Seni seviyorum ve bu acı verici bir şey... Sana deliler gibi aşığım ama bu acı verici bir şey.. Yanımda olmanı istiyorum ama bu imkansız bir şey.. Ya ben çok acı verici şeyleri ve imkansız şeyleri istiyorum ya da benim isteklerim sana ve bana göre çok acı verici ve imkansız..
Herkesi dinliyorum fakat Allah'ın bir kulu da gelip 'Gökçe sen nasılsın? Nasıl gidiyor? Sorunun var mı? Senin yanındayım bunu unutma.' demiyor... Sanırım ben iyi biriyim... Yada saf biriyim.. Belkide insanlara çok değer veriyorum... Herkesin derdini dinleyip dermen olmaya çalışıyorum oysaki... Herkese bir ev, liman, ağladığı zaman yaslanacak bir omuz, dert ortağı olmaya çalışıyordum...
Aslında onların yanında olmaktan asla yorulmamış ve bıkmamıştım fakat çok değer verdiğim biri gelip bana "babama benziyorsun ,bencilsin ,nankörsün ,beni anlamıyorsun" diyene dar. Sonra sanki birşey oldu ve ben artık kimseyi dinleyemicek hale geldim.. Halbuki ben o kızın tüm yanlışlarını hiçe saymıştım.. Tüm hatalarını affetmiştim. Ben bana yapılan herşeyi affedip onun yanında olmaya çalışırken onun bana böyle davranması kalbimi kırdı..
Ondan sonra kimseye birşey anlatamadım.. Kimseyi de dinleyemedim beni o çok sarstı ama o bunu bile bilmiyor.. Biz ateş ve barut gibiydik fakat ateş artık sönüyordu.. Barut kendine yeni ateş bulması gerekiyor.. Özür dilerim güzelim...Fakat bende tükendim.. Bende bittim.. Yoruldum ve sözlerine çok önem veren ben artık o sözleri tutamaz hale geldim...
Belkide pes etmem geriyordur.. Belki artık cidden yorulmuşumdur...
Öylesine yazılmış bir kurgu.