1

30 6 1
                                    

Her zamanki gibi dersten çıkıyordu Professör Seo. Professör unvanını alalı yalnızca iki yıl olmuştu ama çocukların fizik 2 dersine giren Lee Felix adlı altı ay önce professör olan adamın bilinçli gıcık tavırlarına maruz kalıp duruyordu. Nedenini Felix patlayana kadar o da bilmiyordu. Yemek sırasında bekliyorlardı. Genelde öğrencilerle yemezleri ama kafalarına eserse yemekhaneye damlarlardı. Genelde menüde nadir yer alan yemekler olduğunda bunu yapıyorlardı. İkisi de aynı günde aynı şeyi düşünmüş olmalılar ki sırada ard arda bekliyorlardı. Felix arkasını döndü, ellerini savurarak konuşmaya girdi:

" Hayır anlamıyorum. Neden sicim teorisini savunuyorsun ki?"

Changbin affallamıştı birden gelen soruyla.

" Anlamadım."

" Sicim teorisini diyorum, neden savunursun ki?"

" Bu uzun bir konu. Yani... Demek istedigim yemekhane sırasında konuşulmaz."

" Ama cevaplara ihtiyacım var, tamam mı? İdolize ettiğim parçacık fizikçinin sicim teorsini savunmasını anlamıyorum."

" Beni idolize mi ettin?"

" Yazdığın kitabın fizikle biraz da olsa etkilenen biri üzerinde nasıl bir etki bıraktığından habersizsin, değil mi?"

" Sanırım."

" İyi öğreteyim o zaman. Sen de bana neden sicim teorisini savunduğunu açıkla."

" Bugün doluyum. Yarın saat on üçe ne dersin?"

" Tamam. Olur." Kelimelerini vurgulayarak konuşuyordu. İçinde öfkeyle beraber bir dolmuşluk hissi bulunuyor Felix'in. Yıllarca üniversitede, lisede öğeensiği sicim teorisini savunmak için çalışmıştı ancak matematiksel bazı ispatlar dışı fiziksel hiçbir bulgu yoktu. Hiçbir deney yoktu. Hiçbir ön görmeye yarayacak sonuç yoktu. Popüler internet zırvasından ibaret bir şeydi sicim teorisi. Alanlar teorisiyle beraber incelendiğinde oluşturduğu gizem perdesi teoriye olanaklar oluşturuyordu ancak hiçbir dayanağı olmayan bu teoriyi savunmak delilikti. Sadece birkaç matematik işlemiyle ortaya saçma kuramlar atılıyor sonra da üstüne uzun uzun çalışıyordu. Oysa matematik alakasız konularda bile benzer sonuçları verebilme ihtimali olan bir karmaşaydı. Sicim teorisi karşıtı olan fizikçiler nasıl dayanak olmadığını öne sürüyorsa Sicim teorisyenleri de dayanaksızlığı kullanıyordu. Ortada teoriyi reddetmeye yarayacak hiçbir sey yoktu.

" Kanıt bulunamamasının asıl nedeni algı boyutumuz. Kağıt düzlemindeki bir bilinç bizim dünyamızı algılayamayacağı gibi 3 boyutlu evrendeki bizler 11 boyuta kadar uzanan evreni algılamakta güçlük çekeriz." diyerek Felix

"Bu kuantum alanler teorisi!"

" Sicim teorisi ancak onunla mantıklı. Sicim teorisine gelirsek..."

" Hani bugün doluydunuz."

" Canımı sıktı bu mevzu. Evet, ne diyordum. Sicim teorisine gelirsek..."

" Aptal parçacıklar arası tek fark farklı frekansta titreşmeleri oluyor işte!"

" Her şeyin teorisini açıklayan bir teori."

" Hiçbir kanıtı yok."

" Hiçbir hatası da yok."

" Şuna sığınmanızdan nefret ediyorum."

" Sen her şeyin teorisini neye dayandırıyorsun?"

" Kuantum kütleçekimi döngüsü."

" Ah evet başka bir popüler fikir. Bana bir şeyler söyleme hakkın yok gibi."

" Popüler ama fiziksel kanıtları var."

" Ayrı ayrı olayların ayrı ayrı kanıtlarını birleştirip onların aynı çatı altında olduğunu söyleyemezsin."

" Sadece birkaç matematiksel karalamayla fizikte bir teori üretemezsin!"

" Sonuçta fiziğin temel taşı matematiktir."

" İyi de matematiksel kuramları fiziksel dayanaklarla birleştirmeden bir teori atmak zırvadan ibaret. Sürtünme kuvveti yerine bellirli katsayılarla her cisime zıt kuvvet uygulanır diyip onun kütlesi ve zemin ile olan ilişkisini yok etsem bu doğru bir kuram mı olur?"

" Hayır ama..."

" Kimyagerler gibi her şeye bir kılıf bulmasana."

" Kimyagerleri mi küçümsedin az önce?" dedi yargılayıcı bir bakışla beraber Changbin.

" Hadi ama sıfırla herhangi bir şeyi çarparsan sıfır olur ama kimya mantığı öyle değil. Mesela onun sıfırıncı kuvveti yalnızca kimya da bire eşit değil. Adamlar formül buluyor formülleri bile istisnalarla dolu. Matematikten anlamayıp her şeye bir kılıf buluyorlar sonra da fiziki buluşlara " Bu kimyadır" diyerek kendileri yüceltiyorlar."

" Sen hangi ütopyada yaşıyorsun ya?"

" Anlamadım."

" Az önce koca bir bilim dalına zırva dedin!"

" Her şeye bir kılıf buluyorlar dedim sadece."

" Lisede kimya notun kaçtı?"

" Altmış iki."

" Kuyruk acın belli oldu desene."

" Ya! Hayır öyle değil. Niye beni anlamıyorsun?"

" Birinin cümle aralarını okumak için onu tanımak gerekir."

" O zaman tanışalım Bay Seo."

" Numaramı vereyim isterseniz Felix Bey."

" Tabi." diyip telefonunu uzattı. Umrunda olan tek şey Seo Changbin'i alt etmekti o an.

Sicim Teorisi - ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin