white chocolate mocha lütfen!

16 3 3
                                    

Siz: bir white chocolate mocha lütfen!

Koya beyciğim: gel kafeye vereyim küçük

Siz:ama ben sen bana özel yap istiyorum🥺

Koya beyciğim:belki bir gün yaparım

Siz:AY BU GEL BERABER YAŞAYALIM SANA HER KAHVEYİ TATTIRIRIM MI DEMEEK!
AY OLUR EVET EVET!

Koya beyciğim: nerenden uyduruyorsun bunu tanrı aşkına

Siz: götümden
Nerden uydurcam sen söyledin ya koya beyciğim😊

Koya beyciğim:her neyse ne zaman çıkacaksın karşıma?

Siz:uygun gördüğüm bir zamanda kocacığım😽

Koya beyciğim:deme şöyle hiç hoş değil
Ben senin kocan değilim.

Siz:AMA OLUCAKSIN!
KAPİŞŞ😉

Koya beyciğim:ya ya tabi aynen

Siz:bak kalbimi kırıyorsun😭
Kalbim pıt gözyaşım çıt
Ay yok öyle değildi
Kalbim çıt gözyaşım pıt💔🥲

Koya beyciğim::tamam tamam özür dilerim

Siz: YİAĞ şapşik şey hemende özür dilermiş
Yerim senin kalbini adam HAM YAPARIM

Koya beyciğim:tamam tamam yeter bu kadar işime dönüyorum ben görüşürüz

Siz:pekii görüşürüzz


☕☕

Mesajı gönderdikten sonra telefonumu pantolonumun cebine attım ve omuzumdaki çantamı düzelttim. Kafeler sokağında yürümeye devam edip etraftaki kafelerin isimlerine bakıyordum.

Koya kafenin yanında olan kafelerin isimleri de sahipleride çok tatlıydı. Buraya uzun süredir geldiğim için bir çok kişiyi tanımaya başlamıştım.

Koya kafeye yaklaştığım zaman sağ tarafımdaki yoonseok kafeye göz gezdirdim. Kafenin sahiplerinden hoseok abiyi gördüğümde başımla selam verip gülümsedim. Burası bir kaç sene önce yoongi ve hoseok çifti tarafından kurulan bir kafeydi.

Onlar ile okuldaki zorbalarımdan dayak yediğim bir gün de tanışmıştık. Ben yine koya beyciğimin yanına gidecektim fakat kafede olmayınca merdivende beklemiş ve o sırada bayılmıştım. Gözlerini açtığımda tepemde dikilen iki çift göz bana endişeyle bakıyor ve yaralarımla ilgileniyordu. O olaydan sonra onlar ile beraber yakın bir arkadaşlığımız olmuştu. Gerçi daha çok abi kardeş ilişkimiz vardı.

Düşüncelere boğulmuşken koya kafeyi geçtiğimi fark ettiğimde bir kaç adım gerileyip sırıtarak içeriye adımladım. Namjoonu gördüğümde eğilerek selam verdim ve her zaman oturduğum cam kenarında, köşedeki masaya oturdum.

Üzerimdeki kapşonumun kol kısmını elimle çekiştirip elimin üzerindeki yaraları gizlemeye çalıştım. Bana doğru gülümseyerek gelmeye başladığında heyecanlanmış ve bana doğru gelmesini izlemiştim. Tam dibimde durduğunda gülümseyerek boynumu kaldırdım ve yüzüne baktım. "Hoş geldin kahveci her zamankinden mi? " sadece başımı sallamakla yetindiğimde hemen yanımdan ayrıldı ve siparişi çalışanına uzattı.

Onun ellerinden içtiğim tek kahve espressoydu ve onunla ilk tanıştığım gün içmiştim. Hayatımda içtiğim en güzel, en lezzetli kahveydi ve bunu bana tekrar yapması için her şeyimi verebilirdim.

Namjoon ile tanıştığım gün yine babamın yanında çalışıyordum. Babamın verdiği kutuları tipi garip insanlara teslim ediyordum fakat bu kutularda bir sıkıntı olduğunda olan bana oluyor neredeyse her gece dayak yiyordum. Biliyordum yani anlıyordum babamın saçma işlere bulaştığını fakat itiraz ettiğimde beni daha çok dövmüştü. Bende buna devam etmiş ve onun dediğinden çıkmamaya çalışmıştım.

O gece hem babamdan hem de o garip insanlardan şiddet görmüş ve evden atılmıştım. Bir ağaç dibine yaslanarak kollarımı bedenime sarıp ağlıyor ve ne yapacağımı düşünüyorken önümde beliren gölgeyle başımı kaldırıp o büyük gövdesini ve şirin yüzünü görmüştüm.

Beni kendi kafesinde ağırlamış ve kendi elleriyle bana kahve yapmıştı. Yaralarımı sarıp bana güzelce bakmış ve ilgilenmişti. O günden sonra ona hayran olmamak sevmemek elde değildi. Her okuldan çıkışımda buraya gelir ve bir kahve içmeden eve dönmezdim.

Bakışlarım masaya kitlenmiş bir şekilde bakarken tanışma anımız aklıma gelince sırıttım. Garsonun geldiğini fark ettiğmde sırıtışımı bastırıp teşekkür ettim ve kahvemi yudumlamaya başladım. O sırada telefonuma bildirim geldiğinde hemen telefonumu açıp sohbete girdim.

Koya beyciğim: naber küçük?

Mesajı gördüğümde kocaman gülümseyerek başımı kaldırıp namjoonj aradım gözlerimle. Tezgah arkasında kalçasını tezgaha yaslamış ve telefonuna bakıyordu.

Siz: ooo birileri beni özlemiş anlaşılan

Koya beyciğim: ya ya ne demezsin özleminden kahroluyorum

Siz: l know l knoww

Koya beyciğim: vaay İngilizce'de biliyor küçük

Siz: tabbii 😎

Koya beyciğim: her neyse ne yapıyorsun?

Siz: sensiz kahve yudumluyorum ne yapayım ellerinden de bi kahve içemedik

Siz: sensiz kahve yudumluyorum ne yapayım ellerinden de bi kahve içemedik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Koya beyciğim: la bune ahahah

Siz: sinirli kedy

Koya beyciğim: komikmiş

Siz: öyle sen ne yapıyorsun?

Koya beyciğim: kafedeyim çalışıyorum.

Siz: aferin çalış evimize ekmek parası getir kocacım

Koya beyciğim: kocam değilim

Siz: öylesin sus.

Koya beyciğim: neyse işim var görüşürüz

Siz: bıybıy

Sohbetten çıktıktan  sonra başımı kaldırıp tekrardan namjoona döndüm. Gülümsediğini gördüğümde o güzel dudaklarını izledim bir süre. Daha sonra kahvemi hızlı hızlı bitirmeye çalıştım çünkü birazdan babam çağırırdı. Kahvemden son bir yudum aldıktan sonra hesabı yandaki kutuya koydum ve ayağa kalkıp koşar adımlarla çıkışa ilerledim. Namjoona el sallayıp kafeden çıktım ve evime ilerlemeye başladım.

KOYA CAFE - NAMJİN /TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin