3 Ocak 2014
Ankara sokaklarının karla buluştuğu bir pazar sabahıydı. Sokaklar sessiz sakindi.
Kaan yatağına oturup düşünceler arasında kaybolmuştu. Odasına göz attı. Her taşınmada olduğu gibi koliler, valizler, çantalar odanın bir köşesinde duruyordu. Bu seferki durakları Şırnaktı.
Ne yapacağım Şırnak'ta diye düşündü. Güldü, sadece güldü. Her zaman ki gibi olacaktı. Oraya gideceklerdi tam alıştım düzenimi kurdum derken tekrar taşınacaklardı. Asker çocuğu olmak böyle bir şeydi. Bir düzenin olmazdı, bulunduğun yerle bağ kurmazdın, kuramazdın.
Odasının kapısının açılmasıyla düşünce dünyasından sıyrılıp kimin geldiğine baktı. Babası Tuğrul gelmişti.
Oğlunun yanına oturdu ve "Sizinkilerle vedalaşmaya ne zaman gidersin?" diye sordu.Evet gelmişti işin en zor kısmına. Vedalaşma. Yine bırakacaktı onları. Yağız'ı, Alya'yı, Efra'yı. Daha kavuşalı 1 yıl ya olmuştu ya olmamıştı oysaki. Birbirlerine doyamadan ayrılıyorlardı yine.
Bu seferki ayrılık daha zor olacaktı emindi buna. Artık ayrılık ne demek biliyorlardı çünkü.
"Noldu oğlum daldın birden." dedi Tuğrul Kaan'ın yanağından bir makas alarak. "Bir şey yok nasıl veda edeceğimi düşünüyorum sadece. İkinci kez oluyor bu, onlardan ayrılmak istemiyorum. Kim bilir kaç sene görüşemeyeceğiz yine. Tek arkadaşım onlar. Telefonla yine konuşursunuz diyeceksin ama olmuyor ki öyle. Yan yana olmayınca konuşmamızın bir anlamı olmuyor ki." Sonunda biraz da olsa dökmüştü içini.
Tuğrul'un yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. Oğlunu anlıyordu. Zordu hiçbir yerde kalıcı olamamak, arkadaşlarından ayrı olmak...
"Seninle bir anlaşma yapalım mı?"
Kaan merakla babasına döndü ve dikkatle dinlemeye başladı. "Şimdi ilk sizinkilerin yanına gidip vedalaşacağız, daha sonra buraya gelip son işleri hallettikten sonra yola çıkacağız. Ayrıca oraya gittikten sonra ki ilk iznimde söz seni buraya getireceğim. Anlaştık mı?"Kaan yüzün de kocaman bir gülümsemeyle başını salladı ve babasına sarıldı.
~
Alya arkadaşlarını bekliyordu ama bu sefer farklı bir bekleyişti. Normalde heyecanlı bir şekilde beklerken bu defa üzüntülüydü. Kaan gidiyordu yine. Kim bilir kaç sene görüşemeyeceğiz diye düşündü.
Alya bunları düşünürken kapı çaldı. Koşarak kapıyı açtı. Yağız ile Efra gelmişti.
İkisinin de morali bozuktu normal olarak. "Hoşgeldiniz." Pek hoş gelmemişlerdi aslında. "Hoşbulduk."
Üçüde ağır adımlarla içeriye geçtiler. Daha içeriye geçeli 10 dakika olmuştu ki kapı çaldı. Hiçbiri kapıyı açamadı. Selma Hanım bu hallerini görünce kapıyı kendi açtı.
Kaan Selma Hanım'a selam verdikten sonra içeriye geçti. Alya, Yağız ve Efra yan yana dizilmiş Kaan'ı bekliyorlardı. Yağız, Kaan'ı görür görmez ayağa kalkıp ona sarıldı.
Kaan ve Yağız ayrılmaz bir ikiliydi. Onlar kardeş gibi hatta kardeştende öteydiler. Kaan daha fazla dayanamadı ve gözünden yaşlar birer birer akmaya başladı. Yağız da aynı şekildeydi.
İkisi de sarılırken Efra araya girdi. "Tamam yeter artık sarıldığınız, birazda biz sarılalım." dediği an gözlerinden yaşlar boşaldı ve Kaan'a sarıldı.
Alya en sona kalmıştı. Sonunda Efra ile Kaan'ın sarılması bittiğinde onlarda sarıldı. Alya da ağlıyordu aynı şekilde. Kaan kalbinden bir parça kopmuş gibi hissetti.
Sarılmaları bitmişti 4 üde konuşmuyordu, konuşamıyordu. En sonunda Yağız söze girdi "Bizi unutma tamam mı?" Kaan buruk bir tebessüm ile cevap verdi "Ben sizi ne zaman unuttum ki. Sizi asla unutmam, unutamam ben. Siz benim ilk ve tek arkadaşlarımsınız."
"Yaa deme ama öyle yine ağlarım bak." Dedi Efra. Kaan her zamanki gibi Efra'ya sataştı." Sen hep ağlıyorsun Efra."
Alya bir kahkaha attı ve "Gitmeden yaptın yapacağını yine Kaan." Gülüyorlardı ama gözlerinden belli oluyordu içlerinde fırtınalar koptuğu belli oluyordu"Şimdi bir söz verelim, birbirimizi asla yalnız bırakmayacağız birbirimizi unutmayacağız. Birimiz kötü zamanlar geçirdiğinde yanında olacağız. Birlikte üzülüp birlikte güleceğiz. Birbirimizden hiçbir şey saklamayacağız. Ne olursa olsun birbirimize güveneceğiz ve hiçbirimiz ihanet etmeyeceğiz. Söz mü?" Dedi Alya
Hepsi aynı anda "Söz" dediler. Ve hayatlarının en büyük sözünü verdiler.
Hepsi ile son kez sarıldıktan sonra. Kaan aşağı indi, babası onu orada bekliyordu. Eve gidip eşyaları arabaya yerleştirdikten sonra yola çıkacaklardı.
Kaan sessizce arabanın arka koltuğuna oturdu. Babasıda hiç bir şey demedi ve lojmana doğru yola çıktılar.
~
Tüm işleri hallettiklerinde saat akşam 9'a geliyordu. Kaan ile abisi Ayaz arka koltuğa oturmuştu. Annesi ile babasıda yerlerine yerleştiklerinde artık yola çıkmaya hazırlardı. Kaan lojmana son kez baktı. Belki de burayı son görüşü olacaktı.
Ayaz da Kaan kadar üzgündü onun da geride bıraktığı çok şey vardı. Arkadaşları, okulu ve Zeynep'i...
Selin arkasına baktı. Kaan da Ayaz da dolu gözlerle cama bakıyorlardı. İçini çekerek önüne döndü. Onun içinde zordu. Anlayabiliyordu çocuklarını. Oda aynı şeyleri yaşamıştı. Önceden asker çocuğu olmak zor derdi. Şimdide asker eşi olmak zor diyordu.
Hayat işte annesinin yaşadıklarını görmesine rağmen bir asker ile evlenmişti...
Eveeet herkese tekrardan merhaba canlarım. Uzun bir aradan sonra sahalara geri döndüm. Yeni karakterler, yeni gelişmeler ve yeni heyecanlarla. Ve artık düzenli bölüm atmaya başlayacağım inşAllah diye düşünüyorum. Size instagram hesabımdan duyuruları mutlaka yapacağım.
Neyse bölüm hakkında düşünceleriniz neler? Sizce nasıl bir ilerleyiş olacak?
Oy kullanmayı ve yorum yapmayı unutmayın.
İnstagram hedabım: kitaplara_asik_bir_kizz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ DOLU (Düzenleniyor)
Teen FictionÇocukluk arkadaşı olan Alya, Efra, Kaan ve Yağız'ın yıllar sonra kavuşması ile başlayan bu hikaye sürprizlerle dolu. Üniversite sınavına hazırlanan aynı zamandada hayatın zorluklarıyla mücadele eden 4 genç ve onların hayatı. Ve işte onların Deli Dol...