~1~

189 13 1
                                    

Gözlerimi ince ince dilimlediğim domateslerden çekerek cafenin kapısına yönelttim.
Kafamda birkaç ani tazelenirken uzun zamandır görmediğim adamin ve şefin konuşmasını izledim.

Bırak benii! İstemiyorum artık bırak! Adamın karnına dirsegimi geçirmiştim. Adamın belimi saran ellerinin geriye doğru çekilmesini fırsat bilerek içinde bulunduğum caddede sağa sola koşturarak bana yardım edebilecek birini aradım. Kahretsin. Neden kimse yoktu? Umutsuzluğum gözlerimde biriken yaşların akmasını sağlarken bacaklarım beni kaldıramayip vücudumun yere düşmesine izin verdim. Yorulmustum. Korkuyordum. Geri dönmeyecektim. Çünkü ben bunlari haketmiyordum. Alçak birkaç adam yüzünden birşeylere zorlanmayi haketmiyordum. Ben bu değildim ki. Böyle biri değildim. Bedenim ağlamaktan yorgun düşmüştü. Kurtulamayacaktim işte . Düşmüş olduğum uçurumdan kurtulamayacaktim. Gözlerim yavaşça kapanip siyah bir perdeyi önüme sunarken sırtımi yavaşça beton zemine dayadim. Her karanlığın ardından bir güneş doğar derler ya sanırım şimdi bu söz kanıtlanmışti. "Kızım! Iyimisin?"

"Evrim. bak beyefendi seni çağırıyor. Onunla konuştum. Bugün işten erken çıkacaksin." Gözlerimi başımda bana gülümseyerek bakan şefe çevirdim. "Teşekkür ederim." Bıçağı tezgaha bıraktıktan sonra ellerimi peçeteye sildim ve önlügü uzerimden çıkararak askıya astim. Üzerimi düzelttikten sonra kapida bana bakan adama doğru yürüdüm. Ellerim titriyordu. Hayatımın içine girip yeni bir başlangıç yapmami sağlayan adam bana bakıyordu. Ödemem gereken bir bedelim vardı ve zamani gelmişti. benden ne isteyecekti hiçbir fikrim yoktu fakat beni zor durumda bırakacak birsey istemeyecegini umuyordum.
Gerginliğimi uzerimden atmaya çalışarak adama gülümsedim. "Harun bey. Merhaba" adam bana karşılık gülümseyip elini uzattiktan sonra elini sıktım. "Merhaba Evrimcim."

#BEDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin