Erol çantaları, Egenaz yemekleri ve ben de otları aldım. Bugün güzel bir gün okacaktı çünkü bugün Llamalar Diyarı'nı ziyaret edecek ve Llama kralı ve kraliçesiyle tanışacaktık. Bu bizim için bir onurdu. Yavaş yavaş portalımıza doğru yürüdük. Kimsenin bizi başka bir boyuta geçerken görmesini istemedik. Sonunda portala varınca etrafımıza bakındık. Kimse yoktu. "Hadi bakiim, atlayın!" Dedi Egenaz alay edercesine. Erolu portalın içine ittim ardından ben ve Egenaz da girdik.
...
"Alice, beni portalın içine neden ittin!?!" Diye bağırdı Erol. "En zayıfımız sensin de ondan!" Diye cevap verdim. Kavga etmekten yeni bir diyara geldiğimizin farkına bile varmamıştık. İlk gördüğümüz şey resepsiyonda duran bir llamaydı. "Hoşgeldiniz, hoşgeldiniz..." diyiyor, bize broşür uzatıyordu. Etrafımıza bakındık. Pastel renkler ve neşe ile doluydu her yer.
...
Llama Kasabası'nda gezerken duvarlarda posterler olduğunu farkettik. Posteri incelemek için duvara yaklaştım. 'LLAMA ŞARKISI KONSERİ BU AKŞAM, SAKIN KAÇIRMAYIN!' Yazıyordu. Hemen arkadaşlarıma seslendim "Hey, şuna bakın! Bu akşam konser olacak!" Erol yanıma koştu "Ne konseri bu maymuş?" Ona duvardaki posteri işaret ettim. Egenaz mavi bir Llama'nın sattığı Llama şeklindeki pamuk şekerlere bakıyordu. Zorla Egenaz'ı şekerlerden ayırdıktan sonra konserin olacağı parka gittik. On Llama konser ekipmanlarını birbirlerinin yardımıyla organize ediyordu. Bir anda önümüze mor bir Llama zıpladı "Hey dostum, sen burada ne yaptığını sanıyorsun? Burası bizim mekanımız... Biz buranın Llamalarıyız!" Hepimiz birden geriledik "Yok...Biz....aaa...zaten gidiyorduk..." dedi Erol. "Lütfen rahatsız olmayı-" birden mor Llama bize tükürdü. Arkasından da sarı bir Llama geldi. "Sorun mu var burada adamım!?!" Arkadaşına dönüp kafasıyla bize işaret etti. İkisi birden bizi koşturmaya başladı. Hem tükürüyor hem koşuyorlardı. "Llama'ların tükürdüğünü duymuştum ancak yalan sanmıştım... Yanılmışım!" Diye bağırdım.
Bu Llama'lardan nasıl kurtulacaktık?
