" -Madem onu çok önemsiyorsun gitsene o çok sevdiğin seni terk eden annenin yanına?
-Yeji... Böyle söylememelisin, o zorundaydı-
-Hahah güldürme beni şimdi. Biliyor musun keşke babam yerine sen ölseydin. En azından bir hiç uğruna ölmezdi."
Bir anda ablasıyla tartışırken etraf bulanıklaşmaya başladı. Karşısında ağlayan ablası çoktan sis olmuştu bile. Yeji ablasını geri getirmek için öne atılmıştı. Onu yakalayıp bırakmayacaktı. Ondan ayaklarına kapanıp özür dileyecekti. En sevdiği yemeği yapacaktı akşama ki sözlerini unutturabilsin.
Ama olmadı.
Her yer karanlığa büründü.
Yeji yine aşina olduğu karanlıkta kalmıştı.
Az sonra gözlerini açacaktı ve zihnindeki bu zifiri karanlıktan çok daha karanlık hayatına devam edecekti.
Gözlerini açmak istemiyordu.
Sonuçta hiç bir şey değişmeyecekti.
Yine yanlız olacağının bilincindeydi.
Sonsuza kadar karanlığa gömülmek istiyordu ama bir çift kol bu düşüncelerin sanki farkındaymış gibi sanki o karanlıktan çekip çıkarmak istermiş gibi onu sarsıyordu.
Daha fazla direnecek gücü kalmamıştı Yeji'nin. Mecburen araladı kahvelerini. İlk başta gözleri daha alışmadığı için açıp kapamak zorunda kaldı fakat iyice kendine gelince ellerin sahibiyle göz göze geldi.
-Jisu...
-Ne o? Rüyanda beni mi gördün yoksa? Bana aşık olduğunu biliyordum işte.
Gülümsedi ve yanındaki sıraya yerleşti. Yeji'de toparlanıp sıradan kalktı ve dik bir pozisyonda arkadaşına döndü. Jisu çoğu kızın hayalindeki o ideal bestfriend material'dı. Yeji mutsuz hissettiğinde ya ses tonundan ya da bakışlarından hemen anlardı. Ondan üzgün olduğunu saklaması imkânsızdı Yeji için. Perşembe günleri Jisu'nun Yeji için denediği özel tarif günüydü. El becerisi çok yoktu fakat önemli olan niyet değil miydi zaten? Tanışalı çok olmamıştı fakat Jisu, Yeji için kesinlikle sıradan bir arkadaştan daha ötesiydi.
Jisu hemen Yeji'ye sardı ince kollarını. Narin elleriyle sırtını sıvazladı teselli verirmisçesine. Yine anlamıştı onu. Uykusunda bile.
Yeji'de daha fazla tutamamıştı göz yaşlarını. Bir kez daha bırakmıştı akmaması için yemin ettiği gözyaşlarını.
Biraz sakinleştiğini fark edince omuzlarını tuttu bu sefer Jisu. Endişeli yüz ifadesiyle buluşturdu göz bebeklerini arkadaşıyla. Yeji gülümseyince Jisu'da tekrarladı onu sanki bir yansımaymış gibi. Ona yine neyin üzdüğünü sormak için araladı kalp dudaklarını. Fakat Yeji'nin yine cevap vermeyeceğini adınının Choi Jisu olduğunu bildiği kadar biliyordu. Bu canını sıkan farkındalıkla birbirine bastırdı dudaklarını. Onu yanlız bırakmanın iyi olacağını düşündü birden. Arkadaşına şefkatle bakıp alnına dostça ve belkide içinde birçok duygunun barındığı bir öpücük bıraktı ve sırasına geri döndü.
Yeji bu öpücüğün ne anlama geldiğini biliyordu. Jisu'yu da bu yüzden çok seviyordu zaten. Çok ince düşünceli bir kız olduğu için. En ufak bir yüz ifadesi ve hatta en önemsiz görünen bir cümle öbeği bile Jisu'nun duygu ve düşüncelerini barındırıyordu.
Zil çalınca önüne döndü ve öğretmeni beklemeye başladı.
Tabii ki bu bekleyişe bir takım düşünceler de eşlik etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tag You're It ➛ Yeonji / multifandom
Mystery / Thriller"Bu oyunda ebeye yakalanmamalısınız. Ya da yakalanın. En fazla ne olabilir ki?" :) ! Bu kitapta bazı okuyucuları etkileyebilecek sahneler bulunmaktadır. Hassas olanların okumaması önerilmektedir.