Sabah uyandığımda dün gece yaşananlar aklıma dolmaya başladı. Dün gece Miraç beni öpmüştü. O anı düşündükçe kalbim deli gibi atıyodu.
Yataktan kalkıp tuvalete gittim, işlerimi halledip tekrar odama döndüm. Dolaptan CITY CYCLE yazılı şortlu takımı mı giydim. Saçlarımı havluyla biraz sildikten sonra telefonumu ve cüzdanı mı alıp odadan çıktım.
Annemle abim kahvaltı yapıyodu, canım pek istemediğinden sadece çıktığımı haber verdim ve evden ayrıldım.
Kafeye doğru ilerlerken Cenk ve Bartuyla karşılaştım. Bakkaldan ellerinde poşetlerle çıkmışlardı.
Yanlarına gittim ve "Ne lan bunlar, bakkalımı soydunuz." Dedim gülerek.
Bartu hemen lafa atladı ve heycanlı heycanlı konuşmaya başladı. "Bugün annemgil evde değil, bizde dedik ki akşam sen, ben, cenk bizde sabahlayalım, ne dersin kanki?""Hmm... olabilir aslında, kaç gündür bir araya gelemiyoruz." Dedim. Bartu sevinçle elinde ki poşeti yere bırakıp bana sarıldı. "LAN!!..Ölcem dur..." Dedim onu itmeye çalışarak.
Bizi ayıran ses tam olarak şuydu "LAN!!! GERİZEKALI....İÇECEKLER GİDİYO!!" Cenk içeceklerin arkasından koşarken Bartuya bağrıyodu. Bartu hemen benden ayrılıp Cenk'in peşinden koşmaya başladı. İkiside şuan içeceklerin peşinden yokuş aşağa koşuyodu.
Bense arkalarından kahkaha atıyodum. En son gördüğüm şey ise Cenk'in taşa takılıp yere düşmesi ve Bartunun Cenki görmeyip ona takılıp üstüne düşmesiydi. Bu son olay beni daha çok güldürürken artık gözlerimden yaşlar gelmeye başlamıştı.
Onları orda bırakıp kafeye doğru ilerlemeye başladım. Kafeye geldiğimde Memoyu gördüm....
Yüzüne bile bakmadan yanından geçip gidicekken kolumdan tuttu.Ona bakıp "Bırak kolumu." Dedim ve kolumu çekmeye çalıştım. "Sevgilim değilmisin, tutarım." Dedi ve daha çok sıktı.
"Ne istiyosun yine Mehmet." Dedim, kolumu tuttuğu eli itmeye çalışarak. Mehmet kulağıma daha çok yaklaştı ve, "Sen sevgilinle nası konuşuyosun öyle." Dedi.
"Mehmet biz ayrıldık, niye bunu kabullenmiyosun. Bitti bizim ilişkimiz." Dedim. Ondan uzaklaşarak.
"Ben bitti demeden bitmez Emir. Bunu çoktan öğrenmiş olman lazımdı." Dedi. Ondan şuan korkmuyodum. Çünkü bana burada bişey yapamaz.
"Mehmet peşimi bırak artık." Dedim sitemle. Etrafa bakındı sonra konulumu bırakmadan önce " Bu burda bitmedi Emir." Dedi. Kolumu bırakmasıyla tuttuğu yeri okşamaya başladım. O kadar çok sıkmıştı ki kolumdaki kan akmayı bırakmıştı. Kolum eski rengini alırken ben içeri doğru ilerledim.
Kafeye geleli 1 2 saat olmuştu. Miraç biraz önce gelmişti ve kendi odasında gidip bilgisayardan bir kaç birşey hallediceğini o yüzden rahatsız edilmek istemediğini söylemişti Aslıya. Bende o sıra duymuştum.
"Bakarmısınız." Yeni gelen müşterilerden biri seslenmişti. Ama garsonlar diyer müşterilerle ilgilendiği için ben gidip bakmak istedim. Yanına gidip "Buyrun." Dedim. Kadın elindeki menüyü bırakıp bana döndü. "Biz iki limonata ve iki limonlu ciz kek istiyoruz." Siparişlerini deftere yazdım, sonra iki menüyü alıp, "Birazdan gelir siparişleriniz." Dedim, gülümsedim ve yanlarından ayrıldım.
