XI

366 27 45
                                    

Jisung: Bana bir şey söylemek
ister misin Ruhe'm.

Ruhe.: Seni hep sevdim Jisung.

(Yazar'ın anlatımıyla)
Jisung, Minho'nun son yalanını duymuştu. Ona söylediği son yalan. Tek bir şans tanımıştı ona. 11 yalan...

11 yalanın hepsini söylediği zaman gidecekti onun hayatından. Son bir söz istediğinde yine bir yalan
çıktı Minho'nun ağzından. "Seni hep sevdim Jisung."
Jisung inanmadı ona, her zamanki gibi şaka yapıp onu ağlatacağını düşündü ve mesaja gülümsemekle yetindi.

Odasına girip en temiz ve güzel kağıdını çıkarttı ve bir mektup yazdı. Minho için çiçeklerle süsledi mektubu. En son yazdığı şarkıları, yaptığı besteleri, takarken Minho'yu hatırladığı takıları, boynundan hiç çıkartmadığı kolyesini, en sevdiği kalemini, yazdığı mektubu ve en sevdiği çiçek olan Lavinia yapraklarını zarfa yerleştirdi. Zarfı kapatırken en üste Minho ile olan fotoğrafını koyup zımbaladı.

Odasından çıktığında biraz hava almaya ihtiyaç duydu ve gece olana kadar dışarıda gezindi. Minho ile gittiği parklara gitti, Minho ile kahve içtiği yerde bir kahve içti, Minho ile yüzdüğü denizde yüzdü ve en son eve geldi. Tek bir kişiye mesaj attı gideceği yeri. Lalisa Manobal yani Minho'nun yeni sevgilisi.

Jisung: Ona iyi bak Lisa, Minho
biraz kırılgandır. Böyle göründüğüne
bakma her şeyi kafasına taksr. Seni
sevdiyse eminim ki çok sevecektir.
Jelibon yemeyi çok sevmez ama
çikolatanın her türlüsüne bayılır.
Morali bozuk olduğunda çok fazla
uyur hatta bazen 2 gün uyuduğu bile
olabilir. Beni unutması için elinden
geleni yap diyeceğim ama zaten beni
hatırlayacağını bile sanmıyorum.
Umarım hep mutlu olursunuz...

Sonra telefonunu bir köşeye bıraktı. Sandalyesinin üzerine çıkarak halatını sağlamlaştırdı. Aşağıya inip son dakikalarını mutlu geçirmeye çalıştı. Kısa zaman kalmıştı çünkü Lisa o mesajı Minho'ya gösterecekti ve Minho'nun geleceğinden emindi.

Telefonunu, Minho'dan sevgiliyken aldığı birkaç kıyafetin üzerine koydu. Çekmecesini açtı ve mektup kağıtlarını çıkarttı. Hepsini üst üste koyup yatağının üzerine bıraktı. Zarfın içerisindeki mektup çok acı içeriyordu ve Jisung içi rahat gidiyordu.

Telefonunu eline alıp birini aradı. Telefon ilk çalışta açıldı ve şöyle söyledi Jisung:

"Balonu hazırla, kendine iyi bak."

Karşının konuşmasını dinlemeden telefonu kapattı ve sandalyesinin üzerine çıktı. Sanki her şeyi bir köşeye bırakmış gidiyor gibiydi. Arkasında kimseyi bırakmıyor olmanın rahatlığı vardı üzerinde. Ailesi onu çoktan terk etmişti, hiç arkadaşı yoktu, Minho ise başka şeylerle meşguldü.

Sandalyesinin üzerine çıktı ve halatı boynuna geçirdi. Gitmeden önce son sözlerini söylemek istedi. O klasikleşmiş cevabı verdi:

"Teşekkür ederim sevgilim. Seni seviyorum, iyi geceler..."

Sonrasında altındaki sandalyeye tepti ve düşmesini sağladı. Nefesi kesilirken keşke babamdan bir silah kalsaydı da hiç acı çekmeseydim diye düşündü. Bir süre sonra nefes alamamaya başladı ve ölümün ona kucak açtığını anladı. Karşısında babaannesini gördü ve koşarak ona gitti. Gözleri kapandı ve evin açık olan kapısından içeriye Minho girdi.

XIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin