Yine her zamanki gibi bir gündü, gözümü annemin beni son ziyaretinde getirdiği çiçeklere diktim beyaz Nergiz çok severim, nergizi belki de kimse bilmiyor çünkü papatya'nın gölgesinde ufacık kalıyor, aynı benim gibi...
Yataktan doğruldum ve dağılmış saçlarımı bir bandaj ile topladım, ayağı kalkıp mutfağa doğru gittim dolaba baktım ama bir bok yoktu, cüzdanımı ve ev anahtarını alıp dışarı çıktım, evimin yakınında bir market vardı baya küçük bir yerdi ama çok şey vardı.
Marketten girip bir merket arabası alıp reonları gezmeye başladım, bir kaç yiyecek şey aldıktan sonra canım çikolata çekti ve onu da almak için o reona gittim, çikolatalara bakarken yanım da ise bir anne ve bir erkek çocuk vardı aniden erkek çocuk annesine.
Çocuk: anne baksana bu abla ne kadar da güzel
Ben şaşkın bir yüz ifadesi ile çocuğa baktım çünkü o sözü beni göstererek söylemişti.
Annesi: aa evet oğlum maşllah kızım cidden yüzün çok güzel, ama böyle erkek gibi giyinme bence.
Hiç bir şey demeden kasaya gitim ve aldıklarımın parasını ödedim, marketen çıkıp eve doğru yöneldiğimde telefonum çalmaya başladı.
"Ben: Alo kimsiniz?"
"Bilinmeyen numara: alo canım?"
"Ben: Anne? Sen misin? Ne oldu?"
"Annem: aa şey...baban seni bu gece yemeğe çağrıyor."
"Ben: o iğrenç sapık asla benim babam olamaz! Başka bir şey yoksa kapatıyorum."
"Annem: lütfen du-"
Ahh bir de sizle mi uğraşıcam? Biri mal diğeri ise iğrenç bir sapık, onları aile olarak bile görmüyorum ben.
Eve gidip hazır noodle yapıp bilgisayarımın başına geçip Elraenn'in bir yayını açıp izlemeye başladım, yemeğimi bitirdikten sonra tabağımı mutfak tezgahının üstüne bıraktım.
Saat çoktan 20.00 olmuştu bile sanırım çok uyuyorum neyse uyumayı seviyorum, bir duş alıp dışarı çıktım akşamları evde duramıyordum çok daralıyordum, boş bir bank bulup oturdum.
Yarın gidiceğim yeni okulumu düşündüm acaba nasıl bir ver?, insanlar nasıl?, hocalar nasıl? Aslında küçüklüğümden beri okuldan hep nefret ettim, okul benim için bir cehennemdi ama evim ordan daha beterdi, o yüzden evden kaçmak için her zaman okula giderdim.
İçimden 'Neyse çok geç oldu' diyip eve doğru yürüdüm, eve geldim de yine komşumun o nalet bağırma seslerini duydum her gece o domuz içip, içip çağırdığı kadınları dövüyordu kimse de buna ses çıkarmıyordu, ama yeter amına koyiyim birinin bu adamı çok iyi sikmesi gerekiyordu, yerimden kalkıp adamın kapısını sertçe çaldım.
Adam setçe kapıyı açıp.
Adam: ha? Sen de kimsin be küçük bir kız mı?
Sarhoş olduğu çok beliydi buram, buram ucuz bira kokuyordu.
Ben: tam karşında oturuyorum, çok ses yapıyorsunuz. Rahatsız oluyorum.
Adam: hahaha duydun mu Neriman karşımda oturan küçük kız bizden rahasız olmuş.
Kendimi zor tutuyordum, her an o pisliğin suyunu akıta bilirdim.
Ben: he, he öyle olmuş, o iğrenç sesini kes Yeter bana.
Adam: ha? Sen ne diyorsun lan?!.
Arkasında ki kadın koşarak geldi ve o iğrenç domuzu tutu sanki bana zarar vere bilicekmiş gibi.
Kadın: canım benim biz içeri girelim mi?
Adam: DUR SEN Bİ!!.
diyip kadını yere iti o zaman kan beynime sıçradı, yakasından tutup.
Ben: Amına koyduğumun oruspusu, seni burda yatırıp sikiyim mi?.
Adam bana sert bir yumruk çekti, burnum kanamaya başladı.
Adam: haha neyle sikicen lan? Sikin mi va-.
Adama bir yumruk yapıştırdığım gibi yere yapıştı.
Ben: senin o bamya sikinden daha büyük bir sikim olduğu kesin.
Kadın korku dolu gözlerle bana baktı, elim o iğrenç domuzun kanı ile pislenmişti... arkamı dönüp evime girdim, elimi yıkayıp direk yatağa girdim çok yorgundum yarında okul vardı. Kim bilir nasıl bir yere gidiyordum.
gözümü açtığımda hemen baş ucumda ki saate baktım, saat çoktan 09:00 olmuştu bile içinden 'has siktir' diyip yataktan fırladım rasgele bir şeyler giyerken aynaya baktım da o domuzun atığı yumruk mor olmuştu, çekmeceden kare, büyük bir yara bandı aldım ve morluğa yapıştırdım.
Acele ile durağa, duraktan da okula vardım, okul baya büyük ve güzel duruyordu herkes dersteydi sanırım, okulun içine gidip nöbetçi öğrenciyi aradım sonunda da buldum.
Nöbetçi öğrenci: ah... merhaba birini görmek için mi geldiniz?.
Ben: hayır, 11/A kaçıncı katta?.
Çocuk sesimi duynca canavar görmüşe döndü.
Nöbetçi öğrenci: ahh...ş-şey de 3. Katta.
Ben: eyvallah, kolay gelsin.
Üçüncü kata çıktığım gibi gördüm ve kapıyı tıklatım, ben sınıfa girince aniden sebebini bilmediğim bir sessizlik oldu herkes bana bakıyordu, insanların bana bakması beni baya bir rahatsız oluyordum.
Hoca: buyrun? Aa yoksa sen yeni öğrenci misin?.
Başımı 'onaylıyorum' şeklinde salladım.
Hoca: hoş geldin canım, gel de kendini tanıt.
Yavaşça tahtanın önüne doğru yürüdüm ve kendimi tanıtım, tıpkı hocanın dediği gibi.
Ben: merhabalar, ben Can.
Sınıfta yine bir sessizlik oldu... Allah'ım sanki uzaylıyız amına koyayım.
(Can tahminen böyle görünüyor, beğendiyseniz oy ve yorum bırakmayı unutmayın:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİM KIZ (ERKEK) ARKADAŞIM {+18}
Jugendliteraturkıza benziyen bir erkek olmak, kulağa o kadar zor geliyor değil mi? ama bir insanı anca kendisi bilir.. yeni bir okula geçen can görünüşü yüzünden hayatı boyunca dışlanmasına sebep olan insanlardan uzak durup mutlu olabilir mi? can için mutluluk ney...