gökyüzü

18 5 10
                                    

Hayatıma bu yaşıma kadar birçok insan girdi ve hepsiyle iletişimde kalmak çok zordu. İnsan bazı durumlarda tek başına kalmak, her şeyden soyutlanmak ister. Bazen ise etrafında bir ses, bir enerji olsun ister. Böyle durumları çok fazla yaşıyorum ve bu durumları dengeleyemiyorum. İnsanlardan uzaklaştığım zaman kimse hiçbir şekilde umursamayıp 'tamam o zaman' dercesine sessiz kalıyor. Bu durumlardan dolayı arkadaşım yoktu. Edinemiyordum çünkü.

Tüm gün evde uzanıp hiçbir şey yapmadan uyumak istiyordum. Evde durmak dışarı çıkmaktan daha iyiydi fakat annem her seferinde artık dışarı çıkıp biraz nefes almam gerektiğini söylüyordu. Belki bugün dışarı çıkabilirdim.

Hava ne soğuk ne de sıcaktı. Tam hırka giyip çıkmalık bir havaydı. Bu havaları çok seviyordum. Ne kışın yaşanan kadar soğuk ne de yaz gibi sıcaktı. Mont giyme derdi yoktu. Sıcaktan etkilenmemek için kısa kollu, kısa şortlar giyme zorunluluğu yoktu.

Yatağımdan kalkıp yüzde 20 şarjı gözüken telefonumu şarja taktım. Telefonumu uçak moduna aldım. Neden bilmiyorum uçak moduna alınca telefon daha da çabuk şarj oluyor gibi geliyordu. Belki de daha hızlı oluyordu? Bilmiyorum.

Dolabımın önüne geçip asla üstümden çıkarmadığım, düğüne bile onu giyip gideceğim siyah pantolonumu çıkardım. En sevdiğim kıyafetlerimin arasında birinci sıradaydı. Hızla siyah tişört ve siyah bir hırka çıkardım. Giyinip saçlarımı tarayarak masamın üzerinde duran otobüs kartını, kulaklığımı, şarja taktığım telefonumu ve bir miktar para aldım. Şarjım bana yetecek kadar dolmuştu.

Biraz gergindim. Otobüs yada herhangi bir toplu taşıma aracına binmek beni geriyordu. Sanki herkes işini gücünü bırakıp bana bakıyormuş gibi hissediyordum.

Anneme dışarı çıkacağımı söyleyerek spor ayakkabılarımı giyerek evden çıktım. Annem çok şaşırmıştır kesin. Apartmanın kapısından çıkarak evin hemen karşısındaki otobüs durağına yürüdüm. Sahile gitmek istiyordum.

Otobüs gelene kadar kulaklığımı telefona takarak yeni bulduğum şarkıyı bininci kere dinlemek için açtım. Ben yeni bir şarkı bulduğumda o şarkıya aşırı derecede bağlanıp, her yerde ve her zaman o şarkıyı açar sıkılıncaya kadar dinlerdim. Belli bir süre sonra o şarkı beni sıktığında başka şarkı bulur aynı şekilde o şarkıyı da sıkılıncaya kadar dinlerdim.

Otobüs geldiğinde boş olduğunu gördüğümde içimden sevinç çığlıkları atarak en arkadaki ikili ters koltuklara oturdum. Bu koltuğa oturmak daha iyiydi. Görüş açısından dolayı gördüğüm ve muhattap olacağım insan sayısını aza indiriyordu.

Son durağa gelen otobüsten inerek sahile doğru yürüdüm. Yürümeyi sevmezdim, beni yoruyordu. Ama sahilde yürümek beni asla yormazdı. Hava biraz karanlık ve kasvetli bir durumda olduğundan dolayı sahilde fazla kişi yoktu.

Sahil boyunca ilerleyerek kayalıkların üzerine çıktım. Kayalıklarda yürümek eğlenceliydi. Normalde asla tek başıma dışarı çıkmayı sevmeyen ben için bu çok eğlenceli gelmişti.

Kayalıkların en sonuna doğru ilerleyip eğilerek küçük bir yerden geçtim. Biraz ilerlediğimde yeniden kayalılar gözükmüştü. Hemen bir yer belirleyip herhangi bir kayalığın üstüne oturdum. Burayı geçen sene tesadüfen keşfetmiştim. Çok fazla insan yoktu ve deniz buradan çok güzel gözüküyordu.

Kulaklığımı çıkartarak hırkamın şapkasını kafama geçirdim. Birazcık soğuktu, üşümüştüm.

