim ki kaanın aslında dibimde olduğunu fark ettim. Sırıtışım yüzümde kalakaldı ve kaanla burun buruna geldik.

"Komik bir şey mi anlattım ben?" Ne? Kaan bir şey mi anlatmıştı? Peki o sırada benim aklım neredeydi? Aah tabi yaa annemler.. "yok, yani, bilmiyorum, dinlemeyi unutmusum. Ne anlatıyordun?" "Beni umursamadığını bu kadar belli etmeseydin keşke sevgili ablacığım." Evet başlıyorduk. Kaanın ne anlattığını bilmiyordum ama önemli bir şey anlattığı kesindi ve ben onu dinlemediğim için trip yiyecektim. Evet. Kaandan. Çünkü o büyülü kelimeyi kullanmıştı ve sadece ben anlamıştım. Ablacığım.. abla demezdi genelde bana aramızdaki bir yaş için buna gerek duymazdık pek fazla. Bazen şaka arasında bazen de darıldığında kullanırdı. Ve şu an şaka yapmadığı kesimdi.
"Ablacığım demek."  Dedim, saskınlıkla bakıyordum. Aslında saskın değildim ama o öyle sansın istedim. "Evet ablacığım. Beni dinleseydin anlardın ne demek istediğimi." "Evet tamam dinlememiş olabilirim. Ama bu kadar abartmana gerek yok bence." Dedim ve masaya oturdum. Arkamdan gelmedi. Onun yerine annem açıklama yapmaya başladı. "Kaan markette bir olaya şahit olmuş. Adamın biri kız arkadası veya eşi olduğunu düşündüğü kadına bağırıp çağırıyormuş. Kaanda duruma el atmak istemiş. Fakat kadın kaana çıkışmış. Yardımını kabul etmemiş. Kaanda buna sinirlenmiş." Hayretle dinledim olanları. Böyle bir olay olacağını sanmıyordum. Açıkcası kasada sıra falan vardır diye düşünmüştüm. "Ben bazen anlamıyorum bu kadınları. Zaten bize zehir olmuş bir ülkede yaşarken neden yardım eli uzatan birine bu kadar ters tepki verirler ki?" Kaan bir noktada haklıydı. Ama anlamamakta ısrar ettiği bir şey vardı. "Çünkü o uzattığın yardım eli onun sonu olabilir." Diye söze girdim.  Anlamamış gibi bakıyordu. Bende devam ettim diyeceklerime. "Bak, belki de deli gibi yardım elini tutmak istiyordu. Ama yardım elin bir işe yaramazsa bunun sonu onun için acı bitecekti. Sen en fazla on dakika görebileceği birisisin ve o belli ki diğer adamla beraber yaşıyor. Yaşamasa bile senin ona olduğundan daha yakınlar birbirlerine. Her şekilde adamın hoşuna gitmeyen bir şey yapması kadının belki de psikolojik veya fiziksel şiddet görmesine sebep olacaktı" Durdum ve söylediklerimin ne kadar acı ve gerçek olduğunu düsündüm. "Adalet sistemimiz eğer torpille değil de cidden kanunla çalışsaydı, senin yardım elinden önce devlet o kadına yardım eli uzatırdı." Başını eğdi. Anlamış olmalıydı diye düşünüyorum. Anlamalıydı. Eğer hiçbirimiz anlamazsak bu toplum ayağa kalkamazdı. Kızgındım, kırgındım. Kadınların zamanında devlet yönetecek güçte olmasından buralara nasıl gelmişti olay asla anlam veremiyordum. Söylenecek çokta bir şey yoktu bunun üzerine. Aslında pek çok şey söyleyebilirdim, gerekçesiyle ispatıyla ama söylemem gereken burası depildi.

Ve BilinmezliklerWhere stories live. Discover now