Herkese selam yeni bir bölüm ile karşınızdayım uzun bir bölüm yazamaya çalışacağım, şimdilik oy sınırı yok yinede oy vermeyi unutmayın.💮💮💮
Linom sınıftan içeri girince aniden bileğimden tutu ve beni peşinden sürüklemeye başladı.Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama bi o kadarda merak ediyordum okulun spor salonuna girdiğimizde bileğimi bıraktı ve karşıma geçip konuşmaya başladı."Söylediklerimi tekrar hatırlatayım mı yoksa hatırlıyor musun? " dedi. "Ya valla öyle bir şeyler söyledin ki ne maddesiydi neyin neyiydi hiç hatırlamıyom kusura bakma ama bir kere daha söylesen keşke." "Kişinin, rızası dışında fotoğraf veya videosunun çekilmesi, TCK 134'te düzenlenmiş olan 'özel hayatın gizliliğini ihlal' suçunu oluşturur.Diğer bir ifadeyle izinsiz fotoğraf paylaşımı cezası TCK 134/2'ye göre iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasıdır. İfşa edilen özel hayat verilerinin basın yayın yoluyla yayımlanması halinde de fail bu ceza ile cezalandırılacaktır. Şimdi anlat o fotoğraf ne?" "Şey ya şey o fotoğraf şey..." ne diyeceğimi bulamıyordum acil bir şey uydurmassam yanıcaktım. "Ney o fotoğraf ney!" diye bağımıştı Linom bana şimdi ne diyeceğimi iyice bulamıyordum. "Şey işte hah benim bir arkadaşım var bir sene önce burda okuyordu fen şubesinde şimdi annesinin tahini çıktığı için Seul da yaşamıyorlar . Eskiden burada okurken senden hoşlanıyordu halada hoşlanıyor benden de senin fotoğraflarını çekip atmamamı istemişti bende tam ona atıp fotoğrafı silicektim ki sen gelip telefonu elimden aldın." diye bir yalan uydurdum.
"Anladım telefon numarasını alabilir miyim arkadaşının" aha şimdi şıçtım kendimin kini mi versem yok olmaz en iyisi şey diyeyim"Ya ben numarasını ezbere bilmiyorum yarın veririm sana ,nasıl fikir?"
"Tamam yarın kesinlikle istiyorum o numarayı" "Tabi ki tabi ki niye vermeyeyim sonuçta ." Şimdi boku yedim lan numara mı veremem hadi diyelim ki Hyunjin'in numarasını verdim bu mal unutur ne niyon kardeş ben Hyunjin falan der yeni bir numara almaktan başka şansım yoktu eski telefonuma aldığım hattı takar ve ordan onunla konuşurdum.6. dersin sonunda o kadar uykum vardı ki ,böyle zamanlarda her zaman müzik sınıfına gider ya piano yada sınıfta ki gitarlardan birini çalardım . En alt kata müzik sınıfının yanına geldiğimde kapı her zaman ki gibi açıktı içeri girip piyanonun başına oturdum ve en sevdiğimparçalardan olan "Buruno Bavota- Marea "yı çalmaya başladım. Gerçekten o kadar huzur verici bir şarkıydı ki çalmak çok hoşuma gidiyordu.Minho
Han'a aslında çok sinirlenmiştim izinsiz fotoğrafımı çekmesi hiç hoşuma gitmemişti
aslında şikayet edebilirdim ama ona güvenmek istemiştim temiz yüzlü birine benziyordu okulun en alt katına inmiştim bazen spor salonuna girp kısa bir süreliğine
voleybol oynamak eğlenceli oluyordu. Spor salonuna yaklaştıkça bir piona sesi geliyordu çok huzur vericiydi kimin çaldığına bakmak için kapının oraya gittim
Han'dı pionayı çalan Han'dı çok güzel çalıyordu keşke onu hep piona çalarken izleye bilsem diye düşündüm telefonumu çıkarıp bir fotoğrafını çektim yasa dışı bile olsa bu manzara için yasalar çiğnenirdi kendini okdar müziğe kaptırmıştı ki videosunuda çekmeden edemedim.Bu parçayı daha önce bir yerde duymuştum ama Han çok daha güzel çalıyordu. Çalmayı bititirdiğinde pionaya doğru eğildi anlaşılan müziğe ayrı bir saygısı vardı ,peki o zaman neden sayısal okuyordu ki neden konservatuvar okumamıştı ki hem yakışırdı ona müziğe büyük bir saygısı olan birine pionanın başından kaltığında göz göze geldik.Jisung
Çalmayı bitirdiğim de pionaya doğru eğildim ,müziğe büyük saygım vardı konservatuvar okumak çok istemiştim ama ablam için bir söz vermiştim doktor olmalıydım. Pionanın başından kaltığımda Linom ile göz göze geldik yanıma doğru yaklaştı ."Çok güzel çalıyorsun piona çala
bildiğini bilmiyordum. Neden konservatuvar okumuyorsun?" Bunu demesi ile gözlerim dolmuştu hiç bir şey bilmeden bana neden konservatuvar okumuyorsun demeleri canımı acıtıyordu ben istemezmiydim ki konservatuvar okumak ha istemezmiydim.
