Güneş doğduğunda yatağımda dönüp duruyordum. Gece gözüme adam akıllı uyku girmemişti ve ben deli gibi uyuyan bir insandım. Lakin bazı geceler -ondan sonraki gün bir planım olan ya da herhangi planlı bir şey yapacağım geceler- uyku penceremden içeri bakmazdı bile, bu biraz kırıcı.
Saat yediyi falan gösterdiğinde sanırım artık yatakta bomboş yatmak zor gelmişti. Kalkıp bir duş aldım ardından içtiğim harika kahve de uykusuzluğuma biraz iyi gelmişti. Tanrım, kafein sana bayılıyorum.
Annem saat sekiz buçukta evden çıkar ve işe giderdi. Ben tüm bunları yaparken şu an çoktan işe varmış olmalıydı evin boş olmasından faydalanarak playlistlerimden enerjimi yükseltecek bir tanesini açtım.
Ve çalmaya başlayan Rihanna- Man Down ile biraz nostalji ve biraz enerji bedenime yüklenmişti. Aynen şöyle Rampapamrampapam man downnn.
İşte bu bebeğim. Gerçekten müzik ruhun gıdası sözünü kanıtlar bir anın içindeydim.
Biraz dans biraz kalça sallamayla geçen zamanın ardından şarkılar değişmiş ve bende bugün için gereken enerjimi kazanmıştım.
Küçüklüğümüzde de Taehyung ile hep aynı koya gider. Denizde yorulana kadar yüzer, su savaşı yapar ve eğlenirdik. Denizden çıktığımız an karnımız aşırı aç olur bulduğumuz bisküvi veya atıştırmalıklarla olabildiğince hızlı bir şekilde -ayı gibi yani- karnımızı doyururduk.
Biraz sahilde yatar, sohbet eder ve eve geri dönerdik. Zamanla tabi bazı yeni şeyler eklenmiş bazıları da çıkmıştı. Ve tabi bunu yapmamızın sıklığıda değişmişti. Sonunda buna zaman yaratabildiğimize sevinmiştim.Taehyung'la , çocukluğumun baş kahramanı olan kişiyle, vakit geçirmek benim için hep çok eğlenceli olmuştu. Ama şimdilerde buna zar zor vakit bulabiliyor, fırsat yaratamıyorduk.
Birbirimizle zaman geçirmek için o zamanı yaratan biz, artık o zamanları bulamıyorduk.
Ve benim için bir abi gibi olan Taehyung'un hayatımdaki eksikliğini kendini dehşet belli ediyordu ve onun içinde aynısı olduğuna emindim.Saat on gibi Taehyung'ta kapımızda bitmişti. Dün biz teyzemlerdeyken bana mesaj atmıştı ve planlamayı yapmıştık. Teyzemden aile dedikodularını öğrenmek yerine onunla konuştuğum için kendiyle gurur duymalıydı.
Gerçekten, teyzem tüm bu şeyleri nereden duyabilir. Yani annemlerin kuzeninin, eşini başka biriyle bastığını ama o da zaten eşini aldattığı için eşiyle konuşarak anlaşıp hâlâ evli ve ilişkilerine devam eden bir şekilde kalmalarını o nereden duymuştu. Onlardan duymuş olması imkansız bir olasılık değil mi? Değil mi? Her neyse.
Taehyung'la markete gittik önce, acıktığınızda yiyeceğimiz abur cuburları aldıktan sonra Taehyung'un arabasıyla yola çıktık. Biz küçükken ya Yujin teyze ya da benim annem bizi götürürdü ama şimdi biz kendimiz gidebilecek yaştaydık. Tanrım, zaman gerçekten geçiyor.Oraya vardığımızdaysa deniz bomboştu, önce bir sorun olup olmadığını düşündüm ama sezon daha tam açılmamıştı ve burası zaten biraz bizim gizli yerimiz sayılırdı ve çok insan gelmezdi. Ama asla hiç insan olmadığı bir durum olmamıştı.
Neyse biz de çok umursamadık zaten, en fazla köpekbalıkları falan vardı ve ölürdük yani abi, ne olacak.
"Jeongguk, yemek yemeden direkt bir girelim bence. Baksana çok güzel deniz."