suçsuz

BÖLÜM 1 CİNAYET

Sabah alarmımın sesi ile uyandım. Saat 7 idi elimi yüzümü yıkadım. Kendime bakım yaptıktan sonra altıma siyah paltolon üstüme ise beyaz bir badi giydim okadar  çok kıyafet var ki seçim yapmak zor oluyor. Saçımı da taradıktan sonra terlik de giyip kahvaltıya aşağı indim. Masada her zamanki yerimi aldım. Sonra annem geldi. "Günaydın"  dedim anneme ve babam geldi onada aynı şekilde selam verdikten sonra kardeşim Efra geldi onada selam verdim sonra hep beraber yemek yemeye başladık. Efra her zamanki gibi yine kulaklıkla müzik dinliyordu. Kulaklığa rağmen ses dışarı geliyordu. Bana baktı ona baktım "kapat şunu der gibi" ama o tınlamadı bile. On dört yaşında olduğu için bu tarz hareketlerini normal buluyordum. İçimden "ergen" demeden geçiremedim yine.
Bugün hafta sonu olduğu için çalışmam lazımdı. Okulum olduğu için sadece hafta sonu çalışabiliyirdum. Ayağa kalktım, aileme
"Afiyet olsun" dedim ve çantamı da alarak evden ayrıldım. Okul masraflarımı gidermek için hafta sonlarını bir kafede garsonluk yaparak geçiriyordum. Durumumuz okadar da kötü değildi  ama yinede aileme yük olmak istemem. Zaten kardeşim için bir sürü şey yapıyorlar. İçimden konuşur iken kafeye geldiğimi fark etmemiştim. Kafenin kapısını iterek içeri girdim.
"Merhaba" dedi sevecen bir sesle Miray. Bende ona selam vererek sarıldık birbirimize. Sonrasında mutfaktan Emrah çıktı onla da sarıldık.
"Merhaba Kumsal hoş geldin." Dedi oda.
"Merhaba hoş buldum" dedim. İçerden Barış abi çıktı. Barış abi buranın patronu yaşını hiç sormadım ama ak saçlarından belli olduğu kadarıyla ellili yaşlarındaydı sanırım. Çok da huysuzdu.
"Ne oyalanıyorsunuz? Herkes işine." Barış abi geldiğinde herkes dağıldı. Bende zaman kaybetmeden çantamı soyunma odasına koydum ve önlüğümü taktım. Emrah mutfakta yemek yapma işlerine bakıyordu Miray ise temizlik gibi şeyler bende garsonum.
" Dokuzuncu masaya gidiceksin ilk. Buraya sırasıyla yazıyor ilk nereye gideceğin." Kafamı onaylar anlamda salladım. Dokuzuncu masada bir gurup genç vardı iki kız ve üç erkek vardı masada. Yanlarına gidip gülümseyerek.
" Hoşgeldiniz. Ne arzu ederdiniz." Dedim samimi bir ses tonuyla.
" Ben bir tane limonlu kek yanına çilekli milkshek" dedi bir kız.
Diğerleride tatlı türleri istedi ve ordan ayrıldım. Siparişleri Miray'a söyledim hazırda olduğu için tepsiye o hazırladı ve bana verdi. Gidip yiyecekleri onların önüne koyduktan sonra.
" Afiyet olsun" dedim.listede yazan en sonuncu masaya geldiğimde.
" Hoşgeldiniz efendim ne ister-
Okuldaki en yakın arkadaşlarımı görmem ile cümlem yarıda kaldı.
" Merhaba Kumsal ne yapıyorsun burada?" Dedi Eflin onlara burada çalıştığımı daha doğrusu bir işte çalıştığımı söylememiştim bile.
" Ben burada çalışıyorum" dedim biraz utanarak. Eflin'in sevgilisi konuştu bu sefer.
" Güzel mekan ama hayırlı olsun" dedi Tahsin. Açıkçası Tahsin çok anlayışlı biri onun bu huyunu seviyorum Eflin çok şanslı.
" Teşekkürler" dedim. Onlarında siparişlerini de aldıktan sonra boş bir masadan tabakları topladım ve siparişlerini onların yanına koydum. Bugün patron mesaiye kalmamızı istedi o yüzden patron çıkmadan önce bana anahtarları verdi dükkanı kapatmam için. Her yeri toparladıktan sonra Miray gil ile oturup sohbet ettik sonrada evlere dağıldık. Çok yorulmuştum apartmana giriyordum ki karşı komşu Zafer amcanın evden çöp poşeti ile çıktığını gördüm. O sırada yerdeki dağılmış çöp kutusuna sonrada bana baktı deniz mavisi gözleri kaşları çatık bir şekilde.
" Allah senin belanı versin kocaman kızsın yaptığın şeye bak neden devirdin çöp kutusunu? Ailen sana hiç mi terbiye vermiyor?"Dedi. Söyledikleri kaşlarımı çatmama sebep oldu.
" Ben yapmadım ki Zafer amca ne biçim konuşuyorsun ailem ve benim hakkında?" Dedim. Kırmıştı beni gerçekten. Tamam kavgalı olabilirdik ama elimden geldiğince saygılı oluyordum ona karşı ama o bana karşı hiç saygılı olmamıştı. İftira atıyordu.
" Hadsiz! Saygısız şey seni kaybol hadi!" Dedi. Konu daha fazla uzamasın diye apartmana girdim. Bu kadar da olamazdı artık. Sert adımlarım ile merdivenlerden yukarı çıktım. Ayakkabılarımı çıkardım ve eve girdim. Kapıyı kapatmadan önce Zafer amcanın yukarı kendi evine çıktığını gördüm en son. Hayır yani alt tarafı bir çöp kutusu bir çocuk ya da köpek ya da kedi devirmiş olabilir. Neden bu kadar fazla tepki verdi anlamadım?  Odama çıkarken annemin sesini duydum.
" Nasılsın kızım. Biraz kötü gördüm seni" dedi annem. Annem her zaman benim arkamda duran beni koruyup kollayandı.
" Bir şeyim yok anne" annem ısrarı sevmezdi o yüzden beni kendi halime bıraktı. Hemen ılık bir duş aldım ve pijamalarımı giyip yatağa uzandım birazda telefona baktım. Yatmadan önce bıçak koleksiyonumun olduğu dolabı kilitledim gündüzleri havalansın diye açık bırakıyordum. On dört yaşımdan beri ilgim vardi bıçaklar. Koleksiyonda nadir bulunan bir kaç tane bıçak eksikti. Dolabın kilidini alıp anneme verdim.
" İyi geceler kızım tatlı rüyalar."
" Sanada annecim" dedim kendimi gülmeye zorlayarak. Uyurgezer olduğum için anahtarımı anneme verdim çünkü uyurgezerler uyurken her şeyi yapabilirler ve gözleri açık olur. Evet korkunç bir şey bazen. Yatağıma uuzandım tekrar ve kendimi güzel bir rüyanın içine bıraktım. Oysa uyandığımda bir kabusu yaşayacağımı nereden bilebilirdim.
Gözlerimi kırpıştırarak uyandım. Sırtım yatak değil sert bir yerde yatıyordu. Sanırım yataktan düştüm.  Yerden kalktım ve gördüğüm şey ile dilim tutuldu. Ben kendi odamda değildim ve elinde bir bıçak vardı yerde ise bir adam. Aşağı kata biri inmeye başladı tam kaçacaktımki ışıklar açıldı. Ama nasıl olur hayır hayır. Yerdeki adam Zafer amca idi. Göz yaşlarımı daha fazla tutamadım. Yanaklarımdan çeneme doğru yol alan göz yaşlarım ile Emel teyzeye yani Zafer amcanın karısına baktım. Emel teyze gilin birde kızı vardı aramız kötüydü onunla. Aman Allahım yerde bir cesed var ve benim konuştuğum şeye bak. Ne olduğunu bile bilmiyorum. Cinayeti lütfen ben işlemiş olmayayım. Lütfen.
" Kı-kızim ne yaptın sen. Zafer! Uyan lütfen uyan!"
" Emel teyze ben yapmadım. Ben yapmadım!" O sırada sesleri duymuş olacak ki kızı Buket geldi. İlk önce yerde kanlar içinde yatan babasını gördü sonra da beni gördü ela gözleri.
" Babaa! Baba! Ne yaptın sen. Pislik katil ne yaptın!" Ben katil miydim? Hayır katil değilim değil mi. Ben yapmadım.

                    BEN KATİLİM...