Kapımın çalınmasıyla konuştum. -Girin. -Acaba doktorumuz ne yapıyor diye merak ettim. Gülerek konuştum. -Sence ne yapabilirim Rose? -Mesai saatinde olduğundan çalışmalısın. -Bunu sen söylüyorsun. Ve beni oyalıyorsun. -Hey iş için gelmiştim. Şakasına Koluma vurmuştu. -Tamam tamam söyle ne oldu? -Yarın sana nakil bir hasta geliyor.
Dosyayı önüme koydu. Ben tam inceleyecekken konuşmaya başladı. -2 kere kanseri yendi. Ama bu sefer de beyninde tümör ortaya çıktı. Ve bu hastaneye sevk ettiler. -Kanseri iki kere yendiyse güçlü biri olmalı? Adı ne peki? -Çok güçlü birisidir. O Kim Jisoo. -Tanıyor musun? -Ben tanıyorum ama sen tanımıyorsun. -Yaa nereden tanışıyorsun? -Bu hastaneden. Sen buraya gelmeden o burada baş hekimdi. Ve kanseri çıkınca da ayrılmak durumunda kaldı. Ondan hemen sonra da sen geldin ve baş hekim oldun.
-Onu çok seviyorsun galiba. -Çok. Onu herkes çok severdi. -Tamam sana sözüm olsun arkadaşını kurtarmak için elimden ne geliyorsa yapacağım. -Ondan şüphem yok. Neyse ben işime bakayım. Sana da kolay gelsin. -Kolay Gelsin Rose. Rose odadan çıktığında düşünmeye başladım. Acaba kimdi bu Kim Jisoo. Nasıl herkese kendi sevdirmeyi başarmıştı. Baş hekimken bir de. Özellikle Rose. Rose birilerine çabuk güvenen biri değildi. Onun kalbini kazanmak daha zordu. Şimdi daha da çok merak etmiştim bu Kim Jisoo'nun kim olduğunu.
Mesaim bitince çıkışta Rose'yi beklemeye başladım. Rose benim en yakın arkadaşımdı. Sürekli mesai çıkışı onu evine ben bırakırdım. Şimdi ise olduğundan fazla gecikmişti. Ben de telefonumla oyalanırken Rose en nihayetinde gelmişti.
-Hayırdır niye geç kaldın? -Ah kusura bakma bir şey arıyordum. -Merak ettim şimdi. -Göstereyim mi? -Olur. Rose elime Bir resim verdi. Resimde Rose ve yanında bir kız duruyordu.
(Resim bu)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Bu kim Rose? -Bu bahsettiğim Jisoo işte? -Aa o mu? -Evet. -Seni ilk defa birisiyle bu kadar Canayakın görüyorum. -Evet. Neyse arabaya geçelim. Orada anlatırım. -Tamam. Arabaya geçtiğimizde arabayı çalıştırdım ve konuşmaya başladım.
-Ee nasıl tanıştın bu kızla. -Biliyorsun ben Bi aralar Jimin'le sevgiliydim. O sıralar da Jisoo'nun bizim hastaneye tayini çıkmıştı. Bi gün Jimin yemekhanenin tam ortasında benden ayrılmak istediğini söyledi. Ben de tam oradan kaçıp kendimi rezil edecekken Jisoo kolumu tuttu ve tam da Jimin'in önünde şunu söyledi. "Akşam bara gidelim. Seninle tanışmak isteyen bir tanıdığım erkek var." dedi. Ve beni sürükleyerek o ortamdan çıkarttı. -Vay canına. -Jimin'in görmeliydin. Bayağı kudurmuşa benziyordu. Sonra Jisoo'yla tanıştık. O akşam beni evine götürdü. Ve ben daha depresyona girmeden beni depresyondan çıkarttı. Benim için çok özel biri o. -Sen diyorsan. Arabayı durdurdum. Rose'nin evine gelmiştik. Onu bıraktıktan sonra da kendi evime geçtim. Ve kendimi direk kanepeye attım. Artık Jisoo'yu net bir şekilde daha da merak ediyordum. Rose'nin anlattığına göre çok iyi bir insandı. Ve yarını iple çekiyordum.
_____________________ Yeni hikayeyle herkese merhaba. Ben böyle sürekli biri bitmeden birine başlayacağim galiba. Her neyse hikayeyi nasıl buldunuz. Umarım beğenirsiniz. Bu arada Shipler. Vsoo - Jirose - Liskook - Yoonnie Sonraki bölümde görüşürüz<3
