"Anneeee buldum! Aradığım elbiseyi buldum."
Bordo, sade ama vücuda kusursuz oturan elbiseyi kalbinden çıkar çıkmaz çok beğenmiştim. Aynanın karşısınnda bir süre kendime iyice baktım. Emindim bu elbiseyi giyecektim kuzenimin kına gecesinde. Ama yinede detaylarına ve sırt dekoltesinin yerinde olup olmadığına bakmam gerekirdi. Yoksa canım abim bu elbiseyi paspas bezine çevirmesini iyi bilirdi.
"Sonunda diyeceğim Balım ama sen bunu da beğenmeyeceksin. Kumaş alıp kendin dik artık."
Annem eline aldığı eşarba bakarak konuştuğunda yüzümde bilmiş bir gülümseme belirdi.
"İstersen bi bak annecim."
Annem daha bakmadan yorum yaptığı elbiseye baktı ve kaşlarını çatarak bir süre beni inceledi.
" Evet çok yakışmış. Boyu dekoltesi yerinde ama sırtını biraz açık buldum."
"Gözüken benim tenim değil anne altında astarı var. Ben buna bayıldım. Kınaya da uygun üstelik."
Biraz daha beni kararsız bakışlar arasında izlese de gerçeği sonunda itiraf etti annem. Bana kıyamayacağını biliyordum.
"Bordo zaten senin rengin dal gibi vücudunda kusursuz duruyor elbise. Abini bu seferlik idare edebiliriz."
Koşarak boynuna sarıldığım annemin kokusunu içime çektim ve yanaklarına sulu birer öpücük kondurdum. Gülerek çekildiğim annem söyleniyordu.
"Küçükken de böyle öperdin kızım. Biraz büyü yavrum yarın bir gün evleneceksin ağır dur bi"
Kabinde elbisemi çıkartırken annemin sözlerine gülüyordum. "Evlenmeyeceğim turşumu kurarsınız ne güzel." Şahane elbisemi askısına büyük bir mutlulukla taktım ve aynada gülen yüzüme gözlerim takıldı.
Bal rengini anımsatan gözlerim açık tonu ile bugün parlıyordu. Yanaklarım günün yorgunluğuna inat pembe pembe olmuşken turuncu kızıl arası saçlarım diken diken tepemde dikiliyordu. Günün koşturması bir tek saçıma yaramamıştı. Ellerimle düzeltmeye çalıştım ama nafile düzelmiyordu.
Koyu yeşil iç çamaşırlarım üzerime tam otururken fazla dolgun olmayan ama dik göğüslerime baktım. Biraz şiş duruyorlardı bugün sanki . Özel günün habercisi olan hormonal değişiklikle karnıma baktım. Dümdüzdü bir gram yağ yoktu ve bu bütün arkadaş ve kuzenler arasında kıskanılan imrelin Allah vergisi bir hediyeydi. İştahlı olupta göbeğimin olmaması neredeyse dayak yememe neden olacaktı. Tabi bir de ince belimden duyduğum rahatsızlıklar vardı. Orta yerimden kırılmış ve öyle gezdiğimi söyleyen çoktu. İnce kemiklerim olması narin gösterirdi beni ama yaptığım sporlarla kaslarım güçlenmişti. Kendimi inceler halime gülerken eskimiş kotumu ve tişörtümü üzerime geçirdim.
Güzelliğimi annemden huyumu babamdan aldığımı söylerlerdi geneliikle. Doğruydu. Babamın kızıydım ben. Hiç büyümeyecek babamın dizinde yaşlanacaktım.
Güzelliğin ise geçici olduğunu anneannenmin geçmişteki ve şimdiki fotoğraflarına bakarken rahatlıkla görüyordum. Kendi güzelliğime kör değildim ama ona aldanacak kadar aptal da değildim. Aklı ve ahlakı üstün tutan bir topluluğun içinde büyümüştüm. Bana getirileri oldukça fazla ve olgunlaşmak adına hızlı bir yol kat etmeme neden olmuştu. Biriktirdiklerim yürüdüğüm yolda en büyük ihtiyacım olan şeylerdi. Eğitimli, kültürlü ve bilgili bir genç kız olmayı vasiyet eden büyüklerim sayesinde gücümün gün geçtikçe farkına varıyor hayal ettiğim ne varsa gerçekleştirmek için can atıyordum.
Aynada son kez üzerimdekilere baktım ve kendimi gizlediğim kıyafetlerin sıradanlığını küçümseyen gözlerle inceledim. Yılların hocası dikiş hocam bu kıyafetlerle beni görse kotumu da tişörtümü de beni de hiç düşünmeden iğrenç mahluklar diye çöpe atardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tenimdeki Nefes-Töre
General FictionBir insanın gözlerinde saklı olan duyguları hiçbir zaman anlayamamıştım ama şimdi tek nefeslik uzağımdaki gece kadar karanlık gözlerde bildiğim ama dile dökemediğim, dökmekten korktuğum duygular en çıplak halinde açlığını utanmadan yansıtıyordu hare...