how can i do without you

14 3 3
                                    

__________ ___ __________

Yeniden düşüncelerimleyim,yeniden seninleyim.Sorunlarımla başbaşayım.Yorgun hissediyorum,ama bu çok bencilce.Sen benden
daha çok yorgunsun,bunu biliyorum.Ama lütfen beni bırakmamış ol.

Ailem,yine zorluklarla gelmişti yanıma.Bu sefer asla istemeyeceğim şeyler sundular bana.En kötüsü de,seçenek sunmadılar. Benden neler istediklerini düşündükçe ağlayasım geliyordu.Ama güçlü durdum, direndim.Asla kabul etmedim.

Annem bu dünyada ki en ırkçı insan olabilir.
Özellikle Japon'lardan nefret eder,nefretini
kusar sürekli.Benide,asla onlara kanmamam
için yetiştirdi.Yani anlayacağınız benim varlığım,sadece annemin 'soyunu' devam ettirmem içinmiş.Bunu öğreneli 2 ay oluyor.
Annemle kavga ederken ağzından kaçırmıştı.
Ve hiçbir şekilde pişmanlık belirtisi yoktu yüzünde.

Babam ise benden nefret ediyor direkt.Ben büyük bir zaman kaybıymışım,öyle diyor.Aptal ve bakılmaya muhtaç olduğum için bakmayı kabul etmiş.Ha,doğru ya.En başta yaptığım hatayı düzelteyim hemen. Babam değil,üvey babam!Zaten sevmemesi gayet normal geliyor insana ama bendeki de duygu işte,hareketlenesi geliyor.Hemde asla haketmediği yerde!

Beni bu hayatta seven tek kişiydi o. Sevgilimdi.Hayatıma renk katan 1.83 boyunda biriydi.Fakat beni terk etti.1 ay anca olmuştur ayrılalı.Çok yorulmuştu,her şeyden.Ailesi nefret ediyor ondan aynı benim gibi.Zorbalık görüyordu okuldaki iğrenç insanlardan.Sırf Japon olduğu için.Ona yardımcı olmaya çalışıyordum elimden geldiğince.Herkesin ondan nefret ettiğini söylerdi ben onun saçlarını okşarken.İnkar ederdim ama kabul etmezdi.Sadece benim onu sevdiğimi söylerdi.Sadece kısmı doğru mu bilmem,fakat ben seni çok seviyorum sevgilim..

  <><><><><><><><><><><><><><><>

Bütün gücümle koşmaya çalışıyordum.Onu kurtarabileyim diye.Bir kaç dakika önce bana
mesaj atmış,özür dilemişti.İntihar mektubu olduğunu anlamam 30 saniyeyi bulmamıştı.
Konumu sadece bana açık olurdu,her zaman.
Bana cevap vermediği zaman onun yanına gidebilmem için yapardı bunu.Diğerleri umrunda bile değildi.Ama beni umursuyordu.

Niki sahip olabileceğiniz en güzel,iyi insandır.İster sevgili ister arkadaş olsun,size her şeyden çok değer verir.Değer vermenin ne demek olduğunu ondan öğrenirsiniz.Sizinle geçirdiği zamanları geceliğin sırıtarak düşünürsünüz.Sorununuz olduğunda her ne olursa olsun sizin yanınızda durur.Konumda gösterilen yüksek binaya hiç düşünmeden girdim.Yükseklik korkum olabilirdi,ama onu kaybetme düşüncesi hepsini bastırıyordu. Asansöre binmenin zaman kaybı olduğunu düşündüm.Çünkü çok kişi çağırmıştı o sırada.Tam iş çıkış saatiydi.Hızlıca merdivenleri tırmanmaya başladım.
Bacaklarım kısaydı ancak bu basamakları dörder dörder atlamama engel değildi. Sonunda ulaştım en üst kata.Niki'nin nerede olduğunu çözmeye çalışıyordum,çünkü yoktu.
O an o kadar korktum ki..Anlatamam.Hâlâ
etrafı süzmeye devam ediyorken gözüm uzun bir şeye takıldı.Niki'ye..

"Niki!" diye bağırdım.Arkası dönüktü,bana
doğru döndü.Yavaşça yaklaşmaya başladım.
Eğer fazla hareket edersem her an her şey olabilirdi.

"Sunoo?" Kafa salladım.Yanına ulaştığımda
çatının ucunda bana dönüktü.Bende tam karşısında duruyordum.Elimi koluna uzattım.
Tepkisi kontrol ettikten sonra tuttum kolunu.
O elime bakarken bir anda kendime çektim onu.Beklemiyordu ama hemen sarıldı. Omzumda çığlık atarak ağlamaya başladığında
anladım ne kadar zorlandığını.Kıpırdamak
istemiyordum ama buradan kurtulmalıydık.
O hâlâ ağlarken yürümeye başladım.Nereye
yürüdüğümü bilmiyordum,bu yüzden kafamı arkaya çevirip etrafta oturacak bir yer aradım.
Bulunca hafifçe gülümsedim,neden bilmiyorum.

Oturdum bahsettiğim yere.Niki'yi kucağıma otutturdum.Ağlamaya devam etmesin diye ellerini yüzünden çektim.Gözyaşlarını silmeye
başladım.

"Niki..Bana bakar mısın?" Kafasını kaldırıp
bana baktığında sol gözümden bir yaş düştü.
Bu sefer o bana destek oldu.Ellerini yanaklarıma koydu.Kafasını yaklaştırıp öptü
nazikçe.Demiştim ya,Niki sahip olabileceğiniz
en iyi insandı.Bu dünyaya tekrar gelseydim,
yine Niki'yi seçerdim.O dudaklarımı tatlı bir şekilde emerken bende ne kadar mükemmel
olduğunu düşünüyordum.Karşılık vermediğimi anlayınca öpücüğünü sonlandırıp ayağa kalktı.

"Hadi gidelim" Uzattığı elinden tutup kalktım.
Elimi sıkıca kavradı,şu bir daha asla görmek
istemediğim binadan çıktık birlikte.

Sürekli gittiğimiz bir yer vardı,hiç kimsenin
uğramadığı bir park.Orada takılmayı severdik.
Arada Jay ve Jungwon'da gelirdi.Yakın değiliz
ama sığınabileceğim türden insanlar.İlk tanıştığımız zamanlarda Niki'ye ırkçılık yapmamışlardı.Çünkü Jay'de yabancıydı ve
onun halinden anlayabiliyordu.Niki'yle anılarımızı düşünüyordum.Çok güzeldik..
Ama bu güzelliğin içine 'annem' ve üvey babam girmişti.Kadın öğrendiğinde neredeyse
beni öldürecekti.Niki zor kurtarmıştı..

Parka geldiğimizde direkt her zaman oturduğumuz çardağa yöneldi.Önce o oturdu, ama beni otutturmadı.Demin yaptığımı şu an bana yapıyordu.Kucağına oturduğumda anında elleri belime gitti,her zaman ki gibi.
Bende kollarımı boynuna sardım.İkimizde
konuşmuyorduk,sadece gözlerimizle anlaşıyorduk.İzin almak ister gibi baktı,gerek olmadığını o da biliyordu fakat bozuntuya
vermedi.Bu sefer ben başlatmak istedim.Asla
sert değildi öpüşü,sanki cammışımda kırılabilirmişim gibi..

Biz o gün kendimize yeni ve temiz bir sayfa açtığımızda kimseyi umursamamıştık.Siz de öyle yapın.Unutmayın ki bu sizin hayatınız ve
onu siz yaşıyorsunuz,başkası değil.Ne kadar değiştirmeye çalışsalarda onları takmayın ve geleceğinize bakın.Kendi ayaklarınız üstünde durmayı öğrenin.Niki ile güzel bir hayat yaşıyoruz,bunun sebebi ise kimseyi takmadan
umursamadan hareket etmemiz!Kendinize iyi
bakın!!

;;;

682 kelimeyle bitirdimm.bence güzel oldu.
angst başlayıp mutlu bitmesini çok seviyorum.
bu ikinci one shot'ım..herr neyse sonuna not olarak yazdım ki benim yerime siz yapın!

mutlulukla kalın💗🪷

everybody wants to rule the world,,sunkiWhere stories live. Discover now