+++
Öpüşmeyi başlatan tarafın Yoongi olması bir şeyleri değiştirmiyordu, o yüzümü kendine çekerken ben kasıklarımı ona sürtmeye, dudaklarını olabildiğince hırpalamaya çalışıyordum. Onun tadını alınca kolay kolay duramayacağımı biliyordum, aylarca onu deli gibi istemişken nihayet ona ulaşabilmenin kasıklarımda sancılarla uyanmama sebep olduğu bir rüyadan farkı yoktu.
Yoongi'nin boynuna ulaşmak için fırsat kolluyordum, ulaştığım anda dudaklarımın orada olduğunu belli edecek bir iz bırakmakta kararlıydım. Fakat tüm bu planım elleri kalçalarımı bulduğunda aklımdan dağılıp gitmişti. Avuçlarının arasında bir kez daha yüksek sesle inlememi sağlayacak şekilde sıkmış, ince bir iniltiyle o da bana eşlik etmişti. Dudaklarını dişleyip çekiştirmiş ve bir yudum nefes için sancıyan ciğerlerimi ferahlatmak adına kısa süreliğine benimkileri onunkilerden ayırmıştım. Ona kendimi bastırıp durmamı yeterli bulmamış olacak ki kalçalarımda konaklayan ellerini kullanarak düzgün bir ritim tutturmama yardımcı olmuştu. Artık ardı arkası kesilmeyecek inlemelerimin arasında başım arkaya düşünce benim yapmak istediğim şeyi bana yapmış, dudaklarını adem elmamı kavramak için kullanmıştı. Biraz daha böyle devam edersek çoktan iç çamaşırıma çıkan ıslaklık pantolonumun üzerinden bile belli olacaktı. Ve şükürler olsun ki Yoongi'nin durmak ister gibi bir hali yoktu.
Yoongi'yi bacaklarımın arasında daha rahat hissedebilmek için ayak parmaklarımın ucunda yükselmiş, kendimi onun da yardımıyla Yoongi'ye biraz daha bastırmıştım. Kalçamdaki ellerinden birini baldırlarıma doğru kaydırmış, diz kapağımın arkasından tutup beline doğru çekmişti bacağımı. Adem elmamdan köprücük kemiğime doğru kayan ıslak dudaklarıysa onu daha çok hissetmemle beraber koca bir ahın dudaklarımdan dökülmesine sebep olmuştu.
"Ah," diye haykırmıştım. "seni içimde istiyorum Yoongi."
Bu da geldiğimden beri dil döküp durduğum Yoongi'nin aramıza koyduğu tüm duvarları yıktığı an olmuştu. Kaşla göz arasında kendimi kalçasını yasladığı tezgahın üzerine eğilmiş, alev alev yanan yanağımı soğuk mermerin üzerinde bulmuştum. Kalçam hemen Yoongi'nin kasıklarına yaslıydı ve ben... ben gerçekten çok fena tahrik olmuştum bundan. Hafifçe bedenini bedenime çarptığında şiddetle inlemiş, hemen dar pantolonumu çıkarabilmek için ellerim kemerime gitmişti.
"Madem öyle," demişti Yoongi, göğsü sırtıma yaslanmıştı ve ben onu bu kadar çok hissetmenin verdiği zevkle mum gibi eriyecektim altında neredeyse. Yoongi'nin altındaydım ve bunu o kadar uzun zamandır istiyordum ki gördüğüm ıslak rüyalardan birinde olup olmadığımdan şüpheleniyordum. Avcumda uyanırsam yine eğer gerçekten kapısına dayanıp hiç dil dökmeden üzerine otururdum. "soyun o zaman."
Yoongi'nin ses tonu, kelimelerini vurgulayışı hiç de alışığı olduğum şekilde değildi ve bu, bu sahiden beni mahvediyordu. Seks esnasında yönetilmeyi seven tarafımı tam da on ikiden vuruyordu. Ellerim derhal kemerime giderken telaştan açamamıştım bile. Rüyaysa bile bu iş uyanmadan evvel bir şeylerin tamamlanması gerekiyordu. Nitekim bu rüyada bile olamayacak kadar da iyi hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
désirer | yoonkook
FanfictionBir resim atölyesinde nü modellik yapan Jungkook, aralarına ilk kez katılan Yoongi'yi görür görmez ona fena halde tutulmuştur. Hayatında birisi olduğu için de ona bir türlü adım atamamıştır. Ta ki Yoongi'nin sevgilisinden ayrıldığını duyduğu o güne...