İyi geceler öpücüğü sayesinde çok rahat bir uyku çekmiştim gece. Şimdi ise gece kapatmadığımız için sabah güneşinin ışıkları sayesinde uyanmıştım. Uyku problemi olan bir insan olmadığım için rahat uyuyup uyanabiliyordum.
Çarşaflarımı ve pikemi güzelce toplayıp etrafa bakındım. Hoseok hâlâ uyuyordu. Saate bakmamıştım ama sabah olalı çok, da bir zaman geçmiş gibi gözükmüyordu. Sabah giymem için gece yatmadan bayan Jeon'un bıraktığı terlikleri ayağıma geçirip oradan çıktım. İlk durağımız lavabo yapıp elimi yüzümü yıkadım ve kaldığımız odaya geri dönecekken aklıma düşen Jeongguk yüzünden bunu gerçekleştiremeden adımlarımı onun odasına ilerlettim. Jimin ile beraber kaldıkları aklıma gelince kapı eğer kapalıysa girmemeye karar verdim. Uyuduklsrı için rahatsız etmek istemezdim, ne de olsa saat onlar için erken olabilirdi.
Şansıma kapı aralıktı ve bakınca direkt Jeongguk'un yatağı görünüyordu. Kapıyı biraz daha ittirmeye kalmadan kapı açıldı ve gözlerini ovuşturan Jimin ile göz göze geldik. Uyku mahmurluğu ile ne olduğunu algılayamazken ses çıkarmasın diye elimle ağzını kapattım. Saniyeler sonra yaşanan durumu kavrayınca göz devirip elimi ağzından çekti ve hafifçe gülümseyip benim yerime gideceğini söyledi. Düşünceli davranmasına sevinmiştim.
Aydınlanmış odaya sessizce giriş yaptım ve Jeongguk'un yatağının kenarına, aşağıya oturdum. Yüzü benden taraf dönük olduğu için masumluğu okunuyordu.
Pencereden giren ışığı güzelim yüzünde oluşturduğu desenli gölgeler onu daha da hayran olunası yapıyordu. Sol elim ile kirpiklerine yaslanan saç tellerini arkaya ittirdim. Nefes alışverişleri avucuma çarpınca için sıcacık oldu. Yumuşacık yanaklarına dokunup öpmek istedim ama engelledim kendimi.
Komodininin üstündeki saate tekrardan baktığımda gelmemin üstünden on iki dakika geçtiğini farkettim. Bunu farketmem ve yumuşak saçlarını hafifçe okşayan ellerimin üzerinde elini hissetmem aynı anda gerçekleşti. Uyur uyanıktı şuanda. Elim hareket etmeyi durdurduğunda muzırdanmış ve elini tutamlarının üzerindeki elime kaydırmıştı.
"Devam et lütfen..."
Yüzünde gülümsemenin oluşması saliseler almıştı. Elini okşadıktan sonra üzerine bir öpücük kondurup saçlarını okşamaya devam ettim. Dakikalar sonra yüzündeki tebessümü kesilmeden gözlerini açıp bana baktı. Gülümsedim. Tabii saniyeler sonra bu anımız kapının çalmasıyla bozuldu.
"Jimin hâlâ uyuduğunu söyledi Jeongguk, hadi kalk artık kahvaltı yapacağız."
Panik oldup yatakta dik pozisyona gelen Jeongguk ise gözlerini ovuşturarak birazdan geleceğini söyledi. Kısık sesli bir kahkahadan sonra yanağına hızlıca bir öpücük kondurup onu odada yalnız bıraktım.
Lavaboya uğrayıp elimi yüzümü yıkayıp aşağı indim. Bay ve bayan Jeon mutfakta sofrayı hazırlarken Jimin ile Hoseok ise gülüşerek sofrayı hazırlıyorlardı. Her kaçamak anda birbirlerinin yanında olmayı başarıyorlardı.
Mutfaktan kahvaltı tabaklarını kurulan sofraya götürürken Jeongguk çoktan yanımıza gelip bize yardım etmeye başlamıştı. En son kurduğumuz sofraya oturup sessizce yemek yemeye başladık. Neden bilmiyorum ama sessizlik ufaktan rahatsız ediciydi.
"Jeongguk misafirlerimizi akşamki etkinliğe götürecek misin?" Bay Jeon'un konuşmasıyla herkesin dikkati oraya kaydı.
"Evet baba birkaç saate çıkacağız evden. Önce buraları gezdirip akşamüstüne doğru da oraya geçeceğiz." Bay Jeon'un kafa sallamasıyla herkes tekrardan yemeğe döndü ve sessizlik içinde bitirdik kahvaltımızı.
Kısa bir toplama faslından sonra hazırlanıp dışarı çıktık. Jeongguk bizi nereye götüreceğini söylememişti ama güzel bir yer olduğunu düşünüyordum. İçindeki insanları güzel olan bir yerin güzel olmaması olası değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raxeria | Taekook
FanfictionRaxeria Penceremizden giren gün ışığının odamızda oluşturduğu desenler ve gölgeler -- taevkim: Sandalyenin üstüne çıkıp annesine mutfakta yardım etmeye çalışan bir Jeongguk hayal ettim. Yanaklarını ısırmak istiyorum. -- texting, düzyazı 12122022