𝘥𝘢 𝘵𝘦 𝘥𝘢 𝘮𝘦

2.1K 87 21
                                    

Emzirdiğim kızımı bir yandan da evin içinde yürüyerek sakinleştirmeye çalışıyordum. Belki uyur ve kendine gelirdi. Minik kızımızı kucağıma alalı sadece dört ay olmuştu. Evliliğimizin üzerinden ise sadece bir yıl geçmişti. Nicolo yoğun programı yüzünden sabahları erkenden çıkıyordu. Tüm gün boyunca da bu küçük hanımla baş başa kalıyordum.

Uyuduğunu anladığımda göğsümü kapatıp onu yatağıma yatırdım ardından da yanına kıvrıldım. Evde tek olduğumuz zaman yatağına koymayıp yanıma yatırıyordum. Geceleri aralıklı kalktığım için haliyle bende uykusuz kalıyordum. Nicolo bu konuda her ne kadar yardımcı olmak istese de buna izin vermiyordum. Hem çok erken kalkıp antrenmana gidiyordum hem de emmek isteyen bir bebeğe en fazla ne yapabilirdi? Fakat antrenmandan geldiğinde tek ilgi odağı kızı oluyordu. Bir bebek sahibi olmak istediğinde o strese hiç gerek olmadığını şimdi daha iyi anlamıştım. Gördüğüm en iyi babaydı.

~

"Benim minik kızım acıkmış." Mutfakta hazırladığım yemeği sofraya koyup salona geçtim.

"Yemek hazır." Nicolo kucağında salladığı Anastasyayı benim kucağıma verdi. 

"Kızımız acıkmış." Alnıma bir öpücük kondurup elini belime yerleştirdi. Mutfağa geldiğimizde oturmam için sandalyeyi çekmiş ve yerine öyle geçmişti. Evlendiğimiz günden beri daha da centilmen ve ailesini düşünür olmuştu. Biz sevgiliyken ailesi zaten düşkündü fakat artık kendi çekirdek bir ailesi vardı. Ben nasıl istersem öyle oluyor, kendini kötü ve rahatsız hissetmemem için elinden gelen her şeyi yapıyordu.

Anastasyayı emzirirken bir yandan da kendi yemeğimi yiyordum. Nicolo ise sanki bizi ilk defa görüyormuş gibi hayran hayran bizi izliyordu. Minik kızım doyduğunu belli edip göğsümden dudaklarını çektiğinden üstümü düzelttim. Kucağımda yatar pozisyonda dururken Nicolo minik ellerini tuttu. Bugün çok yorulduğum için kızımı babasının kucağına verdim ve onları salona gönderdim.

Mutfağı güzelce toplamış yanlarına geçmiştim. Nicolo yerde oturan Anastasyayı oynatırken gidip yanlarına oturdum. "Çok hızlı büyüyor sanki."  Dediğinde kahkaha attım.

"Olması gerektiği gibi Nico." Anastasya gülerek bize bakarken boynuna öpücük kondurdum. Nicolo onun ağlamaması için elinden ne geliyorsa yapıyordu. Kötü bir ses çıkarttığında hemen endişeleniyor ve kızının iyi hissedeceği her şeyi saniyesinde yapıyordu. O gerçekten çok iyi bir babaydı. Tommaso ise artık sık sık buradaydı. Kardeşiyle tanıştığı ilk gün gözlerinin içi parlamıştı resmen. Onu sevmeye doyamıyor, ona dokunamadığı her an küçük kardeşinin adını söyleyerek kendini seviyordu. Bu halleri çok fazla hoşuma gidiyordu. İkisinin ayrı ayrı büyümesi her ne kadar onlar için haksızlık olsa da Sara buna pek iyi bakmıyordu.

Tommaso'nun bir ay veya daha uzun süre bizle kalabileceğini, kardeşiyle de büyümesi gerektiğini ona dile getirdiğimde; "Oğlumun, babasının yeni karısıyla yaşamasını istemiyorum. İstediği zaman kardeşini görmeye gelir, bu kadar."

Bu tepkiyi ilk aldığımda empati kurmaya çalışmıştım fakat Tommaso beni seviyordu. Ayrıca artık iki yaşına basmıştı. Benim kim olduğumu biliyor, bana nasıl davranacağını da biliyordu. Saçmaydı. Ben kardeşinin annesiydim, kardeşiyle ayrı büyümesini istememiştim sadece. Bu olayı Nicolo'ya anlattığımda yapacağımız bir şeyin olmadığını söylemişti. Sara Tommaso'ya hamileyken ayrıldıkları için ayrıca Tommaso hep annesinde olduğu için bu konuda pek söz sahibi değildi. Hal böyle olunca da bana da karışmak düşmüyordu. Sara'nın kararıydı, karışamazdım.

Tüm bunların yanı sıra hamilelik sürecim de çok iyiydi. Nicolo'dan mı kaynaklı bilmiyorum ama gerçekten çok rahat bir gebelik yaşamıştım. Bir dediğim iki edilmemiş resmen ilgiye boğulmuştum. İstediğim şey saniyesinde oluyordu, hormonlar yüzünden olan tavırlarıma göre hareket ediliyor, her an kırılacakmışım gibi davranılıyordu. Sancılarım sırasında Nicolo hep yanı başımdaydı. Biraz olsun dinmesi için koca karnımı okşuyor, başımdan ayrılmıyordu.

Amore mio,𝙉𝙞𝙘𝙤𝙡𝙤 𝙕𝙖𝙣𝙞𝙤𝙡𝙤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin