1.

8 3 2
                                    

"¡Ey! El pico es más rápido! "
(Hey! Zirve daha hızlı!)

Bir silah sesi geldi arkamdan.Kolumda bir acı hiss ettim.Ve koluma baktım,kolum kanıyordu.Yaralanmışmıydım?Kahr etsin!

"¡Maldito Ceren, estás herido!"
(Kahr etsin Ceren! Yaralandın!)
dedi Zirve.Kısık seslerle inliyor ve kaçmaya çalışıyordum.Lanet olası!Bu görev başımda patlamamalıydı! Kısık seslerle inliyordum çünkü kolumdan yaralanmıştım.

"Olvídate de mi! ¡Descárgalo ahora, rápido!"
(Boşver beni! İndir şunu artık,çabuk!) dedim ve başımı yere eğdim.

Bir silah sesi daha geldi ve sesler kesildi.Zirve adamı vurmuş olmalıydı.Arkama baktım Zirve bana doğru geliyordu.

"Estás bien? ¿Lo desnudé?"
(İyimisin? Sıyırdımı?)

Başımı salladım sorusuna.
Koluma baktım.Kurşun karşıdaki duvarı delmişti.

Ayağa kalktım ve Zirvenin peşine takıldım.Bu gün çok yorucu geçmişti.

"Toma la bolsa, ten cuidado, son nuestra única evidencia"
(Çantayı al,dikkatli ol onlar bizim tek delilimiz.) .Dedim ve eğilip yerde yatan adamın yanındaki çantayı aldı ve arabaya ilerledik.

"¿Te duele mucho?"
(Çok acıyormu?)
diye sordu.

"¡Claro que duele! ¡Y habla Turco ahora!"
(Tabii ki acıyor! Ve artık Türkce konuş) Kızmışmıydım? Hayır.
Aksine bu işi de hall ettiğim için mutluydum.İspanya sokaklarlnda elimizde çanta ve kolum yaralı dolaşıyordum.Dışarıda insan yoktu,demek ki sesleri duyup uzaklaşmıştılar.

"Tamam şampiyon sakin ol.Sakin ol da yarana bakalım.Derin görünmüyor ama sinirlere değmiş ola bilir." dedi arabaya binerken.

"Şimdi bak çünkü canım yanıyor." diye inledim.Arkadan acil çantasını aldı ve bana yaklaştı.

Zirve..... Tek arkadaşım. Şimdi ise koluma bakıyordu.Dedektifliğe yeni başlamışken o 2. yılını dolduruyordu.Ve bize birlikte iş verdiler ve de bu böyle devam etti.İkimiz de Türküz.Ama ülke dışı operasyonlar oluyor ki başka ülkelere gitmek zorunda oluyoruz.Benim gibi o da silah kullanmayı bilir,kıvrak zekalı,teknolojiden anlayan ve sadık.

Ben ise teknolojiyi pek anlamazdım. Yani onun kadar bilmezdim.

"Yavaş!" dedim.Acıtmıştı.

"Pardon.Nasıl vurulmayı başardın acaba?" diye sordu, sorusuna göz devirdim.Ben dedektiftim,özel harekat askeri değil.

"Ben dedektifim,Özel Harekat Askeri değil.Nerden bileyim ben nişancı koyduklarını?Müneccim filanmıyım?" Aynen müneccimiyim ki ben?

"Çık.Müneccim değilsin ama salaksın."dedi gözlerimi gözlerine çevirdim.Kara gözlerinin hedefi bendim.

"Çantayı almak için kendini tehlikeye atmana gerek yok!Zaten alacaktık.Zor bir iş bu kahramanlık oyunu değil.Kurşun başka yerine gele bilirdi geri zekâlı!" diye kızdı.Hep böyleydik,ben hedefim için kendimi tehlikeye atardım o ise bana akıl verir ve kaynana gibi söylenirdi.

"Kaynana gibi söylenmeyi kesermisin?" diye sordum.Sırıttı.Savcıyı aramam ve çantayı aldığımızı söylemeliydim.Çanatanın içi uyuşturucu ile doluydu.İspanayada bir holdingin sahibi diğer bir holdingin bunu yaptığını açıklayıp dava açmıştı,iş de bize düşmüştü: Delil ve kanıt toplamak.Ki görünüşe göre Matteo haklıydı.
"Ben şu Matteo mudur nedir onu ve Savcıyı arayayım." dedim ve telefonumu çıkardım.Savcı ilk çalışında açtı.

"¿Alo?" dedi savcı.

"Hola, soy el detective Ceren Kartal"
(Merhaba ben Dedektif Ceren Kartal .)

DedektifHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin