DiNg DoNg (kapı zili) "Hyunjin kapıya bak! Minho kalk artık şu koltuktan yapıştın oraya"
"Hayır ben anlamıyorum niye hep ben kapılara bakıyorum ki¿" Kapıya ilerlerken dedi Hyunjin.
* * *
Hyunjin kapıyı açarken annesinde hemen yanına gelmişti. Kapıyı açtığında gördüğü kişileri tanımamıştı.Kendisiyle yaşıt olduğunu düşündüğü çocuk siyah saçlı, bol t-shirt, altına çok dar olmayan siyah kot pantolon giymişti.
Yanında da büyük ihtimalle ağabeyi olan çocukta siyah saçlı üstünde kalın olmayan kapüşonlunun altına siyah pantolon giymişti.
Hyunjin yanağında hissettiği ellerin kime ait olduğuna baktığında annesi yaşındaki kadın Hyunjin'e bir şeyler söylerken bir yandan yanaklarını sıkıyordu.
"Aman tanrım ne kadar da büyümüşsün, seni en son gördüğüm de şu kadardın" dedi kadın dizini gösterirken. Sıra Minho'ya geçtiğinde derin bir nefes aldı Hyunjin.
İçeri girdiklerinde karşılıklı koltuklara geçerek sohbet etmeye başlamışlardı.
Hyunjin sıkıldığından gerek abisine bakmıştıki Minho'nunda Hyunjin'den aşağı kalır bir yanı yoktu. Sonunda konu çocuklara geldiğinde Hyunjin'in annesi lafa girdi.
"Minho hadi arkadaşlarınıda al odaya gidin sohbet edin" kaş göz hareketleri yaparak söyledi kadın.
Hyunjin annesinin yaptığı hareketleri görünce tam gülecektiki vazgeçti. Ölmek için genç ve yakışıklıydı sonuçta.
Minho'nun ayağa kalmasıyla diğer iki çocukta kalkmış Minho'nun peşine takılmışlardı. Hyunjin'de kalkıp yukarı doğru çıkmaya başladı.
*
Odaya girdiklerin iki çocuk Minho'nun yatağının köşesine oturmuş. Minho tekerlekli sandalyede dört dönüyordu. Hyunjin elinde sandalyeyle odaya girdiğinde abisinin yanına oturmuş bekliyordu. Neyi mi? Birinin konuşmasını.Kimseden ses çıkmayınca Minho'nun sabrının tükenmesiyle ilk konuşan o olmuştu.
"Ben Minho" dedi.
"Bu da kardeşim Hyunjin" Hyunjin' i göstererek. Minho karşı taraftan bir tepki bekledi. Sonunda sarı saçlı çocuk konuşmaya başladı.
"Ben de Jisung" dedi ve yanındaki kahverengi saçlı çocuğa baktı. Kendisini tanıtması için bekledi ve sonunda o da konuştu.
"Felix. Jisung'un kardeşiyim" dedi ve bir dahada konuşmadı. Aslında kimse konuşmadı.
Hepsi eline telefonlarını almış vakit geçiriyordu. Hyunjin mesajlar kısmına girip 'mal ağabeyim' yazan kişiye tıklayıp mesaj yazdı. 'çok sıkıldım(٥↼_↼)' yazıp gösterdiğinde göz ucuyla Minho'ya baktı.
Mesaj gelmiş olacaktıki odada bildirim sesi yankılandı. Minho mesaja tıklamadan önce kardeşine 'ne var yine!' bakışı atıp mesaja tıklanmıştı. Hyunjin tam telefonu kapatıcakken Minho'dan masaj geldi.
Mal ağabeyim
napim
Hyunjin
Iyy bide bana
ergen diyosunMal ağabeyim
ne dememi bekliyosun?
Hyunjin
bilmem hiç öyle bir konusma geçmedi aramizdaHyunjin telefonu kapatıp cebine attı. Minho'da aynı şekilde kapatıp masasına koydu.
"Siz normaldede böyle sessizmisiniz?" Hyunjin birbiriyle bile konuşmayan ikiliye baktı.
"Bilmem" omuz silkerken konuştu Jisung.
Tam Hyunjin'in bir şey söylicekken kapının açılmasıyla diyecekleri ağzına tıkılmıştı. İçeriye kimin girdiğine bakıcaktiki gerek kalmamıştı.
"Ne yapıyorsunuz öyle sessiz sessiz." Giren tabikide Hyunjin'in annesiydi.
"Hiç öyle oturuyorduk." dedi Jisung küçük bir gülümsemeyle.
"Ne bilim öyle sessiniz çıkmayınca, Hyunjin gey olunca aklıma kötü şeyler gelmeden duramadı" Hyunjin'in annesinin cümleyi bitirmesiyle Hyunjin gözlerini kocaman açmış annesine bakıyordu.
"Ne daha söylemedin mi?"
Hyunjin utançtan ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bir annesine bir şaşkınlıkla olayı izlen iki çocuğa bakıyordu.
Minho annesinin tepkisine sesli bir kahkaha atıp masasındaki suya uzandı tam bir yudum içecekken
"Abisini örnek almış." Annesinin dediğiyle Minho'nun içtiği su boğazında kalmış öksürmeye çalışıyordu. Bu safer gülme sırası Hyunjin'deydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HOLİDAY๑ | HYUNLİX
FanfictionHyunjin mükemmel bir tatil geçireceğini düşünüyordu. . . . . ♦️Çok önceden yazdığım için saçma olabilir. Kurguyu çok bozmamaya çalışarak olabildiğince düzelttim.♦️