Yoongi
Her zamanki gibi elimde biram, kafamda düşüncelerimle sadece yürüyordum. Ne güzel... Bu sefer sınırları aşmıştı. Piyanomu parçaladı. Sanki hayatım parçalanmış gibi hissediyordum. Sadece tutkumun peşinden gitmek istiyordum. Ama ileride sen değil de el alem beni alkışlarken ben senin yanında olmayacağım baba.
Gözlerimden yaşlar akmaya başlarken yanımdaki bankı fark ettim. Oturdum ve sigara içip ağladım. O akşam geçerken gözümün önünden...
5 yıl önce
14 yaşındaki Yoongi, sokakta piyano çalan bir genç gördü. Piyanonun sesi onu öylesine etkiledi ki, akşama kadar durup piyanoyu dinledi.
Eve gittiğinde babası yine masanın başında içki içiyordu. Annesine gidip piyano çalmak istediğini söyledi. Annesi ise: "Sanatla karnını doyuramazsın Yoongi. Git ve gelecekte para kazanacağın bir meslek seç." dedi. Bu laflar Yoongi'yi o kadar üzdü ki.
Bunlar konuşulurken babası da duymuştu. Yoongi'yi odasına çekip bağırmaya başladı. "Sanat kim, sen kimsin? Ailenin halinin farkında değil misin? Git yakında para kazan ve bize bak!" "Hayır!" Babası kızgın bir şekilde konuştu: "Ne?" "İzin vermeyeceğim. Hayallerimi sizin gibi insanların yıkmasına izin vermeyeceğim! İleride sizin yarattığınız beyaz yakalı bir köle olmaktansa, sokak sanatçısı olurum daha iyi!"
Yoongi sabah hastanede uyandı. Yüzünün neredeyse her yerinde morluklar vardı. Kolu ise alçıdaydı. Başında bekleyen ise sadece annesiydi. Hastaneye götüren de annesiydi.
Annesi de evliliğinden çok mutlu değildi ama bu kültürle büyütülmüştü. "Kır dizini otur evinde, kocana hizmet et." iğrenç.
"Yoongi, unut dünü. Yapamazsın..." Yapamazsın? Annemin bu sözü üzerine yıkıldım. Ama hayır! Yıkılamazdım! Hayallerim vardı benim, peşlerinden gitmeliydim, engel tanımamalıydım.
O günden sonra yemin ettim: bugün bana yapamazsın diyen herkes önümde eğilecek...
Şu An
"Hayır! Yapacağım! Ben Min Yoongiyim!" Sigaramı yere atıp yürümeyi sürdürdüm. Bir şekilde piyano çalmaya devam edecektim. Yarın iş arayacaktım. Geceyi ise burada sabahlayarak geçirecektim.
Sabah olmuştu. Geceyi sadece ağlayıp yürüyerek geçirdim. Bir kere daha bile düşünmemiştim o lafları. Düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı şu anda.
İş aramak için işlek yerlerde gezmeye başladım. Pahalı bir restoranın kapısında "Eleman aranıyor, bizle bu numaradan konuşabilirsiniz: tel no ....." yazıyordu. Hemen aradım. "Buyrun?" "İş ilanı için aramıştım." "Güzel. Görüşmeye şubemize gelebilir misiniz?" "Tabii ki. Hemen önündeyim zaten." "Harika bekliyorum. Arkadaşlarım sizi bana yönlendirecektir." deyip telefonu kapadı konuştuğum kadın.
Hızlıca restorana girdim ilk önlüklü birine iş görüşmesi için nereye gitmem gerektiğini sordum. Yönlendirildiğim yere doğru giderken başıboş bir piyano gördüm. Yaklaşık 10 saniye piyanoya baktıktan sonra yönlendirildiğim yere doğru yürümeye devam ettim.
Kapıyı çaldığımda "Gelebilirsin." dedi telefonda görüştüğüm kadın. İçeriye girdim. Kadın masasının karşısındaki koltuklardan birini oturmam için işaret etti. Oturdum. Beş saniye sessizliğin ardından kadın konuştu. "Kendinizden biraz bahseder misiniz?" "Ben Min Yoongi, 19 yaşındayım, herhangi bir deneyimim yok ama işe başlarsam kendimi vererek çalışacağıma yemin ederim." "Daha gençsin. Niye bu işi istiyorsun?" "Kendi paramı kazanmam gerekti."
Bu lafın üzerine beynimde bir cehenneme dönmeye başladı. Yine düşünmemem gereken şeyleri düşünüyordum. Beni ciddi olarak üzecek şeyleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY DEAR SECRET STUDIO/YOONMIN
FanfictionYoongi ailesinin piyano sevdasına karşı çıkması üzerine kendi başına yeni bir hayata başlar fakat çalıştığı lokantada karşısına Jimin'in çıkacağını bilmiyordu. Jimini de kendi fakir hayatına çeker fakat engeller, ayrılıklar peşlerini bırakmaz. Yine...