Deniz gerçekten çok güzeldi. Durgundu. Güneşte batmak üzereydi. Aslında biraz daha zaman vardı. Fakat deniz ve gökyüzünün güzelliği birleşip içimi ferahlatmıştı. Saatlerce hatta günlerce oturup bu manzarayı izleyebilirdim. Beni rahatlatan, hayattaki tüm sorunlarımdan kaçıp saklanabildiğim ve kafamı dağıtabilen iki şey gökyüzü ve denizdi. İkisine de ilgim çok büyüktü. Araştırma yapmak istiyordum fakat yapmıyordum. İzlemek bile yeterli geliyordu.

Derin nefes alarak batan güneşe ve denize hayranlıkla izlemeye başladım. Gerçekten son zamanlarda hayatım çok fazla yara almıştı. Bu insanlar için normal bir durum olabilirdi fakat benim için öyle değildi. Bir sorun başka bir soruna neden oluyordu. O sorun başka bir soruna neden oluyordu. Hepsi sadece soruna neden oluyordu. Bu durumda ben daha da fazla içime kapanıyordum.

Bu düşünceler içerisindeyken sağ tarafımdan gelen sesle irkildim. O tarafa baktığımda benim geldiğim yerden aynı şekilde biri gelmişti. Gizli yerimi biri bulmuştu. Gelen kişi doğrulduğunda bu kişinin benim yaşlarımda bir çocuk olduğunu gördüm.

Kısa kahverengi saçları, üstünde siyah kapüşonlu ve siyah pantalon vardı. Kafasını kaldırdığında beni görmüştü. Göz altları 2 gündür uyumamış gibi morarmış ve yorgun bakıyordu. Birbirimize uzun süre öylece baktık. Çok garip bir andı. Bana yüzündeki yorgun ifadenin altından hafif bir gülümseme bırakıp kahverengi gözleriyle denize döndü. Bense hala dümdüz bir şekilde ona bakıyordum. Garipti. Omzumu silkip odağımı gökyüzüne yönelttim.

Çocuk benim az ilerimde, aynı benim gibi kayalıklara oturdu. Omuzları çökmüştü. Tek başınaydı.

Telefonumdan şarkı açarak kulaklığımı kulağıma taktım. Dizlerimi kendime çekerek kollarımla etrafını sarıp, kafamı dizime yasladım. Manzara sakinlik ve huzur veriyordu.

Sessiz geçen birkaç dakikanın ardından hafiften yağmur çiselemeye başlamıştı. Yağmur severdim. Kafamdaki şapkamı indirip kafamı yukarıya, gökyüzüne kaldırdım. Soğuk ve küçük yağmur tanecikleri gözüme, yanaklarıma, alnıma dokunup yüzümden aşağı akıyordu.

Yağmurda ıslanmak çok hoştu. Diğer insanların aksine yağmurdan dolayı saçımın kabarıp bozulacağı, makyajımın akacağı veya elbisemin ıslanacağı umrumda olmazdı.

Düşüncelerimin ağırlığında tek başıma boğulduğum o odadan adımımı atıp sahile gelmek bana huzur vermişti. Hafif yağmur, gökyüzü ve denizin birleştiği o ufuk çizgisi adeta yaralarıma merhem olmuştu. Bana gerçek bir dost gibi, arkadaş gibi kucak açmıştı.

Gitmem gerektiğini biliyordum. Saat fazla geç olmuştu. 3 yada 4 saattir oturduğum yerden kalkmamıştım. Yağmur çiselemeyi bırakmıştı. Yarın tekrar gelmem lazımdı. Çok iyi gelmişti.

Yavaşça yerimden kalktığımda bacaklarımı. uyuştuğundan dolayı sendeledim. Dengemi sağlamayı başardığımda geldiğim yola doğru yürümeye başladım. O çocuk hala orada oturuyordu. Denizi izliyordu. Hiçbir şey demeden otobüse doğru ilerledim.

Eve gidip uyuyacaktım. Yorgun değildim. Aksine enerjim gelmişti. Çok daha iyiydim. Burada kalmak ve gerçek dünyaya dönmek istemiyordum.

___
yeni hikayemin ilk bölümünü yayınlamak beni bir miktar heyecanlandırdı,
bu kitaptaki anlattığım şeyleri kendime çok yakın görüyorum belki de bu yüzden heyecanlıyım
**her neyse, yorumlarınızı bekliyorummm, iyi okumalar**

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ufuk ÇizgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin