Gece 2.30 sularında yatağımdan sıçrayarak uyandım ve elimde hala telefonun açık olduğunu gördüm.Bu kadar erken uyumayı bende beklemiyordum ama uyumuştum işte. Sanırım kabus görmüştüm ama ne gördüğümü hatırlayamıyordum. Ne gördüğümü hatırlamak için düşünmeye başladım o sırada gözümün önünde bir görüntü belirdi; bir dağın tepesindeydim etraf full yeşillik ile doluydu ve yanımda birisi oturuyordu bana gülümsüyordu ama Yüzünde sadece ağazı görünecek sekilde bir maske vardı ve sesi çok değişikti ama tanıdık geliyordu. "ne zaman geleceksin, hala seni bekliyorum" demesiyle beni dağdan itmesi bir oldu o sırada diğer odalardan gelen tıkırtıyla kafamı daldığım yerden kaldırdım. Acaba hırsız mı girmişti ama kapıyı kilitlemiştim, sanrım. Sessizce masamın üstündeki masa lambasını kavradım ve yavaş hareketlerle kapıyı araladım kafamı sağ tarafa doğru sarkıttım iki tane insan silüeti görmemle kan akışım durmuş gibi hissetim ve orada kalakaldım. O sırada konuşmalarını duydum
"Necmi biraz sessiz olsana uyandıracaksın şimdi kızı" diyordu kadın sesi. O sesi saniyesinde tanımıştım bu annemdi o an içime bir su serpildi. Onları dinlemeye devam ettim onlar beni korkutmuştu bilerek yapmasalar bile ve sıra bendeydi. "asıl sen sessiz olsana Serpil dırdırdır bi susmadın" yine aralarında küçük bir tartışma gerçekleşiyordu. Onlara doğru sessiz adımlarla ilerledim ve yavaşça arkalarında belirdim ve aniden böö!! Diyerek onları korkuttum. Babam ve annem aynı anda birbirlerine sarılarak çığlık atmaya başladılar bende o sırada kahkahalara boğulmuştum beni görünce sustular ve babam "ulan sen mal mısın koskaca kız oldun hala çocuk çocuk hareketler yapıyorsun" demişti bense koskoca olduğumu düşünmüyordum evet lise son sınıftım ve 18 yaşındaydım ama bu beni büyük yapmazdı. "baba sende amma abarttın alt tarafı bi şaka siz beni bunun bin katı şeklinde korkuttunuz" dememle annem "Alara haklı Necmi öyle sessiz sessiz girersek, hırsız gibi olacağı bu" dedi. "siz ne ara döndünüz ya daha dün gitmiştiniz" dedikten hemen sonra babam " gittiğimiz hanımefendi kendisine yeni terzi bulmuş oğlum ve bize bunu söyleme zahmetinde bile bulunmamış oraya gittik ve bize yeni bir terzi bulduklarını söylediler sonra bizi kapı dışarı ettiler bizde arabaya atlayıp geri geldik" evet annem ve babam terziydi ama öyle alelade bir terzi değillerdi çok beceriklilerdi bir sürü ünlü marka için kıyafetler dikmişlerdi. " aman Necmi yapacak bişey yok çok uykum var hadi uyuyalım" dedi annem, babam kafasını salladı ve odalarına gittiler. Bende odama doğru yol aldım içeriye girdim ve kapımı kapatıp yatağıma yattım kapı açık asla uyuyamazdım sanki birileri beni izliyormuş gibi hissederdim hep. Gözlerimi kapattım ve uykuya dalmaya çalıştım tabii o kişiyi de düşünüyordum yüzünü bilmiyordum ama aurası beni gerçekten büyülemişti bi anda uykumun geldiğini hatırladım ve kendimi uyumaya zorladım.
Sabah kuş sesleri ile uyanmayı bende beklemezdim bugün oldukça erken kalkmıştım alarm bile çalmamıştı. Saate baktığımda saatin 7 olduğunu gördüm alarmımdan 30 dakika önce uyanmıştım bu benim için bir ilk sayılırdı hemen telefonumu elime alıp alarmı kapattım boşuna çalmasına gerek yoktu o sırada aklıma gelen şeyle dona kaldım bugün edebiyat sınavım vardı ve ben tekrar yapamamıştım konulara hakim olsam bile tekrardan bir zarar gelmezdi neyse dedim zaten hocalar yardım ediyor. Mutfağa doğru yol aldığım sırada mutfaktan taptaze ekmek kokuları geliyordu anlaşılacağı üzere babam fırına gitmişti. Mutfağa girdim ve bir parça ekmek kopardım sıcak sıcak çok güzeldi "sofrayı beklesene kızım" dedi babam bense ona aldırmadan odama geçtim daha alarma yarım saat vardı az daha uyumaktan zarar gelmezdi. Gözlerimi açtığıma alarm çalmamştı durumu garipseyip telefonumu elime aldım ve saatin 8.25 olduğunu gördüm içimden bir küfür salladım ve alarmın kapalı olduğunu gördüm tabi ya alarmı kapatmıştım hemen yataktan doğrulup anneme seslendim "anne beni niye kaldırmadınız geç kaldım işte" ama evde tek bir ses bile yoktu hemen hızlıca üstümü giyinip mutfağa geçtim dolaptan bir şey alacağım sırada dolabın üstünde not gördüm notta ; bizim işimiz çıktı sende bişeyler atıştır okuluna git yazıyordu. Keşke beni de uyandırsaydınız dedim kendi kendime. Hemen bişeyler atıştırıp kapıdan çıktım tam asansöre bineceğim sırada Sibel teyze ve torunu Emre'yi gördüm, Sibel teyze yaklaşık 65 yaşındaydı ve Emre benimle yaşıttı bundan tam 2 sene önceye kadar Emre ile aynı sınıftaydık ama Emre talihsiz bir kaza sonucu bacaklarını kaybetmişti o nedenden dolayı okula gelmemeye başladı aslında ondan biraz hoşlanıyordum ama söylemeye çok çekiniyordum
"nasılsın Sibel teyze iyisindir inşallah" dememle Sibel teyze "iyiyim yavrum Emre'yi biraz gezintiye çıkarıyordum bende evde çok sıkılmış" dedi o sırada "kendimde çıkabilirdim ama anneannem beni zorladı neymiş tekerleği iyi çeviremiyormuşum düşermişim olur mu öyle şey" demesiyle gözlerimi Emre'ye çevirdim bu hali çok tatlı gelmişti "anneannene bu kadar kızma bence, ne yapsın kadın seni düşünüyor" dedim ve sonra Emre kafa sallamakla yetindi bende hemen onlara hoşçakalın deyip merdivenlere yöneldim hızlı adımlarla okula yetişmeye çalıştım ve 2. derse yetişebilmiştim sınav zaten 3.dersteydi yani sorun yoktu. Sınıfa girdim ve hemen sırama geçtim kafamı sıraya koyup gözlerimi kapattım 3. derse kadar uyumayı planlamıştım. Gözlerimi açtığımda garip bir yerdeydim etraf loş bir ışıkla aydınlanıyordu ve burası kesinlikle okulum değildi buraya nasıl gelmiştim hiçbir şey hatırlamıyordum. Etrafta gezinmeye başladım ve garip bir adada olduğumu gördüm sanki burası dünya değildi başka bir yerdi biraz daha ilerleyince karşı tarafta bir çukur olduğunu gördüm, oraya doğru koşmaya başladım çok yakınında durmuştum. Çukur çok garipti alt tarafta dünya vardı ve biz gökyüzündeydik bu nasıl olurdu "Catherine" gelen sesle arkamı döndüm bu rüyamda gördüğüm kişiydi"Catherine mi?" dedim hiç beklemeden "Catherine artık gelmen lazım gezegenimizin sana ihtiyacı var" bir dakika bu kişi bana Catherine diyordu adımın Catherine olmadığına çok emindim "bir yanlış anlaşılma var sanırım ben Catherine değilim burasıda neresi, noluyor, benim okula gitmem lazım sınavım var ona gecikemem değilse annem beni keser" dememle "Catherine bizi bulman lazım yoksa hepimiz yok olup gideceğiz bul bizi Catherine bul evini okulunu kütüphaneyi her yeri tek tek ara bizi bul, Ezaleyi geri getir Catherine Gök Adayı bul" sonlara doğru bağırmaya başlamıştı ve ben ne dediğini zar zor anlayabilmiştim. Etraf aniden aydınlanmaya başladı ve okulda sıramda uyandım saate baktığımda saatin 4.20 olduğunu görmemle kanım donmuştu sınav olmamıştım hemen eşyalarımı topladım ve bahçeye koştum Osman hocayı görmemle yanına koştum "hocam ben daha sınav olmadım nereye gidiyorsunuz" dememle boş boş yüzüme bakması bir oldu "kızım ne diyorsun sen yaptın ya sabah sınavını" nasıl yani ben sınav olmamıştım ki bundan adım kadar emindim ne diyordu bu adam gece gördüğüm rüya sabah gördüğüm rüya ve şimdi bu, bunlar gerçek olamazdı. "kafayı yemiş bu kız" diyerek benden uzaklaştı hoca. Evet haklıydı galiba kafayı yemiştim bunun başka bir açıklaması olamazdı.
DEVAM EDECEK
OY VERMEYİ ATLAMAYALIM LÜTFEN
![](https://img.wattpad.com/cover/284012719-288-k526487.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EZALE- GİZLİ DÜNYA
FantasyEtrafım kararırken söylediğim son şey "tekrardan buluşalım, başka bir hayatta" oldu.