Aslı yanıma gelip "Biraz önce aldığın siparişleri verde götürüyüm." Dedi. Zaten hazır olan siparişi ona verip teşekür ettim.
"Emir, yavrum gelsene bi." Arkamı döndüğde odasının kapısından bana bakan Miraçı gördüm. "Çalışıyorum şuan işle alakalı değilse sonra konuşalım." Dedim. Kaşları çatıldı.
"Ne demek gelmiyom la, gelsene iki dakka." Dedi sitemle. "Ya çalışıyorum diyorum, gelemem." Dedim arkamı dönerek.
Arkamdan kapının kapandığını duydum. Herhalde sinirlenmişti. Onu sinirlendirmek hoşuma gidiyodu, bana sinirlendiğinde ki yüz hali aklıma geldiği için şuan mal mal sırıtıyodum.
Boynumda sıcaklık hissetmemle arkamı dönmembur oldu. Miraç arkamda öylece bana bakıyodu.
"Ya napıyosun, yüreğim ağzıma geldi." Dedim ona bakarak. Bana cevap vermeden "Geliyomusun, gelmiyomusun Emir." Dedi.
"Gelmiyorum." Dedim inatla
"Gelmiyosun öylemi." Dedi.
"Öyle." Dedim.
Kulağıma yaklaşıp. "Ya benimle birlikte odaya gelirsin ya da seni herkesin içinde dudağından öperim." Deyip geri çekildi.
Gözlerim sonuna kadar açıldı, hemen iki elimle dudaklarımı kapattım. Tekrar konuştu. "Bunu geliyorum olarak kabul ediyorum." Dedi ve arkasını dönüp odasına girdi. Kapıyı açık bırakmıştı.
Odaya girdim içeride yoktu. Birden kapı kapandı ve benj duvarla arasına aldı. Tam dudaklarıma yaklaşıyoduki onu durdurdum. "Yine noldu." Dedi.
"Öyle kafana göre beni öpemezsin." Dedim sahte bir sinirle. Şaşırmış bir şekilde bana bakmay devam etti. "Nası öpemem ya, dün öptüm ama." Dedi sitemle.
"O dündü. Hem o zaman beni hazırlıksız yakaladın." Dedim onu iterek ama pek başarılı olamadım.
"Bana ne ya, öpcem işte." Dedi tekrar dudaklarıma yaklaşarak. Onu tekrar durdurdum. "Öpemezsin dedim."
Yine çocuk gibi mızmızlanarak omuz silkip konuştu. "Ya öpcem işte, öpmek istiyorum."
Gözlerine bakıp "Sevgililer ya da evli olanlar öpüşür. Biz evli değiliz ee sevgilide değiliz, beni neyim olarak öpüceksin." Dedim kollarımı göğsümün altında birleştirerek.
Kaşları çatıldı. "Biz sevgili değilmiyiz lan." Dedi. Bende kaşlarımı çattım "Sadece öpüşmekle sevgili olunmuyo canım. Nerde benim teklifim." Dedim sinirle. "Yav öptümya işte daha ne teklifi." Dedi
Sinirle onu ittim, tam arkamı dönmüş kapıyı açıcakken bileğimden nazikçe tuttu ve beni kendine çevirdi. Yavaşca ellerini belime doladı. "Tamam kızma hemen la." Dedi
"Öküzsün" dedim sadece.
"24 yıllık hayatımda sadece seni tanıdığım şu son 2 yıl yaşadığımı hissettim. Bu yaşadığım hayatta nefes almamıda sağlarmısın....Benimle çıkarmısın Emir'im."
Gözlerim dolmuştu. Direk boynuna sarıldım. "Bu evet demek mi?" Dedi. Kafamı belli belirsiz evet anlamında salladım ve başımı boynuna iyice gömdüm.
"Romantik öküz seni." Dedim
İşten çıkmıştım, hava kararmıştı zaten. Eve hiç uğramadan Bartugile gidiyodum. Miraç birşeyler yapalım demişti ama bizimkilere sözüm var deyip yanından ayrılmıştım.
Bartunun evine daha çok yolum olduğu için telefonumu çıkarıp oynamaya başladım. Birden kolumdan çekilmemle kapkaranlık bir ara sokağa girdim....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahallemin Abisi (bxb)
General FictionEmir nerden bile bilirdiki mahallenin ağır abisinin onu deli gibi kıskandığını...