Arkasından koşup saçını çektim
önce acımış gibi tepki versede sonra elimi sıkıca tutup saçını bırakmama neden oldu fakat diğer elim boştaydı o elimle hiç atmak istemesemde bebek suratına yumruk attım güçlü olsada narindi yani burnu maalesef kanamıştı pişman olmuş gibi bakıyordum çünkü ilk gördüğümde müstakbel eşim olucağını düşünmüştüm ...
burnunu tutuyordu bende boş duramadım çantamdan en az 5 tane peçete çıkarttım dağ ayısı olduğu için burnunun daha fazla kanamasına neden olur diye
kan durunca benim bineceğim 2. metro gelmişti ben yüzsüzlük olmasın diye kolunu belime sarıp onu da aynı metroya bindirdim
sonunda konuşmaya başladı ve ilk dediği şey
"af edersin ama vurmanın sebebi neydi" oldu bende maalesef
"af etmem ama sende kolumu dağ ayısı gibi sıkmasaydın" dedim fakat olur böyle çift kavgaları normaldir diye düşünürken sayın dağ ayısı konuştu
"bazen gücümü kontrol edemiyorum ama sen benim fotoğrafımı çekmeseydin böyle bir şey olurmuydu?" dedi bense müstakbel eşimi üzmemek adına"ya bebiş özür dilerim bende kas olmayınca anca saçını çekip yumruk atıyorum işte napıcaksın "
dedim bana ilginç bir şekilde bakarak
"bebiş???" dedi
bende normal hayatta aslında böyle kelimeler kullanmazdım ama salak kai'nin klavyesi böyleydi ve maalesef eniştesinin nasibini kapatıyordu ben tabii tekrar rezil olmamak adına
"pardon yanlışıkla söyledim arkadaş arasında kullanıyoruz da" dedim o ise
"şuan kolunu sıktığım için pişman değilim" dedi yanlışıkla "ulan mağara adamı kasın var diye milletin kolunu s¡kceğini kim söyledi sana" dedim daha bir şey söylemedi metrodan indiğimde o da inmişti "umarım aynı okulda değilizdir " diye dua ediyordumyürürken "biraz kırıcı oldu dedi"
ben ise sinirimi tutamayarak
"seninkide biraz s¡kici oldu"dedim okula maalesef beraber girdik
ben sınıfa giriyorken o kapıda bazı kişilere
"ilk ders ne ?"
"öğretmen kaçta gelir?"
gibi sorular soruyordu ön sıralarda oturduğum için görebiliyordum onu arada sırada burnunu tutuyordu
fakat ondan nefret ediyordum doğru yakışıklıydı ama ne yaparsın azcıkta naz gerekir diye düşünürken
aptal kai geldi ona bugün onun konuşma stili yüzünden ne olduğunu antattım
kai "sakın bana su kapıda bekleyen yeni çocuğun o olduğunu söyleme " dedi
ben ise sadece "maalesef" diyebildim ardından
yeonjun geldi yeonjuna da olanları anlattıkdan sonra yeonjunun kaiden daha çok gülmesi sinirimi bozduğu için soobinden bahsettim ben bahsederken öğretmen geldi öğretmenin ardından dağ ayısı sınıfa girdi kai aptalı benim yanım boş kalsın diye başka bir yere kaçtı . öğretmen "haydi kendini tanıt" dedi"merhaba ben kang taehyun 19 yaşındayım"
öğretmen bu kadarmı diye sorduğunda onaylar bir biçimde başını salladı öğretmen "boş yer olarak sadece gyunun yanı var oraya geç"deditaehyun yanıma otururken elimdeki kanlar dikkatimi çekti
çantamdan mendili çıkarırken taehyun kulağıma "elinde benim kanım olduğu için mutlumusun "dedi
ben ise insanları
rezil etmek için en kısa ve en kolay taktiği kullanarak kulağına yaklaşıp yüksek sesle "yanımda oturduğun için mutlu değilim" dedim utançtan birşey daha söylemedi.elimi sildim ve derse katılmaya çalıştım pek katılamasamda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
M○●nLight /taegyu
FanfictionTaehyun: sen benim Ay'ımsın gyu Beomgyu: sende benim ışığımı elde ettiğim güneş'imsin taehyun... taegyu moonlight