zerobaseone grubunun üyeleri sonunda belirlenmişti. zhang hao bu grup üyeleriyle olmaktan çok mutluydu en çokta hanbin'le beraber çıkış yapmış olmaktan. boys planetin ilk gününden beri hanbin'e karşı hep farklı bir his vardı içinde.
üyeler yurtlarına yerleşmeye gelmişlerdi. kocaman evin önünde durduklarınla hepsi şaşkına dönmüştü kesinlikle bundan daha kötüsünü bekliyorlardı. küçük olan üyeler evin içinde tur atıp incelerken daha büyük olan üyeler de kimin kimle aynı odada kalacağını kararlaştırmak için kura kağıtları hazırlıyorlardı. üç odada ikişer kişi, bir odada ise üç kişi beraber kalacaktı. ilk önce en küçük üye yujin kurayı çekti o üç kişilik odada kalacaktı. ilk çektiği üyede gunwook çıktı ikiside bu habere sevinmişti. iki en küçük üye iyi anlaşıyordu. diğer kurayı gunwook çekecekti. taerae'yi çekti. üçlü haliden gayet memnundu diğerlerini umursamadan bavulları alıp en büyük olan odaya yerleşmeye gittiler.
diğer kurayı çekme sırası matthew'e gelmişti. "jiwoong hyung, jiwoong hyung, jiwoong hyung." diye mırıldandı evrene mesaj göndermeye çalışıyordu. jiwoong yüzünde matthew'inkiyle aynı bir heyecanla bekliyordu. matthew çektiği kuradan ricky çıktığından biraz üzüldü ama yinede çok umursamadı. sonuçta aynı evdeydiler her türlü jiwoong'la beraber olacaktı.
ricky kimle aynı odada olduğunu pek umursamıyor gibi görünüyordu, beş bavulunun hepsini üst kata taşımaya daha çok önem veriyordu. herkesin birer ikişer bavulu varken ricky'nin beş bavulu olması herkesi şaşırtmıştı ama çok üzerinde durmadılar ricky'di bu sonuçta pek de beklenmedik değildi.
geriye zhang hao, jiwoong, hanbin ve gyuvin kalmıştı. zhang hao gidip kurasını çekecek ve çektiği kişi dışındaki ikili oda arkadaşı olacaktı. zhang hao içinden hanbin'in çıkması için tanrıya yalvarıyordu. gözleri hanbin'e kaydı, ikilinin gözleri buluştuğunda hanbin gülümsemeyle baktı zhang hao'ya. iki kağıt arasında kalmış olan zhang hao sağ elindeki kağıdı seçti.
jiwoong çıkmıştı.
gyuvin ve hanbin beraber kalacakları için aşırı sevinmişti. gyuvin, hanbin'e sarılıyor "hanbin'le aynı odadayım, hanbin'le aynı odadayım." diyerek sevincini belli ediyordu. zhang hao, hanbin'le aynı odada kalmayacağına üzülmüştü. sol elindeki kağıdı da açtığında o kağıtta hanbin yazdığını gördü oflayarak kağıtları bıraktı elinden. hanbin'le gyuvin'in ne kadar sevindiğini görünce kıskanmıştı onları.
hanbin'le tomboy görevi sırasında bir haftalığına aynı odada kalmışlardı ve o bir hafta ona hayatının en güzel bir haftası gibi gelmişti. hanbin herkesle olduğu gibi onunlada çok ilgiliydi. tabi zhang hao, hanbin için diğer herkes gibi olmak istemiyordu. hanbin için özel olmak istiyordu.
jiwoong'a olabildiğince üzüldüğünü belli etmemeye çalışarak odalarına çıkmak için merdivene yöneldi. tabi jiwoong, zhang hao'nun hanbin'den hoşlandığı çok önceden farketmiş olduğundan üzüldüğünü zaten tahmin etmişti.
☆
zhang hao yere oturmuş çekmeceye kıyafetlerini yerleştiriyordu. iki bavulunun birini bitirmiş diğerinin yarısındaydı. jiwoong çoktan işini bitirmiş balkona matthew'le flört etmeye gitmişti.
zhang hao artık yerleştirmek yorulmuştu ve kendini yere doğru bırakmış, yatmıştı. gözlerini dinlendirmek için sadece iki üç saniyeliğine kapayıp açtığında yukarıdan gülerek ona bakan hanbin'i görmüştü. hemen yerden kalkıp dağılan üstünü düzeltip tekrar oturur hale geldi."yorulmuş gibisin sana yardım etmemi ister misin?" dedi hanbin nazikçe. hanbin böyle biriydi işte herkese elinden geldiği kadar yardım etmeye çalışırdı. zhang hao'da en çok bu haline aşık olmuştu. "kendi eşyalarını yerleştirmekten sen de yorulmuşsundur, bir de benimkilere uğraşmanı istemem." dedi zhang hao ama yalan söylüyordu ona yardım etmesini deli gibi istiyordu evet yorulmuştu ama asıl istemesinin nedeni hanbin'le daha fazla zaman geçirmekti. sadece kıyafet yerleştireceklerdi evet ama olsun yani hanbin'le yaptığı her aktivite ona zevk veriyordu.
hanbin, zhang hao'nun yanına bağdaş kurarak oturdu. "bu düşünceliği bırakıp sadece sana yardım etmeme izin ver." hanbin bavuldan bir şort aldı ve katlayıp çekmeceye yerleştirmeye başladı. zhang hao, hanbin'in anlık hareketiyle heyecanlanmıştı. bağdaş kurmuş ikilinin bacakları hareket ettikce birbirine deyiyor ve bu zhang hao'nun kalbinin daha da hızlanmasını sağlıyordu.
