Bugün o tepede kaçıncı olduğunu bilmediğim sigaramı yakıyorum, keşke diyorum ciğerlerime bu iğrenç koku yerine senin tatlı kokun dolsaydı Beomgyu. Belki de sen olsaydın yanımda, en yakın dostum olmazdı bu tütün parçacıkları
Hatırlar mısın bu tepeyi bilmem, bir salıncak kurmuştuk sen çok seviyorsun diye. Hep sallardım seni, küçük bir çocuk gibi "Daha hızlı salla Taehyun!" Diye seslenirdin bana.
Eh ben de korkardım haliyle düşüp bir yerlerini yaralayacaksın diye, çok yaralardın kendini, -asıl yaralanan ruhunmuş bunca zaman halbuki, bilememişim- Öpmemi isterdin dizlerindeki ufak sıyrıkları, geçermiş öptüğümde acısı.
Söylesene Beomgyu ruhundaki yaraları da öpseydim bir bir, bırakır mıydın beni? Çiçekleri öldürmeyi seçer miydin?
Her neyse çok edebiyat yapmadan konuşacağım, bugün rüyamda seni gördüm sevgilim. Çok güzeldin, beyaz bir takım kuşanmıştın. Güzel saçların soluk değil aksine capcanlı bir kestane rengiydi, papatyadan taç iliştirilmişti. Gülümsedin bana Beomgyu, gerçek gibiydi sanki bu düşler ülkesi. Sarıldın bana. O kadar güzel kıkırdadın ki hatta bi' ara o bembeyaz kasvetli duvarların kenarlarında güzel kasımpatılar yetiştiğine bu zavallı gözlerim şahit oldu.
Lakin saat tam 5:53'te kayboldun düşler ülkesinin bembeyaz duvarları arasında ve ben de tüm her şeyimi yine ve yine kaybettim
Elveda hiçlikler ülkem, aşkım.
-Kang Taehyun
⏤͟͟͞͞☆
Sayamadığı kadar çok gözyaşı ufak parşömenine dökülüyordu Taehyun'un. Bunun yanı sıra hafif hafif çiseleyen yağmur damlaları yüzünün her tarafını bir bir. O ise bunları asla umursamayıp kendi elleriyle kurduğu salıncakta sallanıyordu bacaklarından destek alarak. Bir yandan ise soğuk bir ninni mırıldanıyor, gözyaşlarının yağmura karışmasına izin veriyordu.
Ufak bir gözyaşı eşliğinde gözlerinin kapandığını hissetti birden, sanki gözleri onun kontrolünden çıkmışcasına kapanmıştı. Ne olduğunu sezemiyor, gerçekle rüya arasında kalmış bir şekilde kapatmıştı gözlerini
Ya da uhm... bembeyazlık arasında desek daha doğru olur
Gözlerini ışığın verdiği çekingenlikle araladı Taehyun, oradaydı işte. Rüyasında Beomgyu'yu gördüğü yerdi burası.
Hiçlikler ülkesi.
Kısık gözlerle etrafı izlemeye başladı, renk renk çiçekler bembeyaz duvarlardan fışkırıp narince açıyordu yapraklarını, Taehyun düşündü o an.
Tam da Beomgyu'nun sevebileceği türden bir yerdi burası.
O düşünceler alemine dalarken bir kıkırdama duymuştu kulakları,
"Gözlerini aç, aptal"
Gözleri sanki bu anı bekliyormuşcasına aniden açılmış ve o da arkasını dönmüştü lakin gördüğü şey gözlerini birkaç kez kırpıştırması için yeter de artardı.
"Beomgyu?"
Karşısındaki güzel oğlan kafa salladı yavaşça. Kocaman gülümsüyordu Taehyun'a.
Taehyun ise birkaç kez gözlerini kırpıştırdı yine ve yine. Gerçek gibi gözüküyordu fakat olamaz gibiydi de "Bunlar gerçek mi? Tüm bu çiçekler ve sen Beomgyu, gerçek misin yoksa sadece zihnimin bana oynadığı bi' düşten mı ibaretsin?"
Bir damla gözyaşı döküldü Taehyun'un gözünden, dökülmesiyle yanağında Beomgyu'un kendininkine nazaran minik elini hissetmesi bir olmuştu.
"Ağlama sevgilim buradayım ve seninleyim"
"Gözlerimi kapattığımda tekrar yok olacaksın diye korkuyorum Beomgyu. Yeni bulmuşken seni, dayanamam ki sensizliğe. İlk defa güzel kokuyor bana çiçekler, ilk defa yüreğimin her tarafına su serpilmiş hissediyorum" bir damla daha döküldü Taehyun'un güzel gözlerinden.
Dudaklarını büzdü Beomgyu "Benim için yaşamanı istiyorum-"
Sözleri Taehyun'un bağırması ile kesildi aniden.
"Benden nasıl böyle bencilce bir şey isteyebilirsin!? Beomgyu ben dayanamıyorum içten içe ölüyorum. Sen gittiğinden beri kaybettim kendimi"
Duyduğu haykırışla dudaklarını birbirine bastırma gereği duydu Beomgyu. Gözlerinin ağlamak için yer aradığını biliyordu.
"Peki o halde. Yarın saat tam 5:53'te seni bekliyor olacağım, Tyun~"
Duyduğu isimle burnundan bir şekilde güldü Taehyun. Gözlerini kapattı huzurla, Beomgyu'nun ellerini yanaklarında, güzel dudaklarını kendi dudaklarının üstünde hissediyordu ve gözlerini açmaya hiç niyeti yoktu.
Bilirsiniz, her güzel şeyin bir sonu vardır. Yanaklarındaki boş his bunun habercisiydi ve bu his hiç mi hiç hoşuna gitmemişti.
Gözlerini araladı yavaşça, "Beomgyu!"
Etrafa değdirdi gözlerini yavaşçaBeomgyu yoktu.
Çiçekler.. onlar da yoktu.
Gerçekliğe dönebildiğinde nefes nefeseydi Taehyun. Gözlerini etrafta dolaştırdığında o tepede olduğunu farketti. Saatine baktığında gördüğü tanıdık takamlar onu gülümsetmişti ufak da olsa.
5:53
"Hiçlikler ülkesi" diye mırıldandı ufakça
O an kararını vermişti.
Saat tam 5:53te
⏤͟͟͞͞☆
igrenc bi bolum oldu betimlemelerimi hic begenmedim ve bundan sonra ucuncu kisi agzindan yazmicam cok kotu oluyo 😭😭
her neyse umarim begenmissinizdir ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
denizler cinayet işlemezler, taegyu
Fanfictionaslında kimseyi istemezler. 🌊 • taegyu minific, angst. düzyazı.