(1 gün önce)"Gidicekmiyiz?, " diye sordu birden bire Neşe. Başımı yerlerden kaldırıp Neşeye baktığımda yüzündeki heyecanı okuya bilyordum.
"Nereye?, " dediğimde üçününde bana baktığını hissettim.
"Okul partisi var ya yarın, orayı diyor işte," dedi Arda başını sallayarak. O sanki, bu fikire çokta iyi yanaşmamıştı. Okul partimiz vardı ve okulda yeni bir ortak katılıyordu. Neden yeni şeyler olunca hep bir parti oluyor?. Bunu sadece bizim okulda görüyordum gerçekten. Babamın yeni bir ortak bulmasının bizi ne kadar ilgilendirdiğini anlamıyordum.
"Bilmemki, babamla konuşa bilirim, hiç havamda değilmi parti için," dedim.
"Aslında gitsek iyi olur, kafamız dağılır," dedi Bolat. İçimdeki bir ses o partiya katılmamamı söylüyordu. Ama babam için katılmak zorundaydım. Sonuçta onun içinde bir yenilik olacaktı.
"Gidelim o zaman, hem babana ayıp olur," dedi Arda.
"Gidyoruz o zaman," dedim gülümseyerek.
"Oley!" diye Neşe bağırdı bir anda. Onun bu sevincine gülmeye başladık.
Zil çaldıktan sonra, kantinden çıktık. Ağır addımlarla sınıfa yönelmeye başladık. Koridordan çıktıktan sonra sınıfa ulaştık. Aniden hiç beklemediğimiz birisi dururdu bizi.
"Merhaba, Bolat. Rica etsem bi' gelirmisin?"
Bilmiyorum ama bu beni gerçekten çok gıcık etmişti. Bu kızdan nefret ediyordum, ismi İremsu. Sürekli Bolat'ın yanında dolaşıyordu. Yani bir insan ondan hoşlandığını bu kadar belli etmemeli bence.
Bolat hiç kıpırdamadan yerinde durarak bize bakıyordu. Sonra kin maya başladı.
"Burada söyle," dedi emreder gibi. Onun bu halleri beni hasta ediyordum.
"Aslında baş-başa konu-"
"Burada söyle," dedi kızın sesini yarıda keserek.
"Yarınki partiye birlikte gidedim mi?" dediğinde gerçekten çok sinirlenmiştim. Ama Bolat'ın bu teklifi kabul etmesini beklemiyordum. Birden bana baktığını gördüm, ve bende ona baktım. Gözlerimin içine bakması beni o kadar mutlu ediyorduki, kendimi tutamasam şurda öpücektim onu. İkimizde bir birimiz bakarak gülmeye başladık.
"Özür dilerim ama başkasına sözüm var," dedi. Önümüzdeki kız umudunu kestikten sonra bizden uzaklaştı. Bunu söylerken bile gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. Söyledikten sonra gözlerimizi kaçırdık. Yanımızdakilerin bize bakıp güldüklerini o kadar iyi duyuyordumki. Çaktırmadan Neşe'nin koluna vurup duruyordum. Ama durmuyorlardı. Onlarında birbirne bakışlarından aşık oldukları belliydi.
Sonra hep birlikte sınıfa girdik. Dördümüzde bir sırada oturuyorduk. Arda ve ben arka sırada, önde, Neşe ve Bolat da arkamızda oturuyorlardı. Biz çocukluk arkadaşıyız. Çocukken hepimiz bir mahallede oynuyorduk. Aslında biz üçümüz yani Neşe, Arda ve ben... Alaca. Bolat'lar sonradan taşındı bizim mahalleye. Orda hep birlikte büyüdük sayılır. Yediyimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. Şimdi ayrı yerlerden yaşıyoruz ama yinede yakınız. Babam yıllardır bu okulun sahibi, ortağı olmadı bu zamana kadar. Şimdi olunca tabii, babamda parti yapmaya karar verdi. Çocukken babamlar bize, evimize yakın bir ormanda bir ağaç ev yapmışlardı. Onun hala orada kalıyor olması mucize gibi bir şeydi.
Dersi dinlemek istedim ama, aklımda parti vardı. Partiye ne giyeceğimi düşünüyordum. Ama daha bir günüm olduğunu hatırladığım için bu gün annemle alışveriş yapa bilirdim. Partiye ilk kez gitmiyordum tabii, ama gittiğim partilerde daha çok gençler olduğu için rahat elbiseler giymeyi tercih ediyordum. Ama bu parti babam için önemli bir parti olacağı için güzel bir elbise almak istiyordum. Zaten aniden bir parti olacağı haberini aldığımda ilk olarak aklıma ne giyeceğim aklıma gelmişti. Şımarık bir kız olduğumu düşüne bilirsiniz. Ama kıyafetlerime önem verdiğim için bu beni sizin düşüncenizde şımarık ola bilirdim.
YOU ARE READING
AYNA
RomanceKırmızı'yla düşman olan, hayatını kendisine zehir eden, sevdikleri için kendini yakan kız... Alaca. "Nabız' ı çok yavaş..." bu kelime beynimde yankılanıyordu. Nabız'ı çok yavaş... Nabız'ı çok yavaş... NABIZ...