hanbin eline gelen siyah renkteki ama üstünde kırmızı öpücük şekilleri barındıran boxer'la kahkaha atarak zhang hao'yu düşüncelerinden ayırdı. "hyung, lütfen bunu nereden aldığını söyle benim de bu boxer'a sahip olmam lazım." diye dalga geçti. zhang hao "ver şunu" diyerek utançla hanbin'in eline uzanıp boxer'ı almaya çalıştı ama hanbin elini daha da uzaklaştırdı. zhang hao, hanbin'e daha da uzandığında hanbin'in üstüne doğru düşmüştü. hanbin hala elinde tuttuğu boxer'la yere serilmiş üstünde de kafası hanbin'in göğsüne yapışmış bir halde olan zhang hao vardı.
o sırada kapının önünden jiwoong ve yujin geçiyordu. jiwoong elini yujin'in gözlerine götürüp kapadı. jiwoong "16 yaşında bir çocuk var bu evde, bu tarz şeyleri kapıyı kapatıp yapın lütfen." diye dalga geçip kapıyı çekti ve yujin'le birlikte odanın önünden ayrıldı.
bunun üzerine zhang hao, hanbin' in üzerinden kalkıp anın şokuyla dikkatsizleşmiş olan hanbin'in elinden boxer'ı çekip aldı. "ver demiştim sana değil mi? bak yanlış anladılar bizi." dedi zhang hao endişeyle. hanbin'de yattığı yerden kalkıp "bu kadar abartma sadece dalga geçiyorlar işte hem konuyu dağıtmaya çalışma bu şortun varlığını açıklaman lazım bence." hanbin hala daha zhang hao'yla dalga geçiyordu.
"arkadaşım öylesine şaka yapmak için almıştı açıklayacak bir şey yok." deyip çekmecenin en dibine sıkıştırdı boxer'ı."arkadaşın yüzünden artık seni bu boxer'la hayal etmeden duramayacağım." hanbin'in hiçbir şeymiş gibi söylediği sözlerle zhang hao'nun kalbi artık ağzında atıyordu. "keşke bunu ses kaydına alsaydım, tacizden yargılanabilirdin bile." dedi zhang hao. ikside zhang hao'nun cümlesine gülüp kıyafetleri yerleştirmeye geri döndüler.
hanbin bavulun en altlarından bir fotoğraf albümü buldu. dönüp zhang hao'ya açmak için izin istediğinde zhang hao kafasını evet anlamında salladı. hanbin fotoğraflara baktıkça hep aynı erkeği görüyordu. kumsalda o erkek ve zhang hao, okulda o erkek ve zhang hao, kafede o erkek ve zhang hao ve daha bir çoğu. merakla dönüp sordu "bu kim?"
zhang hao, hanbin'e dönüp gösterdiği fotoğraflara baktı. yüzünde fotoğrafları görmesiyle bir gülümseme belirdi. "bu kişi benim en yakın arkadaşım ollie. ah onu şimdiden o kadar özledim ki onu çinde bırakıp buraya gelmek çok zor oldu. bebeğim benim ne kadar sıkılmıştır bensiz." zhang hao'nun neredeyse ağlayacak hala gelmesine karşı hanbin şaşırmıştı. zhang hao duygularını pek belli etmeyen biriydi ve bu sevgi sözcüklerini ondan duymak değişik gelmişti. bu ollie denilen çocuğu zhang hao'nun bu kadar sevmesini gerçekten kıskanmıştı. fotoğraflara daha çok bakmadan "hmm tatlı çocukmuş." diye mırıldanıp albüme geri koydu.
"noldu kıskandın mı?" zhang hao alayla sordu. "ne alaka ne kıskanıcağım, çin'deki en yakın arkadaşın o olabilir ama kore'deki de benim sonuçta değil mi?" hanbin albumu eline gelen ilk çekmeceye attı. zhang hao omzunu hanbin'in omzuna doğru vurdu. "evet öylesin." deyip kıkırdadı.
işleri bittiğinde ikiside bir oh çekip. yemeği çoktan hazırlamış ve masaya oturmuş onları bekleyen üyelerin yanlarına gittiler. jiwoong "ne işiniz vardı da bu kadar uzun sürdü." diye yine dalga geçti. jiwoong her konuştuğunda zhang hao'nun utanç seviyesi kat atlıyordu. "sadece zhang hao'ya kıyafetlerini yerleştirmesi için yardım ediyordum." diye açıkladı hanbin. jiwoong sadece hmmlayarak yetindi.
yemeğin geri kalanında zhang hao'nun gözleri hep hanbin'e kayıyordu, hanbin gözlerini birleştirdiğinde ise zhang hao her seferinde gözlerini başka yere çeviriyordu. hanbin, zhang hao'nun bakışlarını hep yakalıyor olmasına rağmen zhang hao fark edilemediğini sanıyordu. hanbin onun bu halini tatlı bulmuştu.
☆
valla saldım hikayeyi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can i get a kiss, can i ? haobin
Fanfiction"beni öpebilir misin? sadece bir kereliğine." "sadece bir kereliğine mi?" hanbin derince bir nefes aldı. "eğer sen de istersen seni bir kereden fazla kez öpmek isterim." sung hanbin × zhang hao