Ağzımdan akan damla damla kanı resmen hissedebiliyor gibiydim.
Dilime iğneler batıyor, bogazima mide suyum yerine kan yükseliyor.
Boğazım tıkanıyor.
Konuşmak zorlaşıyor.
Sadece içime yeni bir tanesini daha atabilmek adına, ağzıma kadar gelen kanı midem bulana bulana tekrar yutuyorum.
İğrenç, İğrenç hissettiriyor.
Sadece yut gitsin.Karşımdaki kişinin, sözlerini birer birer yutuyorum.
Tıpkı ağzıma kadar gelmiş bir kusmugu yutmak gibiydi bu.
Tamam, pekala
Düşüncesi bile iğrençti.Bu okulun kesinlikle benim için daha iyi olacagini düşünmüştüm.
Aptal bi fikir uğruna, ruhumu satmış oldum.
Neden benimle hala alay ediyorlar?
Daha fazlasını, yutamayacagim.
Göz yaşlarimin konuşmaya başladığını hissediyorum.
Gözlerim, göz yaşlarım.
tıpkı birer elmas gibi ince ince ama ayni zamanda bir afet gibide hızlı hızlı akıyorlardı.Çevremdeki bakışların cogaldigini hissediyor, bundan nefret ediyorum.
Ağzımdan çıkan bir kaç aciz söze dayanıyorum.
"Neden, neden bunu bana yapıyorsunuz?"
Bir kaç kıpırtı harici başka bir şey olmuyor.
Birisinin sac diplerimi kavradigini hissediyorum ve bu bana acıdan başka bir şey kazandırmıyor.
"Çünkü yeterince iyi değilsin."
.
..
Daha iyi olsaydım, benide severlermiydi?
.
..
...
....
.....
....
...
..
.Beyaz çarşaflar içinde bu küçük odada uzanıyor ve daha büyük bir odaya gitmek adına bekliyordum.
Tamam pekala daha fazla süslü sözlere gerek yok.
Okul revirindeyim.
Ve hastaneye gitmek için bekliyorum.Bu okula herşeyin daha iyi olacağını düşünerek gelmiştim.
Eski okulumda berbat sekilde zorbalanmistim, ama şuan oraya şükrediyorum.
Baş zorbam ya da baş düşmanım emly'den bahsetmeliyim sanirim.
Bugün merdivenlerden aşağı bana çelme takarak tam anlamiyla yuvarlanmami sağlamıştı
Ve herkes buna güldü.
Bir insanın acı çekmesi ne kadar komik bir şeydi?O kız asla ceza almazdi Çünkü ailesi zengindi ve kesinlikle poh pohlanarak büyütülen bir kızdı.
'Istedigimi alirım' kafasinda bir kizdi.
"Hey, Osaki! Beni duymuyor musun?"
Bir anda kendime gelmem ile irkilerek yerimden sicramistim resmen.
Yanimda başka birisinin olduğunu fark edince düşüncelerim uçup gitmisti bir anda."Oh çok şükür! Bir an öldün gittin sandım yarım saattir sana sesleniyorum!"
"Madem bu kadar söyleneceksin gitseydin."
Bana kesinlikle abartılı denilecek bir sekilde göz devirmisti.
Bende ona karşılık olarak kaşlarımı çatmis ve sinir bozucu bir sekilde dil çıkarmıştım."Tanrı aşkına, seni kurtardim ve karşılığı bu mu ne kadarda ayıp!"
Trip atar gibi kollarını önünde birleştirmis ve somurtmustu kizil cocuk.
Şimdi bir düşününce beni cidden o kurtarmisti dogru ya!
"Herneyse herneyse, hastaneye geçecektin normalde ama ailenden kimseye ulasilamadigi için ambulans gelecek. Ayağın berbat durumda çatlamış sanirim kırılma olasılığı bile varmis"
"Korkutma lan beni!"
"Ah peki peki! Sadece haber vereyim dedim merak etme ayaksız kalmazsin"
Cevap vermeden sadece önüme dönmüş ve boş bir şekilde sadece bir kaç kağıdın asili olduğu duvara doğru bakiyordum
"Senin şuan ders saatin degil mi? Tamam pekala çok teşekkür ederim artik gidebilirsin."
Kızıl saçlı cocuk dolabin yanındaki sandalyeye oturarak bacak bacak üstüne atmisti bile
"Aman ya çok içtendi sağol, ayrica hemşirenin işi varmış tek başınada kalamazsin yani zirlama"
"Asıl sen zirliyorsun be!"
"NE! NE HAKLA!"
Bana kaşlarını çatmış ve sanki çok önemli birisiymis gibi göğüs büyütüyordu.
"Görende sanacak beyefendi padişah."
Gözlerimi devirip, arkama yaslanmistim.
"Aslına bakarsan varya benden ne iyi padişah olurdu şimdi-"
Elime ilk geçen şeyi çocuğun kafasina fırlatarak susmasini saglamistim.
"Hey.. neden burada bikinili kiz resimlerinin olduğu bir dergi var!"
"NE"