"Bilmiyorsun zaten hiç bir şey bilmiyorsun."
Linom yemin ederim sana böyle bir yanıt vermek istememiştim kırmak istememiştim kalbini ama tutamadım kendimi.Hızlıca yanından uzaklaştım ve lavaboya girdim bir kabine girdim ve göz yaşlarımı tutamadım yere dizlerimin üstüne çöktüm ve hıçkıra hıçkıra ağladım ablamla geçirdiğimiz güzel anılar tek tek gözlerimin önünden geçiyordu ve daha fazla ağlama sebep oluyordu ablamın küçükken hep bana mırıldandığı bir melodi vardı aynısını mırıldanmaya başladım. İyice ağlayıp rahatladıktan sonra kabinden çıktım ve elimi yüzümü yıkayıp lavaboyu terk ettim ve sınıfa gittim.Ders boşmuş kimya hocasının acil işi çıkmış sınıf başkanından izin alıp müzik sınıfına indim pionanın başına oturdum yine ne zaman çok kötü içsel bir çöküşte olsam belli bir şarkı vardı hep kendime onu söylerdim "Seksendört-Keendime yalan söyledim" adlı parçayı çalmaya başladım sözler ve melodi iyi geliyordu hep yapardım bunu hep çalardım bu şarkıyı ama bu sefer göz yaşlarıma hakim olamadım.Minho
Türkçe dersimiz boştu hoca 1 haftalığına özel izin almıştı bende voleybol kaptanından spor salonunun anahtarını alıp
spor salonuna indim yine bir piona sesi geliyordu ama bu seferki farklı bir melodiydi fazlası ile hüzünlü bir melodi yine kim olduğuna bakmak için kapıya yöneldim Han'dı yine Han çalıyordu ağlayarak gözünden yaşlar süzülerek telefonumu çıkardım ve bu eşsiz anın videosunu çekmeye başladım kendini melodiye o kadar kaptırmışkı ağlıyor diye geçirdim içimden (Keşke melodi için olsa be Minho)
çok güzel görünüyordu gerçekten çok güzel görünüyordu fakat bir gariplik vardı her saniye akan yaşlar daha çok artıyordu o derece kaptırmış diye diye düşündüm aynı melodiyi 6 7 kere çalmıştı bitmesinin sebebi hıçkırarak ağlamaya başlaması olmuştu. Yanı na gittim "Vaybe o kadar kaptırmışsın ki kendini melodiye ağlamaya başladın." dedim. "Öyle mi görüyor DIŞARDAN ONUN İÇİNMİ AĞLIYORUM SANIYORSUN NE HALDE OLDUĞUMU BİLİYORMUSUN." diye bağırdı ne demiştim ki ben şimdi yinede kendimi çok mahcup hissetmiştim "Özür dilerim hiç bir şey bilmiyorum."diye bilmekle yetinmiştim ve piona masasında olan bedene sarıldım ne yaratmışlardı ona niye bu kadar çok acıyordu bu çocuğun kalbi. Hüngür hüngür ağlıyordu ama farklı bir şekilde sesi çıkmasın diye nefesini tutarak hüngür hüngür ağlıyordu bunun ona zarar vereceğini söylemek istedim ama ağzımı açmamayı tercih ettim.
916 kelime
Evet canlarım bir bölümün daha sonuna geldik bu bölümü aslında bu kadar duygusal yazmayı planlamamıştım bir tık ani gelişti .Seviliyorsunuz bir sonraki bölümde görüşmek üzere şimdilik oy sınırı yok ama yinede oy vermeyi unutmayın.💮💮💮
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aldatınmı beni?
Teen FictionDÜZELTİLME AŞAMASINDADIR Seol'ün küçük bir kasabasında yaşayan Minho, çevresindekiler hep duygusuz demiş ve artık kendisinin duygusuz olduğunu düşünmeye başlamıştır. Bigün aynı kasabada yaşayan etrafındakilerin ona "Hanji" dediği bir çocuk ile tanış...