Şu anda uçaktayım . Uyumak için kafamı cama yaslıyorum . Gözlerim ben istemeden kapanıyor . Karşımda sarışın bir kadın duruyor parktayız salıncakta beni sallıyor .
_ Ah Klaus neden kızını salıncakta sallamıyorsun ?
_ Çünkü ona bağlanmak istemiyorum eğer onu bir kez bile kucağıma alırsam onu bırakamam bu onun iyiliği için bunu sende biliyorsun .
Kadın beni kucağına alıyor .
_ Keşke annesi şu anda yanında olsaydı keşke o ölmeseydi .
_ Böyle şeyler söylemeyi kes benim canımı daha da yakıyorsun Rebekah .
Bir anda Sophie ' yi görüyorum .
Rebekah
_ Bu kadın ölmemişmiydi ?
_ Ölmüştüm ama vampire dönüştüm . Diyor Sophie
Rebekah beni Sophie ' nin kucağına veriyor ve Klaus ' un karşısına geçip bekliyor . Sophie kucağında benimle arabaya biniyor . Klaus Rebekah ' ya '' Bu çocuk öldürüldü, büyücüler tarafından, onu sadece 1 kez annesinin kucağında gördün , mezarının nerede olduğunu bilmiyorsun bende bilmiyorum , Sophie öldü '' bunu da söyledikten sonra Klaus bir adım geri çekiliyor . Biri omzuma dokunuyor . Uyanıyorum karşımda bir hostes duruyor . Bana gülümseyerek ;
_ Efendim inişe geçmemize 30 dakika kaldı lütfen kemerinizi takın .
_ Tamam uyandırdığınız için teşekkürler .
Babam beni bildiğiniz mezara koydu . Ama bunu benim için yaptığını biliyorum , herşeyi beni korumak için yaptı .Ama bir kez olsun onu görebilseydim , neden hiç beni görmeye gelmedi ? Uçak inişe geçerken yanımda oturan adamın kahvesi üstüme dökülüyor . Biraz yanma hissi duyuyorum .
_ Ah çok pardon çok özür dilerim . Sizin için ne yapabilirim .
Adama dönüyorum ve gözlerimi ona dikip vampir güçlerimi kullanarak ona ;
_ Boynunu aç , bana sarıl ve sakın bağırma gülümseyerek insanlara bak .
Boynunu iyice açıyor , bana sarılıyor , bende dişlerimi yavaşça onun boynuna geçirip kanı emiyorum ve gözlerimi kapatıyorum .
_ Bu kadar yeter beni beslediğin için teşekkür ederim . Dişlerimi ondan çekiyorum ama gözlerim hala kapalı eğer gözlerimi açarsam insanlar benim kırmızı gözlerimi görürler ve eminim çığlık atarlar . Gözlerimi açıyorum , adama bakıyorum gözlerimin kırmızılığını 10 saniye görüyor ve gözlerim kendi rengini alıyor . Adam hem korkmuş hem şaşırmış bir ifadeyle bana bakıyor tam bana birşey söyleyecekken hosteslerden bir tanesi mikrofonla '' sayın yolcularımız New Orleans havalimanına inişe geçmemize sadece 5 dakika kalmıştır lütfen kemerlerinizi takınız . Adam bana bakarak
_ Sen nesin böyle ?
Gözlerimi tekrar ona dikiyorum vampir güçlerimi kullanarak
_ Bunları unut senin kanını içmedim , çantanı alırken kapaktaki demir boynuna sürttü ve kanadı .
Adama dönüp gülümsüyorum ve pencereden dışarıya bakıyorum .
Artık önümde sadece Klaus ' u bulmak kaldı kendime soruyorum '' onları ailem gibi görecekmiyim , onları sevecekmiyim , peki ya onlar beni sevecek mi ? ''
Arkadaşlar inşallah şarkıyı seversiniz bu şarkı The Originals ' da kullanılmıştır .
ben çok sevdim dinlemek isteyenler için
Phantogram _ black out days
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Originals
FanfictionBu hikaye The Originals ' dan kurgulanmıştır . Bazı olaylar aynıdır . Oyuncular ve karakterler aynıdır bir tek hikaye ve Hayley farklıdır . Benim hikayemde Hayley öldü biliniyor . Yıllar önce kapanmış ve yok olmuş bir sır , bu sır benim New Orleans...